Nurettin Değirmenci / degirmencinurettin@gmail.com
Evrensel felsefeye uzak olanlar, evrensel tutarlı ve kalıcı başarılara sadece seyirci olabilirler. Ortaya çıkışından bu yana yaklaşık 1300 yıldır İslam din adamları benzer sözcükleri tekrarlıyor, benzer düşünceleri ileri sürüyorlar. Tekrarlanan düşünce ve sözcükler basit kuralların ürünü olup, bilimsel olmaktan uzaktırlar. Dolayısıyla evrensel hiçbir özellikleri yoktur. Değişimlerden uzak tutulan İslam düşüncesi, taraftarlarına acı, keder ve yıkım-ölüm hediye ediyor.
Evrende değişime uğramayan sadece doğayı sevk ve idare eden yasalardır. Bu yasalara, “Evrenin Ruhu, Tanrısal Yasalar, Tanrı Yasaları…” gibi isimler verilir ve matematik ile tanımlanırlar.
İnsanlar önce tasarlar, sonra uygulamaya koyarlar. Hiçbir bilinçli davranış belleğin denetimi dışında yapılmaz.
_Evrensel yasaların egemen olduğu bellekler, evrensel mantık ve yönteme uygun davranışlar;
_Basit kuralların egemen olduğu bellekler, basit mantık ve yönteme uygun davranışlar yaratır.
Müslümanlık, basit kurallar-gelenekler esaslı, kılıç ve korku üzerine kurulu bir dindir. İnanış dini değil, tapınma (biat etme) dinidir.
Sevgi birleştirir, korku ayrıştırır.
Müslüman düşüncesine sahip, örneğin, on liderden on tanesi de farklı davranışlar sergiler ve hepsi de bencil ve çıkarcı olur. Müslüman toplumlardan, felsefeleri gereği, ender olarak toplumcu lider ortaya çıkar.
İstanbul’da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan bazı notlar…
Erdoğan, Mısır’a teşekkür etti… Mısırlı bakan görevi devredip salonu terk etti
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın 13. İslam Zirvesi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘darbeci’ dediği Sisi’nin devlet başkanlığını yaptığı Mısır’a teşekkür etti. Erdoğan’ın konuşması sırasında dinleyenler arasında uyuyanların olması dikkatlerden kaçmadı. 14-4-2016
İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nde Suudi Arabistan-İran gerginliği
İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi için Türkiye’de bulunan İran lideri Hasan Ruhani ile Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz el Suud, protokol gereği kimi zaman yan yana geldi. Fakat iki ülke arasındaki gerginlik fotoğraflara yansıdı. Liderler bir birileriyle yan yana gelmemek için çaba harcadı. 14-4-2016
İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nde Erdoğan’dan güzel vaaz:
-Müslümanlar olarak, üstesinden gelmemiz gereken sorunların başında mezhepçilik, ırkçılık fitnesi geliyor. Benim dinim Sünnilik de değildir, Şiilik de değildir. Benim dinim İslam’dır. Ben tıpkı 1 milyar 700 milyon kardeşim gibi sadece Müslümanım. Diğer tüm farklılıklar bu inancımın gerisindedir.
-Şayet biz Müslümanlar olarak peygamber efendimizin veda hutbesinde ifade ettiği Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Bir kardeşin kardeşe kanı da malı da helal olmaz anlayışını benimsemezsek yaşanan acılar asla dinmez. 4-4-2016
Gelelim bazı sorulara:
Pakistan, Afganistan, Irak, Suriye, Libya, Türkiye, Yemen’deki savaşlar kimler arasında devam ediyor?
Suriye’deki iç savaşı kimler tasarladı, kimler uygulamaya koydu? Binlerce TIR silah Suriye’ye nasıl sokuldu?
Papa, Ortodoks Patrikleri, Budist liderler, Hindu liderler… Dini önderlerdir.
Örneğin, Suudi Kralı, Katar Şeyhi, İran lideri, Türkiye Cumhurbaşkanı dini liderler mi, siyasi liderler midirler?
Müslüman liderlerin bağnazlık düzeyinde mezhep taraftarları olduğu deneyle bilinmektedir. Bu durumda, “Mezhep ayrılığını bir kenara bırakalım” önerisi, sıradan Müslümanları aldatmaktan başka hangi amacı taşıyabilir?
Örneğin: Resimde görülen törene bir tek Suni lider katılıp, Şiilerin sevinçlerini paylaşır mı?
(Ya da Sunilerin törenine, bir tek Şii lider katılıp onlarla neşelenebilir mi?)
Necef-Irak- Kız çocukları, Hazreti Muhammed’in kızı Fatima’nın ölüm yıldönümü nedeniyle düzenlenen törende görülüyorlar. Fotoğraf: AFP/Getty Images 13-3-2016
IŞİD lideri Bağdadi ile Suudi Kralı, Katar Şeyhi, Kuveyt Lideri… Dini inanışları ile dünyaya bakış felsefeleri arasında ne gibi farklılıklar olabilir?
Suriye’de kaç İslami örgüt var ve bunlar kimler için savaşıyorlar? Bu örgütlere silah ve parasal destekleri kimler temin ediyor?
Suriye, Afganistan, Libya, Irak, Türkiye’deki mezhep ve etnik savaşlardan milyonlarca insan kaçıp yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Hangi Müslüman lider Müslüman göçmenlerin sorunları için müsrif yaşantılarından ya da koltuklarından vazgeçiyor? Bu liderleri bu kadar aşırı müsrif ve bencil yapan İslam düşüncesi değil midir?
Müslüman ülkelerdeki etnik ya da mezhep çatışmalarında, mutlaka Suudi Arabistan’ın silah ya da parasal desteğine rastlanıyor. Suudi Arabistan, Müslüman ülkelerdeki savaşları din adına desteklemiyor mu?
Kral Selman’ı Saray’da resmi törenle karşılayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye tarafından yabancı devlet başkanlarına verilen en yüksek nişan olan –Devlet Nişanını- özel bir törenle Kral’a taktı. Erdoğan, Suudi Arabistan’ın ‘bölgesel barış, güvenlik, huzur ve istikrar için bir teminat’ olduğunu söyledi.
Suriye’de dolaylı, Yemen’de doğrudan savaş halinde olan, Bahreyn’de işgalci olarak görülen Suudi Arabistan’la Ankara arasındaki yakınlaşma bölgedeki dengeleri nasıl etkileyecek?
Sisi yönetimindeki Mısır’la Türkiye’nin arasını Suudi Arabistan mı düzeltecek?
Ankara ve Riyad, Suriye’nin geleceğinde söz söylenirken birlikte mi hareket edecek? Ankara, Riyad’la yakınlaşırken İran’la ilişkilerini nasıl geliştirecek?
Dünyanın en müsrif ve baskıcı yöneticileri İslam ülkelerinin başında bulunuyor.
Zirve için İstanbul’da bulunan İran Cumhurbaşkanı Ruhani 100 bin TL’lik zırhlı otel odasında kalıyor… 15-4-2016
_ Korku ile yönetenler aşırı korkak olur ve sürekli kendini tehdit altında hisseder.
_Korku ile yönetenler kimseye güvenmez.
_Müsrif yöneticiler, toplumların geri durumda kalması, gelişmemesi için çaba harcarlar.
Müslüman toplumlar neden dünyanın en yoksul, sınırlı üreten, acı çeken, gelişmeyen ülkelerini oluşturuyorlar?
İslam’ın en iyi temsilcileri Boko Haram, El-Şebab, El-Kaide, IŞİD, Husiler, Hizbullah… Örgütleri savaşçılarıdır. Müslüman liderlerden bazıları, gizlice bu örgütlerle işbirliği yapacaklarına, neden açıktan birlik oluşturmuyorlar? Acaba, İslam ülkeleri liderlerinin kişisel çıkarları mı, Batılı ülkelerin baskıları mı birlikteliğe engel oluyor?
Samarra, Irak- Irak resmi güçlerinin IŞİD’E karşı giriştiği saldırılarda yerlerinden-yurtlarından ayrılmak zorunda kalan Iraklı aileler görülüyor. Fotoğraf: Ahmad Al-Rubaye/AFP/Getty Images 5-3-2016
Neden Müslüman kadınlar yoksulluğa, haksızlığa, kumaya, geriliğe mahkûmdurlar?
Zengin doğal kaynaklara sahip İslam dünyası neden en fazla dış yardıma ihtiyaç duyuyor?
…
Bunlar gibi binlerce acı sorun, bencil Müslüman liderleri neden ilgilendirmiyor?
Gelelim, Erdoğan’ın sözünü ettiği etnik ayrımcılığa…
Türkiye’deki Kürt vatandaşlara yapılan baskıların felsefi kaynağı Müslümanlık ve ırkçı milliyetçilik değil midir?
Başka bir örnek:
Türkiye’nin daveti üzerine Türkiye’de bir açılışa katılan Kürdistan bölgesi Ziraat Bakanı, törende Kürtçe konuşmak isteyince engellendi.
Konya’da 23-27 Mart tarihleri arasında düzenlenen 14. Tarla Teknolojileri Fuarı’nın Türkiye Gümrük ve Ticaret bakanı Bülent Tüfenkçi ve birçok Türk yetkilinin katıldığı açılışına Kürdistan bölgesi Ziraat Bakanı Abdulsettar Mecid de davet edildi.
Alınan bilgilere göre fuarın açılışında Kürdistan bölgesi Ziraat Bakanı Abdulsettar Mecid’den konuşmasını Türkçe ya da İngilizce dilinde yapmasının istenmesi üzerine Mecid, bu duruma tepki göstererek “Ben bir Kürt bakan olarak konuşmamı Kürtçe dilinde yapmak istiyorum. Çünkü bu benim anadilim. İngilizceyi iyi bilmiyorum ve halkımın dilinde konuşmak istiyorum.” dedi.
Abdulsettar Mecid’in bu talebinin Türk hükümeti yetkilileri ve fuar hazırlık komitesi tarafından kabul edilmemesi üzerine fuarın açılışında Kürtçe konuşma yapılmadığı bildirildi. Türk yetkililerin bu tutumları üzerine Türk basınına konuşan Abdulsettar Mecid “Türk hükümeti sahip olduğu bu yaklaşım ve zihniyetle Kürt sorununu hiçbir zaman çözemez.” ifadelerini kullandı. 24-3-2016
http://www.caldiranajans.net/turkiyede-kurt-bakanin-kurtce-konusmasina-izin-vermediler/
Sıradan Müslüman insanları kandırarak, onları ilkel konumda bırakarak evrensel ve ülke sorunları çözülemiyor. Üstelik her geçen gün sorunlar derinleşip kangrene dönüşüyor.
Sonuç:
İslâm İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) İstanbul’da düzenlenen 13. zirvesi kavga ile sona erdi. Bildiri taslağı hazırlanırken bazı ülkelerin içişlerine karıştığı gerekçesiyle İran’a kınama ve İran’ın desteklediği Hizbullah’a yönelik sert sözler kriz yarattı.
Şiilerin yönetimde olduğu ülkeler bildiriye itiraz ederken, Suni yöneticilerin olduğu ülkeler bildiriye imza attı. 15-4-2016
Neden Müslüman ülkeler, Suudi Arabistan’ın, ABD ve İngiltere desteği ile yoksul Yemen halkını acımasızca bombalamasını göremiyor?
Hani Müslüman Müslümanın kardeşiydi?
degirmencinurettin@gmail.com
Nurettin Değirmenci
Elk. Yük. Müh.
Yorumlar kapatıldı.