İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye Musevileri örtüyü kaldırdı

Serpil Yılmaz / syilmaz@htgazete.com.tr
İspanya’dan 1492 yılında Osmanlı’ya göç eden Sefarad Musevilerinin 28 yıl önce kurduğu 500. Yıl Vakfı, üzerindeki örtüyü kaldırıyor. Karaköy’de 2001 yılından beri hizmet veren “500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi”, adresiyle birlikte içeriğini de yenileyerek Ocak 2016’da Neve Şalom Sinagogu kompleksinde ziyaretçilere açıldı. 500. Yıl Vakfı Başkanı Moris Levi, Galata gibi turistik bir bölgeye taşınan müzenin, daha çok ziyaretçi çekmeyi amaçladığını belirtiyor. Tek fark, ziyaretçi sayısında mı olacak? Levi bu sorumu “Daha cesur davrandık” diye yanıtlıyor ve devam ediyor: “600 yıl bir ülkede yaşarsanız hep pembe sayfalar olmuyor. Gri sayfaları da yansıtmaya çalıştık.”

Hazreti İbrahim’in torunları olarak yaklaşık 2 bin 300 yıldır bu topraklarda olduklarını dile getiren Levi, Büyük Edirne Havrası’nın açılış (27 Mart 2015) töreninde konuşan Musevi Cemaati Başkanı İshak İbrahimzadeh’in şu sözlerinin altını çiziyor: “Yahudiliği vatanımızın düşmanı, bizleri de toplumun bilinçaltına vatan haini olarak gösteren söylemler karşısında; her seferinde, kendimizi bu vatanın sadık ve faydalı vatandaşları olduğunu açıklamak zorunda hissetmişiz.”
500. Yıl Vakfı Kurucu Başkanı (1989-2008) Jak Kamhi’nin 2012 yılında kaybettiği oğlu Hayati Kamhi’nin adının verildiği ana salona geçiyoruz.
Sergilenen resimler arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Jak Kamhi’nin “Devlet Üstün Hizmet Madalyası” alması nedeniyle düzenlenen ödül töreninde çekilen bir karede rastlıyoruz.
Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda İbrahimzadeh ve Amerika’nın önde gelen Musevi kuruluşlarından “Conference of Presidents” heyetini kabul etmesinin üzerinden 1 ay bile geçmedi. Müze güncellenirken, bu özel tarihe de şüphesiz yer verilecek. Ancak altında yer alacak metin büyük olasılıkla bugünlerde Washington- Tel Aviv- Ankara dışişleri koridorlarında yazılıyor.
MÜZEDE NELER GÖRDÜM?
Müzenin kapısında Tevrat’tan alıntılanan “Seni yerleştirdiğim şehrin barışını gözetecek ve Tanrı’ya bunun için yakaracaksın” cümlesi yer alıyor.
Sefarad Musevilerinin dini eşyalarına, “Hanukiya” adını verdikleri şamdanda olduğu gibi, Osmanlı ve Türk motifleri vermeleri ilgimi çekiyor.
Musevi cemaatiyle ilgili çalışmaları olanlar da aramızdaydı. “Nazi Almanya’sından Üniversitelerimize” başlıklı bölüme geldiğimizde yeni bir tartışma alevlendi.
17 bilim adamı şu cümlelerle tanıtılıyordu:
“Almanya ve Avusturya üniversitelerinden ilişiği kesilen çoğu Yahudi bilim adamı, Cumhurbaşkanı Atatürk’ün uygun görmesiyle, İstanbul ve Ankara üniversitelerinde göreve alındılar.”
İçlerinden birisi tek tek fotoğrafları inceleyip, “Yarısı Yahudi değil, bu şekilde sunulması yanlış” diyor.
Levi, “Naziler, sosyalist bilim adamlarını da üniversitelerden atmıştı” karşılığını veriyor.
1930’lardan günümüze kadar bu topraklarda yaşanan acı-tatlı olayların yer aldığı elektronik panoda; 2003 yılında öldürülen diş hekimi Yasef Yahya cinayetine de yer veriliyor.
Osmanlı’da ilk matbaayı kuran Sefarad Yahudilerinden David ve Samuel İbn Nahmias kardeşlere de, Çanakkale Savaşı’nda çarpışan Kıdemli Gedikli Başçavuş Nesim Avram Eskinazi’ye de, Türk Yahudilerinden Meşrutiyet ve Cumhuriyet döneminde parlamentoya giren vekillere de…
Levi’nin “gri” olarak tanımladığı maziden elektronik panoda dokunarak açılan sayfalar şunlar:
Trakya Olayları: 21 Haziran-4 Temmuz 1934 tarihleri arasında Tekirdağ, Edirne, Kırklareli ve Çanakkale illerinde yaşayan Musevilere ait dükkân ve evler yağmalandı. Yaklaşık 15 bin Trakya Musevi’si bulundukları şehirleri terk etti.
20 Sınıf İhtiyat Askerlik: 2. Dünya Savaşı sırasında Almanların Türkiye sınırına yaklaştığı dönemde, 20 Sınıf (Vente Klasaş) ihtiyat olarak 25-42 yaş arasında çoğunluğu gayrimüslimlerden oluşan vatandaşlara, askerlik hizmetlerini bitirmiş olmalarına rağmen 18 ay askerlik yaptırıldı.
Struma Gemisi Olayı: Nazilerden kaçan 103’ü çocuk olmak üzere 768 kişiyi taşıyan Struma gemisi, 24 Şubat 1942 günü Sovyet denizaltısı tarafından batırıldı.
Varlık Vergisi Kanunu: Varlıklarını aşan vergi miktarını ödeyemeyen çoğunluğu gayrimüslim 1229 kişi, borçlarını çalışarak ödemek için 27 Ocak-3 Temmuz 1943 tarihleri arasında Aşkale’ye sevk edildi.

Yorumlar kapatıldı.