İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Laiklik kılıfı

İttihat Terakki ve onun devamı niteliğindeki Genç Cumhuriyet, Askerin damgasını taşır. Bu ideoloji varsayılmıştır ki, Laiktir, Milliyetçidir (Türkçü), İslamcı anlayışlara mesafelidir. Galiba bu “ezberi” tartışmak gerekiyor. Zira bu yönetim modeli, final tahlilde daima Sünni İslamcı bir “fener’le” hareket etmektedir. Ülkenin direksiyonuna geçtiklerinde ilk işleri bu toprakları gayrimüslim nüfustan “arındırmak” olmuştur.  Bu iştah hep diri tutulmuştur. Yetmemiştir, Alevi kitleler de baskılanmıştır. Osmanlı’dan bu yana, emperyal icraat ve heveslerden, içe dönük büzülmelere daima yaslanılan “baz” Sünni İslam’dır.

Bir mezhep üzerinden ülkeyi konsolide etmeye çalışan zihniyet, özellikle Cumhuriyet döneminde, “Diyanet Denetimli” bir retorikle, on binlerce cami üzerinden, “Anti Arap”, ancak “kontrollü muhafazakar” bir terkibi nüfusun büyük çoğunluğuna adeta zerk etmiştir. Bunu yaparken, “şırıngaya” bir doz da pagan Türkçülük ilave edilmiştir.
Sıradan Anadolu insanı, bu anlamıyla özel bir kişilik bileşimine sahiptir.
Hem ümmetçi hem de kavmiyetçi karakter ihtiyaca göre çok amaçla kullanıma son derece müsaittir.
Esasında bu süreçte “laiklik” hassasiyeti de hep yalandır.
Giderek anlaşılmaktadır ki, “laiklik” militerlerin “tarikat hiyerarşisine” girmemek ve içe dönük iktidarlarına ortak yaratmamak için buldukları bir kılıftır.
Bugün aynı prizmanın değişik yüzleri olan “militer, muhafazakar, milliyetçi, ulusalcı” birlikteliği, Kürtlere karşı “aynı kıvama” getirilmişliğin teyitini gösteren bir “misal-i şahika”dır aslında.

Yorumlar kapatıldı.