İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İçtüzük’e “Toplumsal Cinsiyet” Düzenlemesi

Ankara – CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan, TBMM İçtüçüğü’nde “toplumsal cinsiyet eşitliği” düzenlenmesi yapılması için teklif verdi. Doğan’ın teklifine göre milletvekilleri tüm yasama faaliyetlerinde kaba ve yaralayıcı sözlerin yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitliğini ihlal eden ifadeler de kullanamayacak. Doğan, TBMM Başkanlığı’na verdiği değişiklik teklifiyle İçtüzüğün 67. ve 160. maddelerinin değiştirilmesini talep etti. İçtüzüğün 67’inci maddesi yasama faaliyetlerinde “kaba ve yaralayıcı sözler” söylenmemesi hükmünü düzenliyor. (Teklif ve gerekçesi ekte. HYETERT)

Doğan’ın teklifine göre ise maddeye “toplumsal cinsiyet eşitliğini ihlal eden” ifadesi ekleniyor. Böylece milletvekilleri “toplumsal cinsiyet eşitliğini ihlal eden” ifadeler kullanması durumunda Genel Kurul’dan çıkarılacak. Yine milletvekillerinin “toplumsal cinsiyet eşitliğini ihlal eden” ifadelerinin bulunduğu önergeleri iade edilecek.
160’ıncı maddede yapılacak olan değişiklikle ise aynı hassasiyeti göstermeyen milletvekillerine kınama cezası verilebilecek.
İçtüzük değişiklik teklifinin gerekçesinde yasama faaliyetleri sırasında “toplumsal cinsiyet eşitsizliğini yücelten, cinsiyetler arasındaki ayrılmayı artıran hatta belirli bir cinsiyetin diğerinden üstün olduğu anlamını içeren ve/veya bir cinsiyetin diğerine karşı tahakkümü manasına gelebilecek” sözlerin rahatlıkla kullanılabildiği belirtildi. Bu ifadelerin “kaba ve yaralayıcı sözler” arasında değerlendirilmediği ifade edilen gerekçede şöyle denildi:
“Toplumsal cinsiyet eşitliği bu konuya duyarlı bir siyasi yaklaşımla aslında bir zihniyet devrimi ile sağlanabilir. Eğitim ve yasal mevzuatla ise bu husus pekişir ve denetlenebilir.
Toplumsal cinsiyet eşitliği aynı zamanda Türkiye’nin bir katılım müzakerelerini yürüttüğü Avrupa Birliği’nin de kurucu değerleri arasında yer almaktadır.
İşte bu dönüşümün en başta yasama organında başlaması ve yasa koyucunun söyleminin buna uygun hale getirilmesi kamuoyunda belirleyici olacaktır. Böylece tepeden başlayarak bu anlayışın tüm toplumsal mekanizmalara yansıtılması mümkün olabilecektir.”
 OKULLARDA “CİNSİYET EŞİTLİĞİ” DERSİ

Doğan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada da okullarda “toplumsal cinsiyet eşitliği” dersinin okutulmasının giderek bir zorunluluk haline geldiği belirtti. Sadece okullarda öğrencilere bu dersin gösterilmesinin yeterli olmadığını belirten Doğan, tüm kamu ve özel kurumlarda da bu konuda personele eğitim vermesi gerektiğini ifade etti.  

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 67’inci ve 160’ıncı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Değişiklik Teklifi gerekçesiyle birlikte ekte sunulmuştur.
Gereğinin yapılmasını arz ederim.
Selina Doğan
İstanbul Milletvekili
GENEL GEREKÇE
“Toplumsal cinsiyet eşitliği” kadın, erkek ve LGBTİ bireylerin gerek kamusal gerekse özel hayatta eşit biçimde rol almasını ve dolayısıyla aynı haklardan yararlanmasını ifade eder.
Bu açıdan bakıldığında ülkemizde eğitimde, istihdamda ve sosyal  yaşamda toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ciddi boyutlarda olduğu bilinen bir gerçektir.
Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik olarak son yıllarda bir duyarlılık başlamış olsa bile bunun çok yetersiz olduğu görülmektedir. Bunun için TBMM’ye bakmak yeterli olacaktır. 468 erkek vekile karşın 82 kadın milletvekili ile bu eşitsiz durumdan nasibini almıştır.
Çokça yaşandığı üzere yasama faaliyetleri sırasında söz konusu eşitsizliği yücelten, cinsiyetler arasındaki ayrılmayı artıran hatta belirli bir cinsiyetin diğerinden üstün olduğu anlamını içeren ve/veya bir cinsiyetin diğerine karşı tahakkümü manasına gelebilecek sözler rahatlıkla sarf edilebilmektedir. Bu sözler, İçtüzükte yer alan ve yaptırım uygulanması hükme bağlanan “kaba ve yaralayıcı sözler” arasında değerlendirilmemektedir. Böyle değerlendirilebilse bile bu konuda farklı bir duyarlılık yaratmak önemlidir.
Toplumsal cinsiyet eşitliği bu konuya duyarlı bir siyasi yaklaşımla aslında bir zihniyet devrimi ile sağlanabilir. Eğitim ve yasal mevzuatla ise bu husus pekişir ve denetlenebilir.
“Toplumsal cinsiyet eşitliği” aynı zamanda Türkiye’nin bir katılım müzakerelerini yürüttüğü Avrupa Birliği’nin de kurucu değerleri arasında yer almaktadır.
İşte bu dönüşümün en başta yasama organında başlaması ve yasa koyucunun söyleminin buna uygun hale getirilmesi kamuoyunda belirleyici olacaktır. Böylece tepeden başlayarak bu anlayışın tüm toplumsal mekanizmalara yansıtılması mümkün olabilecektir
MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1: Yürürlükte olan İçtüzüğün 67’inci maddesi ile TBMM Genel Kurulu’nda kaba ve yaralayıcı sözler söylenmemesi yine Başkanlığa gelen yazılarda yazı ve önergelerde kaba ve yaralayıcı sözler kullanılmaması düzenlenmiştir. Teklif ile kaba ve yaralayıcı sözler ifadesinden sonra gelmek üzere “toplumsal cinsiyet eşitliğini ihlal eden” ifadesi eklenmiştir. Böylece Genel Kurul’da yapılan konuşmalarda ve başkanlığa sunulan yazılarda toplumsal cinsiyet eşitliğine özen gösterilmesi kuralı getirilmiştir.
MADDE 2: İçtüzüğün 160’ıncı maddesi hangi hallerde kınama cezası verileceğini düzenlemektedir. Ancak bu maddede “toplumsal cinsiyet eşitliğinin ihlalinin” bir cezası bulunmamaktadır. Bunun için 160’ıncı maddede yer alan “kaba ve yaralayıcı sözler” ifadesi “kaba, yaralayıcı ve toplumsal cinsiyet eşitliğini ihlal eden sözler” olarak değiştirilmiştir. Madde ile TBMM’de cinsiyet eşitliğini ihlal etmenin kınama cezasına çarptırılması amaçlanmıştır.
MADDE 3: Yürürlük maddesidir
MADDE 4: Yürütme maddesidir
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ İÇTÜZÜĞÜ’NÜN DEĞİŞTİRİLMESİ HAKKINDA İÇTÜZÜK DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ
MADDE 1: TBMM İçtüzüğü’nün 67’inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Genel Kurulda kaba, yaralayıcı ve toplumsal cinsiyet eşitliğini ihlal edici sözler söyleyen kimseyi Başkan derhal, temiz bir dille konuşmaya, buna rağmen temiz bir dil kullanmamakta ısrar ederse kürsüden ayrılmaya davet eder. Başkan, gerekli görürse, o kimseyi o birleşimde salondan çıkartabilir.
Başkanlığa gelen yazı ve önergelerde kaba, yaralayıcı ve toplumsal cinsiyet eşitliğini ihlal eden sözler varsa, Başkan, gereken düzeltmelerin yapılması için, o yazı veya önergeyi sahibine geri verir.
MADDE 2: TBMM İçtüzüğü’nün 160’ıncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
“Kınama cezasını gerektiren haller şunlardır:
1. Aynı birleşimde iki kere uyarma cezası aldığı halde bunu gerektiren hareketten vazgeçmemek;
2. Bir ay içinde üç kere uyarma cezasına uğramış olmak;
3. Kaba, yaralayıcı ve toplumsal cinsiyet eşitliğini ihlal eden sözler sarf etmek ve hareketler yapmak;
4. Saldırıda bulunmak;
5. Mecliste gürültü ve kavgaya sebep olmak veya Meclisin görevini yerine getirmesini önlemek için toplu bir harekete girişilmesine önayak olmak.”
MADDE 3: Bu İçtüzük yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer.
MADDE 4: Bu İçtüzük hükümleri Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yürütülür.

Yorumlar kapatıldı.