“Kayseri 17. yüzyıldan itibaren Amsterdam ve Venedik gibi pazarlarda dahi söz sahibi olan Ermeni Tüccarlarıyla tanınmıştı. Ancak Kayserili Ermeniler ticaret kadar üretimde de ileriydiler. 1856 gibi erken bir tarihte Hasırcıyan Kardeşlerin kurduğu tekstil fabrikasında 300 dokuma tezgahı vardı. Dericilik, halıcılık, kuyumculuk, tekstil gibi işlerde ileri giden Kayserili Ermenilerin dokuduğu halı ve kumaşlar dış pazarlarda da alıcı buluyordu. Yaz aylarını şehirden daha yüksekte olan bağlarda geçiren Ermeniler burada yetiştirdikleri meyveler ve ürettikleri şaraplarla da ünlüydü. Kayseri`de pastırma işini başlatanlar da Ermenilerdi. Hayvancılığa dayalı besin sanayisinin doğması Kayseri`nin pastırmacılık ve sucukçulukta ün kazanması, büyük ölçüde Ermenilerin çabalarıyla olmuştur. Kısacası Kayseri kentinin ticari yaşamının gelişmesinde ve ileri düzeydeki zanaatçılıkta Ermenilerin büyük payı vardır. 1700`lü yıllarda Ermeniler askerlik yapmaz buna mukabil devlete haraç ve cizye vergileri öderlerdi.
GAYRİ MÜSLİMLERİ AYIRAN KIYAFETLERİYDİ
Kıyafetleri Müslüman halktan farklı idi. Ayakkabı renkleri de değişikti. Meselâ Kayseri`de siyah ve mor ayakkabıyı Yahudi ve Ermeniler, kırmızı ayakkabıyı Rumlar giyerlerdi. Müslümanlar ise, bilhassa zenginler sarı renkli ayakkabı giyerlerdi.
Kayseri`de Istanbul Patrikliğine bağlı bir Başpiskopsluk merkezi bulunuyordu. 1914 Osmanlı nüfus sayımına göre Kayseri Sancağında (Şehir merkezi ve çevre köylerde) 50.000`i aşkın Ermeni`nin yaşadığı tespit edilmişti.
TARİH KOKAN DÜNYA ŞEHRİ KAYSERİ
Kayseri Şehir Merkezinde Ortodoks Ermenilerin 3 adet kiliseleri ve yanı sıra okulları vardı; Surp Sakis Kilisesi (Hagopyan Mektebi), Kiçikapı`daki Surp Asdvadzadzin Kilisesi (Haygyan Mektebi) ve günümüzde de son kilise olarak ayakta kalan Caferbey Mahallesindeki Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi (Sarkis Gümüşyan Mektebi ve Bahçe Mahallesinde Aramyan Mektebi). Ayrıca Ermeni mezarlığındaki Surp Megeryos Kilisesi`nin sadece temelleri kalmıştı ama 20.yüzyılın başlarına kadar şehrin ve civar köylerin Ermenileri, Surp Megeryos gününde bu kalıntıları ziyaret eder, kurbanlar keserlerdi. Diğer bir hac yeri de şehrin birkaç km dışındaki bir mağaraydı. Sivas`ın Kırk Şehitlerinin gününde buraya şehirden toplu halde yürüyerek gidilip dua edilirdi.
Ermeni Patrikhanesini 1901-1902 Yılları arası yaptığı sayımlarda Kayseri ve çevresinde 42 adet Ermeni Okulu, buralarda okuyan 3795 Erkek Öğrenci, 1140 Kız öğrenci ve eğitim veren 125 öğretmen tespit edilmişti. Şehrin kültürel hayatı çok gelişmiş olup Ermeni tiyatro grupları ve basını vardı. 1907`de Dikris (Dicle) adlı haftalık dergi, 1910`da Şepor adlı haftalık gazete, 1912`de Nor Serunt (Yeni Nesil) adlı haftalık dergi kurulmuştu. Yukarı Talas bölümünde zengin Ermenilerin malikâneleri vardı. Petrol zengini ve daha sonra kurduğu hayırsever kurumlarla tanınacak olan Kalust Gülbenkyan`ın ailesinin kökleri de bu semte dayanır. Ermeniler çoğu zaman Kayseri şehir hayatının önemli birer parçası oldular.
1893-1894 yıllarında Kayseri`deki diplomalı tek dişhekimi Mıdırgıç Değirmenciyan isimli bir Ermeni vatandaştı. 1906`da Dr. Mustafa Hilmi`nin reisliği sırasında Kayseri Belediyesi teşkilatlanmasında da rol almışlardı. Dönemin Belediye meclisi üyeleri şu kişilerdi: Şeyh İbrahim Efendi Hoca Hacı Hilmi Efendi Müftü Hacı Enver Efendi Kösehalilzâde Emin Efendi. . Dr. Karabet (Ermeni) Dr. Manukyan (Ermeni) 0 Kalpağı Güdük (Ermeni) 1914 Osmanlı Mebusan Meclisinde Kayseri`yi temsil eden milletvekilleri arasında Karabet TOMAYAN da vardı. Kayseri`de yerel ekonomik yaşamda önemli bir pay sahibi an bu 50.000`i aşkın Ermeni nüfusun çok büyük kısmı 1915`te tehcir edilmiştir (Talat Paşa`nın Şahsi Günlüğünde Kayseri Sancağı tehcir rakamı: 47.617`dir). Birinci Dünya Savaşı öncesinde birçok Orta Anadolu kentinden farklı olarak, canlı bir ekonomik yaşamı olan Kayseri, savaş esnasındaki tehcir nedeniyle, bu özelliğini büyük ölçüde yitirmişti.
KAYSERİ’DE ERMENİ’LERİN YAŞADIĞI BÖLGELER- YERLER
Ermenilerin bir zamanlar yaşadığı mahalleler ve ilçelerin bazıları; İslim Paşa, Hasünlü, Samur, Neseb Hatun, Tac-ı Kızıl, Ekidere, Bahçebaşı, Bahçe, Batman, Büyükoduncu, Caferbey, Çakoloz, Çivicibektaş, Dadırharput, Gürcü, Fırıncı, Hacı Kasım, Hacı Mansur, İsaağa, Karakürkçü, Keklik, Kiçikapı, Konukboğan, Köyyıkan, Mermerli, Merkepçi (Mürekepçi) Mustafa Necip, Rum Sultan, Rumyan, Sasık, Selaldı, Sisliyan, Sultan, Süleyman, Şarkiyan, Şuturban, Tavukçu, Tomarza, Varsak, Talas, Zincidere, Germir, Gesi, Efkere, Derevan, Mancınsın, Mumcusun, Erkilet, Develi, İlibe, Çomaklı, İncesu, Cücün, Taşhan, Gömedi, Çayıroluk, Yenice. Müslüman Komşuları tarafından saklanılan ve himaye edilen Ermenilerin yanı sıra Mondros Mütarekesi ardından Kayseri`ye geri dönenler de olmuştur. Nitekim Kayseri`nin büyük kazalarından Develi`nin 1.Dünya Savaşı sonrasındaki nüfusu yarı yarıya Ermenilerden oluşuyordu.
CUMHURİYET DÖNEMİNDE ERMENİLER
KAYSERİ’DE Cumhuriyet döneminde şehir hayatında meydana gelen demografik, sosyal, kültürel ve ekonomik değişimlerden dolayı Ermeni ahalisi batıya göç etmeye başlamıştır. 1965`e gelindiğinde o günlerdeki bir röportajda Kayseri Surp Krikor Lusavoric Kilisesindeki görevli Papaz Kirkor, hali hazırda şehirde 130 Ermeni hanesi olduğunu söyleyip, bu hane sayısının sadece birkaç sene öncesine kıyasla oldukça az olduğunu belirtiyordu. Onun gözlemlerine göre, kilise ve ona ait cemaat şimdilerde Kayseri yakınlarındaki köylerini terk eden Ermenilerin önce İstanbul`a gidebilmeleri için yeterli parayı biriktirmek üzere gerektiği kadar durakladıkları bir çeşit ara istasyon olma yolundaydı.
Ermeni kilisesi vardi. Bu klisenin papazı Atik Erkuyumcu hem sevdiğim bir dostum ayrıca bağ komşumuzdu annesi pendik teyze ise annemin arkadaşı idi. Garip Erkuyumcu Kayseri Spor camiasında sevilen eski bir boksördü. Benimde bir zamanlar boks hocamdı. Şimdi hak dünyada. Günümüzde Kayseri Şehrinde birkaç aile dışında toplu bir Ermeni Cemaati bulunmamaktadır.
Şu anda yılda iki kere İstanbul Ermenileri tarafından Aziz Krikor`un en önemli bayramlarında Kayseri Kilisesine inanç ziyaretleri düzenlenmektedir. Bu ziyaretlere Anadolu`nun çeşitli yerlerinden ve yurtdışından Ermeniler de katılmaktadır. Kayseri Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi Vakfı, Fatih Sultan Mehmet Han`ın fermanı ile kurulan İstanbul Ermeni Patrikhanesine bağlı olarak varlığını günümüzde hayırseverlerin desteği ile sürdürmektedir.
Türkiye Ermenilerinin bu topraklardaki geçmişi yaklaşık 3000 yıl öncesine dayanıyor, çoğunluğu bugün İstanbul`da yaşayan Türkiye Ermenileri ülkemizdeki en kalabalık Hristiyan Cemaatidir.
Kayseri Türkiye Cumhuriyeti`nin aydınlık geleceğine inanıyor ve yarınlara ümitle bakıyor. Kayseri, günümüzde Türk siyasi hayatına yön veren illerimizin başında gelir. Keşke herkes Kayserili olabilse! Kayserili Dinini, Allahını, hakkı, hakikati yaşamı boyunca İslam ahlakını kendine düstur edinen dünya ve ahiret nizamını ömrünce kalbinde taşıyan insandır.
Kayserili aldatmaz, aldanmaz, hak yemez, yedirtmez. Hakkı hak batılı batıl bilir. Fakat dejenere olan genetiği bozulan insanlık her yeri ve her şeyi etkilediği gibi Kayseriyide etkilemiş olabilir ama Kayseriliyi asla etkileyemez
Kayseride her yaşayan Kayserili değildir, Kayserili olmak ilahi bir lütuftur. Bu satırlardan tüm Kayserililere ve Kayseriyi sevenlere
Aziz memleketim Kayseri’ye Selam ve dualarımla.
Yorumlar kapatıldı.