İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Müslüman Takımın Hristiyan Kaptanı!

Yazar: Serkan Akkoyun / serkanakkoyun@hayatimfutbol.com | / twitter.com/azadgarazli
‘Bu nasıl başlık şimdi?’ demeden önce yazıyı okumalısınız. Çünkü olay İran’da geçiyor ve ben de dâhil yanlış bildiğimiz birçok şeye ışık tutan sözler içeriyor…
“Sen İran ol ben de şahın olayım;
Varsın Sultan Selim gelsin üstüme…”
Cemal Safi

Nisan ayının ilk haftasında İran, Amerika Birleşik Devletleri’nin başını çektiği P5+1 ülkeleri ile nükleer çalışmalar konusunda tarihe geçecek bir uzlaşmaya vardı. Kimsenin tahmin bile edemeyeceği bir şekilde uzlaşma hakkında açıklamalarda ABD Başkanı Barack Obama’nın konuşmasını canlı yayınla aktaran İran Devlet Televizyonu, böylece değişimin ne boyutta olacağına dair sinyalleri de verdi. Evet, İran’da değişim var. Ahmedinejad sonrası İslam Cumhuriyeti’ne başkan olan Hasan Ruhani, bundan 3-4 sene önce baş müzakereci olarak yürüttüğü nükleer görüşmelerini, Cumhurbaşkanı olarak bambaşka bir boyuta taşıdı ve uzun vadede İran’ın dünyanın en büyük ekonomisi olmasının yolunu açtı. Bunu zaman gösterecek. Ancak günümüze bakarsan İran’daki değişimden payını futbolun aldığını da görüyoruz. Nasıl mı? Yazıyı okumaya devam edin…
İran futbolu, İran toprakları gibi eski bir geçmişe sahip. 1920’de federe hale gelen futbol, 45’te FIFA’nın üyesi oldu. 1954’te Asya Futbol Konfederasyonunun kurulmasının ardından 58’de de buraya katıldı. Zaman içerisinde özellikle 70’lerde aktif bir dönem geçirdi. Arjantin’de düzenlenen 1978 Dünya Kupası’na katılan İran, 1979’daki devrimden sonra futbolda geri kaldı. Tüm toplum dinamikleri bozulan İran’da futbol da tabii ki bundan etkilendi. 80’lerde Irak savaşı nedeniyle 4 yıl ambargo yiyen İran, 1998 Dünya Kupası ile yeniden sahneye çıktı. Hatta o turnuvada ezeli rakibi (!) Amerika Birleşik Devletleri ile aynı gruba düştü ve maçı 2-1 kazandı.
Son olarak İran’ı 2014 Dünya Kupası ve 2015 Asya Kupası’nda seyrettik. Brezilya’daki Dünya Kupası’nda işler iyi başlasa da, Arjantin maçında penaltısı verilmese  de, 90’da Messi’den gol yese de olumlu bir etki bırakmıştı. Ancak Asya Kupası’nda döküldüler. Bahreyn, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi kendisinden güçsüz rakiplerini; sırasıyla 2-0, 1-0 ve 1-0 yenerek gruptan çıkabilen İran, çeyrek finalde Irak’a penaltı atışları sonucu elendi. Bu İran futbolunun gelişimi açısından yıkımdı, çünkü kadrosundaki Javad Nekonam, Karim Ansari, Reza Gucci, Alireza Bakhsh ve Sardar Azmoun gibi oyuncular formlarının zirvesindeydiler. Ancak alınan başarısız sonuç sonrası değişim de kendisini gösterdi. Mart ayında oynanan Şili maçında teknik direktör Carlos Queiroz, Vahid Amiri, Hashem Beikzadeh, Varya Ghafoori, Habib Gordani, Masoud Hasanzadeh, Morteza Pouraliganji, Ramin Rezaeian ve Omid Ebrahimi gibi isimleri kadroya aldı. Bu isimlerin kimisi ilk defa milli takıma alınıyordu. En tecrübelisinin sekizden fazla milli olmuşluğu bile yoktu. Portekizli değişime başlamıştı. Bu yönde attığı adımlar sadece kadro ve futbol mantalitesi açısından olmadı. Queiroz, milli takımdan emekli olan Javad Nekounam’ın yerine de yeni bir kaptan belirledi. İşte bu kaptan seçimi, İran’daki sosyo-kültürel değişimin de önemli basamaklarından birisi olmaya adaydı…

andranik-teymouri…sil-2014-463b926
İran Milli Takımı’nın 2015 Nisan ayında belirlenen birinci kaptanı, 6 Mart 1983 yılında İran’ın Tahran kentinde dünyaya gelen Andranik Timotian-Samarani olarak belirlendi, yani dünya futbolunda bilinen adıyla Ando Teymourian. Teymourian, İran topraklarındaki Ermeni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Futbola da İran’ın Ermeni cemaatinin futbol takımı Ararat Tahran’da başladı. Daha sonra Esteghlal’e geçti ve Oghab’la da profesyonel oldu. Kariyerini 2006-2010 yıllarında İngiltere’de geçirdi. Bolton ve Fulham formaları giydi. Ali Daei, Mehdi Mahdavikia gibi isimlerin ardından İran futbolunun en kariyerlilerinden birisi… Şu sıralar 32 yaşında ve İran Milli Takımı’nın kaptanı. Tüm bu bilgiler size bir şey ifade etmediyse İslam devrimi sonrası İran futbolunda, milli takımın birinci kaptanı olan ilk Hristiyan olduğunu söylememiz yeterli gelebilir. İslam Cumhuriyeti’nin, Hristiyan kaptanı!
“Evet, Ermeni kökenlerim var ancak İran’da doğdum ve İran pasaportuna sahibim. Ermenistan benim tarihimin bir parçası. İran’da Ermenilere yardımcı oluyorum. Milli takımda oynamaktan ise gurur duyuyorum” sözlerinin sahibi olan Teymourian, tamamı Müslüman olan bir takıma kaptanlık yapmanın kendisi açısından normal bir şey olduğunu söylüyor. Ona göre kaptan olmasının ya da olmamasının bir önemli yok. Amacı sadece işini iyi yapmak. Ancak İslam Cumhuriyeti’nin milli takımına kaptanlık yapacak ismin bir Hristiyan olmasının öneminin tabii ki o da farkında: “İran’la ilgili bilinen şeylerin çoğu yanlış. İran’da tüm dinlere saygı vardır. Ben inançlı bir Hristiyan’ım. İncilimi okuyorum ve Müslümanlara saygı besliyorum. Bu da çok ilginç bir şey değil.”
Teymourian aynı zamanda İslam Devrimi sonrası milli takıma seçilen ilk Hristiyan futbolcu olarak da tarihte yer alıyor. Yine kendisi gibi Ermeni cemaatinden aynı zamanda adaşı da olan Andranik Eskandarian, 1978’de milli olmuş ancak devrim sonrası ülkeden ayrılmak zorunda kalarak hala yaşadığı Amerika Birleşik Devletlerine gitmişti. Eskandarian, 1978-1984 arasını New York Cosmos’ta geçirmiş, Almanların efsane ismi Franz Beckenbauer’le birlikte takımın defans hattını oluşturmuştu. O takımın kalecisi ise Yasin Özdenak’tı. İşte Teymourian, 1978’den sonra 2005’te İran Milli Takımı’na seçilerek 27 yıl sonra milli formayı giyen ilk Hristiyan oldu.
İran’da işler değişiyor. Hem siyaset, hem kültür, hem de spor bundan payını alıyor. Milli takımın kaptanı artık bir Ortodoks Hristiyan ve kadınların erkeklerin maçlarını izlemesine kısmen de olsa izin çıktı. Önümüzdeki günler ne getirecek bilinmez ancak Teymourian’ın kaptanlığı sürecince vereceği mesajlar büyük önem taşıyor. Yaşayalım görelim…
“Birlikte kardeş gibi yaşamayı öğrenmeliyiz, yoksa birlikte aptal gibi öleceğiz.”
Martin Luther King

Yorumlar kapatıldı.