İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Seferberlik İlanından Sonra Urmia, Salmast ve Hoy Sancaklarındaki Katliamlar

Zeynep Tozduman
Yıllar önceden planmış Ermenileri imha siyaseti, sistematik bir şekilde Batı Ermenistan’ın tüm vilayetlerinde, Turabdin ve Pontus Rum bölgelerinde, Moğollara has akıl almaz vahşet, canilik ve katliamlarla karışık bir şekilde gerçekleştirildi. 1895- 1909- 1914- 1917 tarihleri, Ermeni halkı için büyük felaketler ve kanlı olayların yaşandığı acı dolu yıllar olmuştur. Ermeni, Süryani, Pontus ve Küçük Asya Rumlarının elim kederi midir? Kendi ana yurtlarında hep soyları kırıldı. 21 Haziran 1914’te Türkiye nüfusunun genel seferberliği ile başladı her şey. Erkeklerden 20- 45 yaş arasındakilere askere yazılma emri geldi. Seferberlik; Başlarda, köylerde askere tabi olanların isimlerini zaptiyeler vasıtasıyla yolluyorlardı. Seferberliğin sonlarında, artık resmi kâğıtlara lüzum görmeden köye girip, gözlerine çarpanları, yaş sınırına bakmaksızın topluyorlardı.

Bu yüzden yaş sınırı tehcirin; katliama dönüştüğü dönemlerde, yine katliamcı güçler tarafından 14- 65 yaşları dahi kapsadı. Bu dönemde savaştan önce olduğu gibi, savaş ilanı esnasında da direnişlerin destanını yazan Sasun Ermenileri, hükümete asker vermedi. Hükümetin kesin emriydi, Asker kaçağı olan Ermenilerin evleri yakılıyordu. Türk asker kaçağı daha fazla olmasına rağmen, onlara böyle bir uygulama yapılmadığı gibi onlarca yıldır, hapishanelerde yatan, her türlü hırsız, katil ve caniler Ermenilerin tehciri esnasında serbest bırakıldı. 1915 soykırımında bu katiller, Ermeni halkı tehcir edilirken her türlü vahşeti uyguladılar. Rus- Türk savaşı başlayınca Ermeni askerlere daha da kötü davranılıp aç, susuz bırakıldılar.
1915 Nisanında yine görülmemiş bir seferberlik başladı. Biletli ( bilet, belge) veya biletsiz tüm asker adayları üç gün içinde teslim olacaktı. Emirde milli ayrımcılık yoktu. Ermeni askerleri daha çok yol, inşaat yapımında amele taburlarında çalıştırılıyordu. Türk askerleri ise, adeta Ermenilerin kasabıydı.
Önce seferberlik, sonra savaş vergisi ( Tekâlif-ı Harbiye)  adı altında özel bir komisyonla zorla el koymalar, talan etme, en son olarak da katliam ve tehcir…
Hükümet, seferberlik kararından sonra ilk olarak Posta Nazırlığı, Ermenice harflerle mektuplaşmayı yasaklayarak baskılara başladı. Sansür en basit cümlelerin altından gizli anlamlar çıkararak Ermenileri hapse atıyordu. En az hüküm giyen beş yıllık ceza alıyordu. Baskı günlerinde, mearifin ( Maarif, Eğitim Bakanlığı veya Müdürlüğü ) izniyle yayınlanmış olan kitaplar bile tehlikeli olarak kabul edilip ceza verilirdi. Matematik ve dil bilgisi ders kitapları ele geçirildiği için hapsedilen çok insan oldu.
İkinci olarak, Ermeni askerlerin elinden silahların alınması izledi. Yaklaşan felaket savaş ilanından hemen sonra hissedilmeye başladı. Türkler ve Kürtlerin başta Ermenilere daha sonra Süryani ve Pontus Rumlara yönelik tavrı birden bire değişti.
Üçüncü olarak, 9 Mayıs 1915’te, tüm Ermeni hükümet görevlileri ve şehrin önde gelenleri, dini önderin vekili, kasaba heyetinin üyeleri, parti başkanları ve zenginler hapsedildi.
1-) URMİA SANCAĞININ GARDABAD, MAHMATKAR, NAĞADE VE KARDABAD KÖYLERİ İLE İLGİLİ TANIKLIĞI
Urmia (Urmiye), ücra bir yerde kurulmuş bir kenttir ve askeri açıdan, güçlü bir saldırıya karşı savunulması çok zordur. Urmia; ovadaki bütün köylerden Süryani ve Ermeniler için gerçek bir sığınak olmuştur.
Urmia Ovası, Ermenilerin yanı sıra yaklaşık 35.000 Asurî (ya da Doğu Süryanisi) Hıristiyan’ın yurdudur. Süryanilerin bir kısmı kentte yaşar, diğerleri de ovaya yayılmış olan yetmişi aşkın köye dağılmışlardır. Daha batıda, onlarla dil ve din bağı olan dağlı Süryaniler (Nasturiler) yaşardı. Rus orduların geri çekilmesi ve Türklerin ertesi günü köye saldıracak olmasından dolayı, 21 Aralık 1914’te, köy terk edildi. Köy; 130 haneden oluşuyordu, hepsi de Ermeni. Bu köyden sadece on hane kaldı ve ayrı ayrı evlerden birkaç kişi, toplam 135 kişi. Beş gün boyunca aç, dizlerimize kadar kar ve çamura saplı, eziyetler içinde, zorlukla Culfa’ya vardık.
Irhavili (Havftan köyü) papaz Ter David Margaryan( Katolik) Türkler tarafından tutuklanır, boynuna bir zincir geçirilir, sırtına da bir eşek semeri konur ve Urmia’ya kadar bir saatlik yolda dört ayaküstünde yürütülür. Rus orduları yaklaştığında bakireler kirletilir, kadınların namuslarına el uzatılır. (1)
A)URMİA SANCAĞININ MAHMATKAR VE NAĞADE KÖYLERİNDE KATLİAM;
7 Aralık 1914’te, Musul tarafından Dizei denilen Kürt aşiretleri ve Türk başıbozuk birlikleri tarafından Sulduz taşrası saldırıya uğrar. Sulduz ve Urmia bölgesinde devriye grupları kuran ve o taraflarda bulunan Rus birlikleri yardıma gelir. Sonuçta Ruslar Urmiya’ya geri çekilir ve Türk güruh, Ermeni ve Süryanilerin Mahmatkar köyünü ( yaklaşık 80 hane, yarısı Ermeni, yarısı Süryani) yağmaladı; inekleri, koyunları ve ev eşyalarını alıp götürdü. Ertesi günü Nağade köyüne saldırılır, yağmalanır; süvarileri zengin Ermenilerin evlerine yerleşirler. Süvariler 5 gün boyunca zengin Ermenilerin evinde yer, varı- yoğu mahveder ve evlerdeki tüm bakırları, semaverleri, kadınların ziynet eşyalarını v.s götürürler.
B) URMİA’NIN KARDABAD KÖYÜ KATLİAMI;
13 Aralık 1914’te, Dilman ve Khoy üzerinden 14 günde güç bela Culfa’ya varılır. Göçenler 7- 8000 kişiydi. Köy 150 haneden oluşuyordu. Köyde sadece 46 kişi kaldı; kalanlardan 11 kişi öldürüldü.
Urmia’nın güneyinde bulunan Ermeni ve Süryani nüfus göç edememişti. Bunlar Urmia’daki Amerikan misyonerlerin himayesine sığınır. Misyon hepsini de katliamdan kurtarır. 16.000 Ermeni ve Süryani misyonerlerin yanına sığınmış ve onların yardımlarıyla yaşıyorlardı. 150 haneden ancak 15 hane kalmış, kalanların hepsi memlekete dönmüşlerdir. Gitmeyenlerin büyük bir kısmı zanaatkâr, tüccar ve hizmet erbabı olup, Yeni Nakhicevan ve Yerevan bölgesine dağılmışlardır.
Bölgemizin Kızılbaş Türkleri tüm taşınır mallarımıza el koymuşlardır. Yağmacılar, kilise eşyalarını, avizeleri, her şeyi, hatta kapı ve pencereleri dahi götürmüşlerdir. Köyün okulu da talandan nasibini almış olup harabe haldedir.
C) URMİA SANCAĞI’NIN ŞUMBLABAD KÖYÜ KATLİAMI;
18 Aralık 1914’te Rusların ricatı sebebiyle bölgenin tüm köyleri ricat yolunu tuttu. Gün ağarırken köylü yola çıktı, üç saat sonra Türk ordusu ve Kürt ayak takımı çoktan köye dolmuştu bile. Kürt elebaşlarından Şumblabad köyünün ağası Khanageli Ahmet Ağa’dır. Ağa ve elebaşılar köyde kalan Ermeni ve Süryanileri baltalarla, kılıçlarla katleder ve birçoğunu testerelerle keserler. Bu katliamdan Avag adında bir adam ile 3 Süryani erkek çocuk kurtulur. Öldürülenler arasında köyün tanınmış kişilerinden Melik- Hakob Azizyan ve iki oğlu, kardeşi Petros, Süryani papazı ( Kaşa İsrayel) da vardı. 6 Ermeni ve 10 Süryani öldürülür. Türk ve Kürt ayak takımı beraberlerinde götürdükleri kadın ve erkek çocukları iki hafta boyunca yanlarında tutup tecavüz ettikten sonra, Rusların tekrar geri gelmesiyle bırakır, kaçarlar.
Avrupalı misyonerler tarafından hazırlanan güvenilir bir rapora göre Urmia Hıristiyanlarının yüzde 20’sinin dört ay içinde yok olduğunu ortaya koyuyor.
48 haneden oluşan köyü ( 8 hanesi Süryani, 40’ı Ermeni) talan eder, evlerin kapılarını dahi götürürler. Kalanlar ise Kafkasya’ya ulaşır. (2)
2- ) SALMAST SANCAĞININ HAVTVAN, GALASAR, MAHLAM KÖYLERİ KATLİAMLARI;
Urmia Gölü’nün batısındaki Salmas Ovası’nda, Süryani ve Ermenilerin yaşadığı çok sayıda köy katliama uğramıştır. Türkiye Dağlarında, Süryanilere yönelik saldırılar, Patrik Şemun’le birlikte Süryanilerin büyük bir bölümünün yaşadığı Kürdistan dağlarında, Türkler tarafından gerçekleştirildi.
A-SALMAST SANCAĞININ HAVTVAN KÖYÜNDEKİ KATLİAMLARI,
1914 Aralık başlarında, Soma bölgesinin Kürtleri, Amırkhan aşireti reisi Cihangir Ağa önderliğinde, Mahlam ve Sarna Ermeni köylerine saldırıp saman yığınlarını ateşe verdikten sonra köylerin üzerine yürüdüler, at vs. benzeri, sırf taşınır mal varlıklarını götürdüler.
Evlerin büyük bir kısmı yakılmış veya tahtaların yakılması için tahrip edilmiştir. Şeytan- Ava’nın Okulu, mahkeme salonu, Surb Astvatsatsin Kilisesi yakılmıştır. Yakanlar, yerel Türklerdir. Tüm Salmast bölgesinin kiliselerini yağmalamış, çan kulelerini yıkmış veya mermilerle delik deşik etmişlerdir.
Havtvan- 650 hane; Khosrova- Süryani köyü olup, 20 hane Ermeni yaşamaktadır;
Savra- 180 hane Ermeni
Mahlam- 270 hane sırf Ermeni;
Şeytanava- 15 hane Ermeni; Dırişk- 35 hane Ermeni; Koçamış – 25 hane Ermeni;
Kalaşan- 20 hane; Payacuk- 400 hane sırf Ermeni; Ğalasar- 200 hane sırf Ermeni; Akhtakhana- 80 hane Ermeni; Ğızılcama – 60 hane; Saramerik- 85 hane; Vardan – 12 hane; Ula- 6 hane; Gülizan- 4 hane; Patavor – 3 hane. Tüm bu köyler göçe tabii oldu.
O dönemde, Ağbak bölgesinin Ermenileri de Ruslarla birlikte ricat etti ve Salmast’a gelip, Salmastlılarla birlikte Kafkasya’ya geçti. Bir kısmı ise yerlilerle birlikte Salmast bölgesinde kaldı. Bunlardan 700’ü türlü işkencelerle özellikle erkekler öldürüldü. Kimileri diri diri bahçeye gömüldü, bazılarının boyunları nacaklarla kesildi, bazıları kurşuna dizildi. Katliam, Türk komutan Khalis Bey’in emriyle gerçekleştirilmiştir. Soma’nın Timur Ağa‘sı ve Cihangir Ağa‘nın Kürtleri de askerlere katılıp Ermenilerin tüm varlığını yağmalamışlardır.
Tahrip edilen Nasturi köylerinin listesi ise A) Baranduz Bölgesi: 1. Darbarud 2. Sardarud (Ermeni) 3. Babarud 4. Ardıçay 5. Teka 6. Alkiyan 7. Kurtepe 8. Şenabad 9. Kosabad 10. Muradalı 11. Dizateka 12. Şimşacin 13. Satlavi 14. Aliabad 15. Tazakand’lar 16. Baranduz Çayı 17. Saraları 18. Gülbasan 
B) Urmiye ırmağı bölgesi, 1- Göktepe (kısmen tahrip edilmiştir) 2- Vazerabad 3- Çarbaş 4- Sangar-Burzukhan 5- Sangar-Beylerbeyi 6- Al vay 7- Seyir 8- Haydarlı 9- Mar Sargis 10- Hasar ve Kom 11- Anhar 12- Diza Ağa Ali 13- Balav 14- Kızılaşuk (çoğunlukla Ermeni) 15- Gerdabad (çoğunlukla Ermeni) 16- Matadzaya ve Karagöz
C) Nazluçay bölgesi 1- İsmail Ağa Kalesi 2- Armudağaç 3- Kosi  4- Nazı 5- Karalan 6- Şumbulabad 7- Superghan 8- Ada 9- Muşabad 10- Yengice 11- Haneşan 12- Şerabad 13- Gavilan 14- Cemalabad
D) Tergawar bölgesi: Aşağıdakiler dâhil, tüm köyler: 1- Kuvena 2- Mawana 3- Palulan
Yerli Türkler, kadın ve çocuk saklamış, bir evde toplamış, soymuş ve bin bir şekilde aşağılamıştır. Rus ordusunun dönüşüyle bu çocuklar Kafkasya’ya geçmiştir. Sağ kalanlar ise genelde Yerevan, Tiflis, Yeni Nakhicevan ve Rusya’nın iç vilayetlerine yerleşmiştir.
Saremik, Vardan, Koçamiş, Kalaşan, Dırişk ve Şeytanava gibi bazı köylerde kalan olmamış ve katliam da olmamıştır; sadece yol zorlukları, eziyetler ve hastalıklardan dolayı kayıp vermişlerdir. (3)
B-SALMAST SANCAĞININ ĞALASAR (KALASAR) KÖYÜ KATLİAMLARI;
5 Ocak 1915’te Ruslar Başkale taraflarından ricat ettiğinde, arkadan gelen Türklerin katliam düzenlememesi için gönüllülerle birlikte tüm Ermenileri naklettiler. Köyde kalan her şey göçten sonra yağmalandı. Her evden bir, iki veya daha fazla kişi köyde kaldı; 18 güzel kadın ve kız kaçırılmış, lekelenmiştir; 9’un üzerinde kadın, çocuk ve erkek kayıptır. Ova, yol boyunca, bizim ve çevre köylerin katledilen halkının kalıntıları olan insan cesetleri ve iskeletlerle örtülmüştür.
Göç esnasında yüzlercesi soğuktan, açlıktan öldü. Araz’ın ( Aras Nehri) öte tarafında, tüm savaş alanında ( Atırpatakan’da/ İran Azerbeycan’ı/) Ermeni kalmadı; kalanları acımasızca katletmiş, esir götürmüşlerdir. Öldürülenlerin ve sağ kalanların sayıları belli değildir. (4)
C- SALMAST SANCAĞININ MAHLAM KÖYÜ KATLİAMLARI;
Aralık sonlarında, 1914’te, Ruslar Ağbak’tan ricat ettiklerinde, Türk- Kürt vahşetine kurban gitmemek için, şiddetli kış mevsiminde, evi- barkı, tüm taşınır ve taşınmaz malları ve 300 haneden oluşan Mahlam köyünü bırakıp gitmek zorunda kalmışlardır. Sadece 44 hane kaldı, 250 kadar insanla; gidenlerden ise, bazı ailelerden birden fazla insan köyde kaldı; böylece, köyde kalanların toplam sayısı 288- 300’e ulaşmaktaydı.
22 Mart 1915’te, eski Van Valisi Cevdet Bey, Rusların ricatından sonra düzenli hükümet birlikleriyle Salmast’a gelir. Kürtler evleri yağmalamaya, halkı katletmeye, evleri ateşe vermeye başlar. Cevdet’in askerleri erkekleri toplar, sekizer ve onarlı gruplar halinde bağlar ve bağlı kişileri sırayla kurşunlarlar. Cevdet’in özel talimatıyla Mahlam Köyü papazı Ter Vardan Matevosyan’ı işkencelerle öldürürler, alnının ve yüzünün derisini soyup sakalından asarlar, kulaklarını kesip kollarından asarlar, papazın sadece sırtına 12 hançer darbesi indirirler. Kürt cellâdı Şeref Bey 100- 115 kişinin katledilmesine öncülük eder. 1915’in Mayıs başlarında Türkler saldırdıklarında Salmast bölgesinde yine katliam oldu. Bu ikinci saldırıda yaklaşık 400 kişi katledilmiştir. Salmast’ın tüm kadınlarını toplamış tecavüz etmişlerdir. Salmastlıların büyük bir kısmı geri dönmüştür; sadece belli sayıda Salmastlı vardır Yerevan, Tiflis, Bakü ve Rostov bölgelerinde. (5)
D- SALMAST SANCAĞININ MAHLAM KÖYÜ KATLİAMIYLA İLGİLİ BİR BAŞKA TANIKLIK
1914 Aralık sonlarında Ruslar, Khanasor yakınlarında Türkleri mağlup ettikten sonra Ağbak’a girmişlerdi, fakat orada uzun zaman kalmayıp, kısa süre sonra geri döndüler. Ruslar, ricat edeceklerini ve Ermenilerin de, Türklerin öfkesine maruz kalmak istemiyorlarsa, kendileriyle birlikte ricat etmelerini gerektiğini söylediler. Bunun üzerine erkeklerin hepsi köyde kaldı, 80 silahlı kişiydi, ayrıca da 200 kadın ve çocuk. Türk ordusu 8-9 Ocak’ta 7.000 kişiyle gelip köyü kuşatır. Ermeniler 4 gün boyunca başarılı bir öz savunma sergiler; beşinci günü mermileri biter ve mecburen esir düşerler. Türkler silahlı erkekleri ve köyde kalmış olan 200 kadın ve çocuğu yanlarında Dilman’a götürür. Üçüncü gün korkunç işkencelerle öldürürler. 80 kişi bu mezbahada Türklerin kurbanı olur, sadece bir kişi, bir cambaz ölü taklidi yapar, ancak 4 gün cesetlerin arasında kaldıktan sonra kaçar kurtulur ve her şeyi anlatır.
200 kadın ve çocuğu yağmalar ve soyarlar, kadınlar tecavüze uğrar, Ruslar geri dönene kadar, 8 gün boyunca Türklerin vahşetinin kurbanı olurlar. Türkler kaçar, kadın ve çocuklar da ricat yolunu tutar.
Kalanların büyük bir kısmı Tiflis ve Bakü taraflarında yaşamaktadır. (6)
3-) HOY SANCAĞININ TAĞER KÖYÜ GÖÇÜYLE İLGİLİ TANIKLIK
1914 Aralık ricatında, Ruslar Başkale’den (Ağbak) ve Atırpatakan’dan ( İran Azerbeycan’ı) çekilir, yerel Ermeniler de Ruslar tarafından yanlarında götürülüp Kafkasya ve Salmast’a yerleştirilirken, Urmia bölgesi gibi, Khoy’da göçe başvurur. 200 haneden oluşan Ermeni Mahallesi göç yolunu tutar. Geride bıraktıkları her şeyi Türkler yağmalar.
Kalanların büyük bir kısmı Yerevan’ın farklı bölgelerinde yaşamaktadırlar. (7)
ZEYNEP TOZDUMAN
Kaynakça;
1- Kedername, shf. 493, 7 Ağustos 1916, Eski Nakhicevan, Yarımca ,
2- Kedername, shf.504, 11 Ağustos 1916, Yemkhana
Ek alanı
3- EMA ( Ermenistan Arşivleri), fon 227,liste 1, dosya 424, yaprak 17’nin arka yüzü ve 18, orijinal, el yazısı
4- EMA (Ermenistan Arşivleri), fon 227, liste 1, dosya 424, yaprak 7’nin arka yüzü, orijinal, el yazısı.
5- EMA, fon 227, liste 1, dosya 424, yaprak 12 vve arka yüz, orijinal, el yazısı.
6- Kedername, shf.501, 7 Ağustos 1916, Eski Nakhicevan( Kaleme alan: Hambardzum Galustyan)
7- EMA, fon 227, liste 1, dosya 424, yaprak 21 ve arka yüz, orijinal, el yazısı.

Yorumlar kapatıldı.