Hasan Cemal / hsncml / hsncml@t24.com.tr
Soruyorum şimdi: Herkes Atatürk milliyetçisi olmak zorunda mı? Hayır. Ben değilim Atatürk milliyetçisi. Adı demokrasi olan bir rejimde, programında sosyal demokrat yazan bir partide herkes Atatürk milliyetçisi olmak zorunda mı? Hayır. Ayrıca, milliyetçilik ile sosyal demokratlık içiçe olabilir mi? Hayır, hiç sanmıyorum. Son bir soru: Türkiye’nin güçlü yerinden yönetimler, özerk bölgeler, otonom bölgeler ya da federasyon hâlinde yönetilmesi istenemez mi? Bir parti bunları programına koyamaz mı? Hatta şiddete başvurmamak kaydıyla, ayrılıkçılık demokratik bir hak olarak savunulamaz mı? Bu iki seçenek de geçerlidir, eğer bir memlekette İspanya’daki, Britanya’daki, İtalya’daki gibi demokrasi ve özgürlükler düzeni geçerliyse… 20. En başa döneyim: Atatürk tabu değildir, Atatürk de tartışılmalıdır. Ve bu tartışma Atatürk düşmanlığı değildir. Hele bir sosyal demokrat partide hiç değildir; böyle bir tartışma, o partiyi yenileştirir, o partiye dinamizm katar.
***
Bir CHP milletvekili, Meclis’teki odasının duvarında asılı Atatürk resmini mi indirdi?
Çöp tenekesine mi attı?
Atarken, “Artık yeni şeyler söylemek lazım” mı dedi?
Konu medyanın manşetlerinde.
Partide günlerdir kıyamet kopuyor.
Her taraftan kulaklara Atatürk düşmanları sözü çalınmakta.
Bir milletvekili ihraç talebiyle disipline sevk edilmiş, durumu önce Parti Meclisi’nde görüşülecekmiş…
Genel Başkan Kılıçdaroğlu şöyle diyor:
“Böyle bir şeyi yapacak bir vekilin CHP’de olduğuna inanmıyorum. Varsa da, bir daha CHP’nin kapısından giremez.”
Gelinen nokta bu.
29 Ekim 1923. Cumhuriyet’in kuruluşunun 10. yıldönümünde Ankara Hipodromu. Atatürk, yakasında CHP’nin altı okuyla, ‘Ne mutlu Türküm diyene’ ifadesiyle son bulan 10. Yıl Nutku’nu okuyor
29 Ekim 1923. Cumhuriyet’in kuruluşunun 10. yıldönümünde Ankara Hipodromu. Atatürk, yakasında CHP’nin altı okuyla, ‘Ne mutlu Türküm diyene’ ifadesiyle son bulan 10. Yıl Nutku’nu okuyor
Duvarında Atatürk resmi olmayan bir CHP milletvekili ille de ‘Atatürk düşmanı’ değildir
1. Evet, bir milletvekili, mensup olduğu partinin ‘hassasiyetleri’ni, varsa ‘kutsalları’nı bilmek zorundadır.
2. CHP söz konusu olduğunda Atatürk, saygı gösterilmesi gereken son derece hassas bir konudur.
3. Bu nedenle, bir CHP milletvekilinin, eğer yapmışsa, odasındaki Atatürk resmini duvardan indirip çöp tenekesine atması onaylanamayacak bir densizliktir.
4. Peki, bir CHP milletvekili Meclis’teki odasına ille de Atatürk resmi asmak zorunda mı?
5. Benim bu soruya yanıtım hayır. Duvarında Atatürk resmi olmayan bir CHP milletvekili ille de Atatürk düşmanı değildir.
6. O milletvekili, Atatürk resmini odasının duvarından indirirken, “Artık yeni şeyler söylemek lazım” demiş mi?
7. Demişse, bunun sakıncası nedir?
8. CHP’nin programında sosyal demokrat yazıyor, demokrasinin altı özellikle çiziliyor. Bu çerçevede Atatürk tabu olabilir mi? Sayın Kılıçdaroğlu dâhil parti içindeki genel hava böyle…
4-11 Eylül 1919’da toplanan Sivas Kongresi’nde oluşturulan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin tarihsel mirasına sahip çıkan CHP, 9 Eylül 1923’te ‘Halk Fırkası’ adıyla Atatürk tarafından kuruldu. 1924’te adına ‘Cumhuriyet’ ifadesi eklendi, 1935’te ‘Cumhuriyet Halk Partisi’ adını aldı
4-11 Eylül 1919’da toplanan Sivas Kongresi’nde oluşturulan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin tarihsel mirasına sahip çıkan CHP, 9 Eylül 1923’te ‘Halk Fırkası’ adıyla Atatürk tarafından kuruldu. 1924’te adına ‘Cumhuriyet’ ifadesi eklendi, 1935’te ‘Cumhuriyet Halk Partisi’ adını aldı9. CHP, sosyal demokratlığı kâğıt üstünde olmaktan kurtarmak istiyorsa, Atatürk dâhil kendi geçmişini içtenlikte tartışmaya açabilmelidir diyorum.
10. Çünkü bu geçmişte doğruların yanısıra var olan ciddi yanlışlar, bugün hâlâ hem CHP’nin yükselişine, hem de Türkiye’nin demokratikleşmesine taş koyuyor.
11. Kürt sorununun temelleri, Kürt yok Türk var diye Cumhuriyet kurulurken atılmadı mı?
12. Bugün hâlâ çözülemeyen ‘Alevi sorunu’nun kökleri Cumhuriyet’in kuruluşuna gitmiyor mu?
13. Dini, inançları devlet kontrolü altına alan otoriter laiklik anlayışının tohumları 1923’le birlikte atılmadı mı?
14. Bir ‘kurtarıcı’ olarak askeri vesayet kuruluş yıllarıyla birlikte kurumlaştırılmaya başlamadı mı?
15. 1930’larda planlanan Dersim kıyımı yine tek partili Cumhuriyet rejiminin ürünü değil mi?
16. Cumhuriyet devletinin kuruluşuna damgasını vuran ulus-devlet, üniter devlet anlayışlarının bu ülkede birinci sınıf demokrasi ve hukuk devletine nasıl hâlâ köstek olabildiği anlaşılamıyor mu?
17. Cumhuriyet’in kuruluşundan bugünlere kadar hepimizi yalanda yaşatmış olan ‘resmi tarih’imiz daha hâlâ bu topraklarda Ermenilerin, Kürtlerin, Alevilerin başına neler geldiğini karanlıkta tutmaya devam etmiyor mu?
Evet ediyor.
18. CHP gerçekten sosyal bir demokrat parti olacaksa, inandırıcı ve güvenilir bir iktidar alternatifi hâline gelecekse, bütün bu konuları eleştirel olarak ele alabilmeli, tartışabilmelidir.
19. CHP’nin bir kırmızı çizgisi daha var: Anayasanın ilk dört maddesi…
‘Değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez’ ilk dört madde…
CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, ODTÜ İktisat bölümünden mezun oldu, Harvard Üniversitesi’nde ‘Yükselen Liderler’ programını bitirdi. CHP MYK, ‘odasındaki Atatürk resmini indirdiği’ iddiası eşliğinde Nazlıaka’nın kesin ihraç talebiyle Disiplin Kurulu’na sevk edilmesini Parti Meclisi’nden istedi. PM, kararını 7 Şubat Pazar günü verecek
Atatürk de tartışılmalıdır. Ve bu tartışma ‘Atatürk düşmanlığı’ değildir. Böyle bir tartışma, o partiyi yenileştirir, dinamizm katar
I. Devletin Şekli
Madde 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin nitelikleri
Madde 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
III. Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti.
Madde 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ayyıldızlı al bayraktır.
Milli marşı ‘İstiklal Marşı’ dır.
Başkenti Ankara’dır.
IV. Değiştirilemeyecek hükümler
Madde 4- Anayasanın 1’inci maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2’nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3’üncü maddesindeki hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Soruyorum şimdi:
Herkes Atatürk milliyetçisi olmak zorunda mı?
Hayır.
Ben değilim Atatürk milliyetçisi.
Adı demokrasi olan bir rejimde, programında sosyal demokrat yazan bir partide herkes Atatürk milliyetçisi olmak zorunda mı?
Hayır.
Ayrıca, milliyetçilik ile sosyal demokratlık içiçe olabilir mi?
Hayır, hiç sanmıyorum.
Son bir soru:
Türkiye’nin güçlü yerinden yönetimler, özerk bölgeler, otonom bölgeler ya da federasyon hâlinde yönetilmesi istenemez mi?
Bir parti bunları programına koyamaz mı?
Hatta şiddete başvurmamak kaydıyla, ayrılıkçılık demokratik bir hak olarak savunulamaz mı?
Bu iki seçenek de geçerlidir, eğer bir memlekette İspanya’daki, Britanya’daki, İtalya’daki gibi demokrasi ve özgürlükler düzeni geçerliyse…
20. En başa döneyim:
Atatürk tabu değildir, Atatürk de tartışılmalıdır.
Ve bu tartışma Atatürk düşmanlığı değildir.
Hele bir sosyal demokrat partide hiç değildir; böyle bir tartışma, o partiyi yenileştirir, o partiye dinamizm katar.
Yorumlar kapatıldı.