İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Suriye’yi fakirler terk etti, zenginler keyif sürüyor!

Ayhan Saltan
Şehirlilerin büyük çoğunluğu daha emniyetli bölgelere çekilmişken taşra ve varoş ahalisi göçe mecbur kaldı. Ülkeyi fakirler terk etti zenginler bir şekilde ülkede kalıp faaliyetlerine devam ediyorlar. Yönetime güven ve destek noktasında çok fazla geri adım atılmadı. Gerçi Adana, Mersin ve Antalya havalisine yerleşen Suriyeli üst düzey halk kendilerini her türlü güvenceye almakla beraber bunlar genel göç yapısı içinde yüzdeliklerle bile ifade edilemeyecek bir sayıya sahipler. Bunların bir üst sınıfı olan üst düzey azınlık çoktan Avrupa’da yerini aldı. Şimdi gerçekler ışığında küçük bir analiz yaptığımız bu konuda , Ahsen TV’sinden Yeni Akit’ine oradan Odatv’sinden Cemaatçi yayınlara oradan da yandaşlar üzerinden Cumhuriyet Gazetesine kadar toplumsal ayrışmanın ülkemizde nasıl bir sonuç doğuracağını , mevcut iktidarın ayrıca MHP başta olmak üzere tüm siyasi parti tabanlarının iyi değerlendirmesi dileği ile bu yazıyı kaleme aldım.

***
Suriye’yi fakirler terk etti, zenginler keyif sürüyor!_resim Ticaret yaptığım eski zamanlarda, 2006 2007 yıllarında bilvesile İstanbul’da tanıştığımız tur rehberi bir arkadaş sayesinde Suriye ile ticarete başladık.
Bu faaliyet tabiatında olduğu gibi çeşitli ilişki ve dostlukları da beraberinde getirdi.
O yıllarda öncesini öğrendiğimiz ve sonrasını birlikte yaşadığımız Suriye, Fransız işgali neticesinde geliştirdiği seküler hayat tarzıyla birlikte milliyetçi BAAS ve azınlık Nuseyriler tam bir barışın hakim olduğu ülke olarak hafızamda kaldı.
Çarşaflısı ile birlikte diğerlerinin iç içe yaşadığı görünürde kimsenin kimseyi dışlamadığı o vakitler benim kendi koşullarımız içerisinde çok şaşırdığım zaman dilimlerinden biri olmuştu.
1982 yıllarında İhvan teşkilatının askeri okulu basması sonucu oluşan provokasyonlar neticesinde sistemin kendini koruma adına yaptığı Hama katliamı belki birçok şeyi baskılasa da biz Türkiye olarak çok şeyi anlamamışız.
Temasımız neticesinde iş yaptıklarımız arasında telefonu ilahi ile çalanların yanı sıra bizi iş yemeğinde ailece pavyonda ağırlayanlar da mevcuttu.
Görünen hayatın alabildiğine ucuz olduğu ülkede biz bile ihracat yaparken başka yerlere verdiğimiz fiyatın çok altında bu ülkeye mal satıyorduk.
Dünyanın en iyi tüccarlarının yetiştiği bu ülke içerisinde bürokrasiden siyasete birçok kesimle olan görüşmelerimizde ortaya çok farklı görüşler çıkıyordu.
Halk tabanında ve alt düzey memurlarda çok büyük bir Türkiye sevgisi ve Türklere karşı hoşgörü mevcutken orta ve üst kesim çok temkinli olmakla beraber mütekabiliyeti elden bırakmıyorlardı.
Bunların içerisinde üniversiteyi Türkiye’de okuyanlar azımsanamayacak sayıdaydılar.
Kürtlere kimlik bile verilmeyip vatandaşlık hukuku dışında tutulduğu ülke diğer asli ve azınlık unsurlar ile çok uyumlu yaşıyor aynı zamanda asayiş problemi olmadan devlet baskısı altında toplumsal barışı tercih ediyordu.
Bazen bu ülkenin üzerinde farklı bir devletin uçağı geçse halk hemen isyan eder görüşleri yemekli toplantılarda dile gelse de askerinden siviline kamu kaynakları iyi pay edildiği için küçük bir İhvan topluluğu dışında kabul görme ihtimali hep zayıftı.
O dönem ticareti yaptığımız tüm şahıs ve firmalar hala Suriye’de emniyet içinde ticaret yapıyorlar.
Kaldı ki bunların tamamı rejim ile aynı görüşte değildi.
Bunun tam tersine, kaldığımız o taş konaklardan çevrilme oteller ve bindiğimiz tüm taksiler bombardımanlarla yok edilmiş.
Şehirlilerin büyük çoğunluğu daha emniyetli bölgelere çekilmişken taşra ve varoş ahalisi göçe mecbur kaldı.
Ülkeyi fakirler terk etti zenginler bir şekilde ülkede kalıp faaliyetlerine devam ediyorlar.
Yönetime güven ve destek noktasında çok fazla geri adım atılmadı.
Gerçi Adana, Mersin ve Antalya havalisine yerleşen Suriyeli üst düzey halk kendilerini her türlü güvenceye almakla beraber bunlar genel göç yapısı içinde yüzdeliklerle bile ifade edilemeyecek bir sayıya sahipler.
Bunların bir üst sınıfı olan üst düzey azınlık çoktan Avrupa’da yerini aldı.
Şimdi gerçekler ışığında küçük bir analiz yaptığımız bu konuda , Ahsen TV’sinden Yeni Akit’ine oradan Odatv’sinden Cemaatçi yayınlara oradan da yandaşlar üzerinden Cumhuriyet Gazetesine kadar toplumsal ayrışmanın ülkemizde nasıl bir sonuç doğuracağını , mevcut iktidarın ayrıca MHP başta olmak üzere tüm siyasi parti tabanlarının iyi değerlendirmesi dileği ile bu yazıyı kaleme aldım.
AYHAN SALTAN / YERELGUNDEM.COM

Yorumlar kapatıldı.