Dr.med. Sarkis Adam
Birileri tarafından sürekli olarak doğru ve gerçek bilgilerin, tarihte benzerine nadir rastlanacak bir şekilde tahrif edildiği ve çarpıtıldığı Hocalı gerçeği, eldeki veri ve belgelere göre olayın, Türk yazım ve görsel basında yansıtıldığı gibi olmadığını görülmektedir.
1992’nin kış aylarında, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki silahlı çarpışmalarda Stepanakert ve çevresi bölgeler, lojistik ve stratejik acıdan hayati önem kazanan bölgeler olmuşlardı:
Bölge halkında yiyecek, içecek, giyecek, ilaç, yakıt kıtlığı baş göstermişti. Azerbaycan tarafı yasaklı silahlar kullanarak her gün saldırıyordu:
Hocalı, ateş hattı bölgelerinden biri idi ve aynı zamanda bölgenin hava alanı burada bulunuyordu. Hocalıyı işgal etmek bölgenin hava sahanlığını kontrol altına almak, ablukayı kırmak anlamına geliyordu, diğer taraftan da Hocalı’lı 7000 sivilin hayatını güvence altına almak söz konusu idi.
Ermeni tarafı, Azerbaycan’ın Hocalı’daki ateş noktalarını yok etmek amacıyla 26 Şubat 1992 günü askeri harekete başladı, ancak bu hareketten önce Azeri yetkililere ve şehir yöneticilerine durumu bildirdi ve sivillerin Hocalı ateş hattının dışına çıkmaları için ”Bir Güvenlik Koridoru” açtığını hem yetkililere ve hem de sivil halka radyo’dan çağrı yaparak, güvenlikleri için şehri boşaltmalarını istedi. Azeri yetkiler bu çağrıyı hiçe sayarak, halkı, şehri terk etmemelerine ve bu çağrıya uymamalarına ikna etti ve baskı yaptı hatta şehri terk etmeyi yasakladı.
22 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan Ulusal Güvenlik Komitesi Toplantısında, Cumhurbaşkanı, KGB ve diğer yetkililerin hazır bulunduğu oturumunda ”Hocalı’dan halkın Tahliye Edilmemesi ” kararı alınmıştı. 26 Şubat 1992 tarihinde Ermeni askeri hareketi tamamlandı, Ermeniler Hocalı’daki sivilleri Stepanakert’e naklettiler, orda onlara barınak, yiyecek, içecek ve giyecek temin edildi. İnsan Hakları merkezinin açıkladığı bilgilere göre 28 Mart 1992 tarihinde Ermeniler tarafından Azerbaycan tarafına çoğunluğu çocuk, kadın olmak üzere 700 den fazla Hocalı’lı sivil tutsağı teslim edilmiştir. Aynı bilgilere göre, Ermenistan daha sonraları yüzlerce sivil Azeriyi hiç bir ön şart gözetmeksizin Azerbaycan’a göndermiş, buna karşılık Azerbaycan tarafı ise, Bakü sokaklarında yerlerde yatan onlarca cansız insan bedenini kameralara kaydederek bu çekimleri gösterip, bu zulmün Ağdam yakınlarında Ermeniler tarafından yapıldığını iddia etmiştir. Oysa operasyon öncesi ve sonrası Ağdam bölgesi Azerbaycan otoritesinin altındaydı, Ermeni tarafı bu bölgeye ancak 1993 yılından sonra girdiler. O halde Hocalı’da, Ağdam’da bu insanları kim ve kimler öldürdü veya öldürttü sorusu yanıtlanmalıdır.
Azerbaycan İnsan Hakları savunucusu Arif Yunusov’a göre ”Şehir ve Şehir halkı, kasıtlı olarak Azerbaycan Halk Cephesinin iktidara gelmesini önlemek amacıyla politik bir hedefe kurban edildi”.
Azerbaycan Yüksek Şura Başkanı Yagup Memedov yaptığı açıklamada şöyle diyordu:<<Hocalı Trajedisinin Kimin Yaptığını biliyoruz ve o taraf Ermeni tarafı değildi>>.
2 Nisan 1992 tarihinde Azerbaycan’ın ilk Cumhurbaşkanı Ayaz Mutallibov Daıly gazetesine verdiği demeçte olayla ilgili şunları söylüyordu:<<Her şey benim istifa etmem için bir neden yaratmak, Cumhurbaşkanını itibarsızlaştırmak için çabalayan bir güç vardı, Ağdam trajedisi de, güç elde etmek adına gerçekleştirilen diğer politik amaçlı suçlar gibi cezasız kaldı>>.
Azerbaycan yöneticileri 1992 Şubat’ındaki Hocalı, Ağdam ve çevresinde gerçekleşen trajedileri kapsamlı bir şekilde araştırılmasına yönelik çağrılara direnmektedir.
Dr.med. Sarkis Adam
Yorumlar kapatıldı.