İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘İstifa gerektirir herhangi bir durum olduğunu sanmıyorum’

Kamu Başdenetçisi Ömeroğlu: – “(Hrant Dink cinayeti) Bizim Ermeni toplumumuza hiçbir husumetimiz yoktur… Ermenilerle ilgili Bursa’daki bir toplantıda tehcirden bahsettiği için, devletin de bundan özür dilemesinden bahsettiği için bu akademisyen hakkında kamu davası açıldı. Ben bunun ifade özgürlüğü olduğunu söyledim ve bunu eleştiri olarak beraat ettirdim. Bizim Ermeni toplumumuza hiçbir husumetimiz yoktur. Bu cinayetten üzüntü duydum. Nefretle kınıyorum, bunu. Ancak ben görev yaptığım esnada Kamu Başdenetçisi olarak istifa gerektirir herhangi bir durum olduğunu sanmıyorum. Dolayısıyla verdiğim karardan dolayı da görev esnasında yaptığım bir şeyden özür dilerim ama görevden önce, yargıçlık dönemindeki bir karardan dolayı özür dilemem mümkün değildir.”

***
Kamu Başdenetçisi Ömeroğlu: – “(Hrant Dink cinayeti) Bizim Ermeni toplumumuza hiçbir husumetimiz yoktur. Bu cinayetten üzüntü duydum. Nefretle kınıyorum bunu. Ancak ben görev yaptığım esnada Kamu Başdenetçisi olarak istifa gerektirir herhangi bir durum olduğunu sanmıyorum”
Kamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu, Hrant Dink cinayetine ilişkin, “Bizim Ermeni toplumumuza hiçbir husumetimiz yoktur. Bu cinayetten üzüntü duydum. Nefretle kınıyorum bunu. Ancak ben görev yaptığım esnada Kamu Başdenetçisi olarak istifa gerektirir herhangi bir durum olduğunu sanmıyorum” dedi.
Ömeroğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Kamu Denetçiliği Kurumu 2016 yılı bütçesi sunumunun ve milletvekillerinin görüşlerinin açıklanmasının ardından, Komisyon üyesi milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Silahlı saldırıda hayatını kaybeden Hrant Dink’in ölümünden hem kendisinin hem de millet olarak büyük üzüntü duyduklarını belirten Ömeroğlu, bu saldırının bir örgüt tarafından yapıldığının iddia edildiğini ve eski bir yargı mensubu olarak da hala devam eden bu olayla ilgili davaya ilişkin görüş bildirmek istemediğini ifade etti.
“Hakkımdaki düşüncelerinize katılmam mümkün değil. Hepimizin kin ve nefret söylemini reddetmemiz gerekir” diyen Ömeroğlu, bir İngiliz tarihçinin, 1. ve 2. Dünya Savaşları’nda 65 milyona yakın insanın öldüğünden bahsettiğini ancak şu anda Avrupa’nın bir birlik içinde olduğunu belirterek, bunun izahını “unutmak” kelimesiyle açıkladığına işaret etti.
Ermeni toplumunun, tarihte Osmanlı toplumunun ve şu anda da Türkiye Cumhuriyeti’nin de birer parçası olduğunu dile getiren Ömeroğlu, “Türkler de onlar da değerlidir. Dolayısıyla 1915 olayları her iki milleti de mağdur etmiş olabilir. Gelin biz bunu unutalım, tekrar barışı ve dostluğu sağlayalım” şeklinde konuştu.
Hrant Dink’in, Türklüğe hakaret içeren ifadelerin yer aldığı bir makalesinden dolayı yargılanmasına da değinen Ömeroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yargıtay’da verdiğimiz kararlar, mahkeme kararları kesinleştikten sonra tabi ki eleştirilebilir. Onu saygıyla karşılıyorum. Ben bunun polemiğine girmek istiyorum, anayasa, kanunlara vicdani kanaatimize göre 24 üyenin 18’i, o şekilde karar verdi. Yanlış görebilirsiniz, ben buna saygı duyuyorum ama bu göreve gelmeden önceki bir kararda kullandığım oydan dolayı, kaldı ki rahmetli mahkum olmamış 301’den, çünkü biz kararı iki noktadan lehine bozduk, sonra rahmetli oldu sonra vasıf yönünde reddettik. Türk’ün damarındaki kanın zehirli olduğunu asla kabul etmiyorum. İnsanın kanı temizdir. Ermeni’nin kanının temiz olduğu kadar da Türk’ün kanı da temizdir. Verdiğim oyun arkasındayım. 10 binlerce karara imza attım ama eleştirilebilir. Ortada Türklükten mahkumiyet yoktur, rahmetlinin. Karar Yargıtay’da bozulduktan sonra o karar yok hükmündedir. 301’den mahkumiyet yoktur. Bozulan karar topyekun ortadan kalkar.”
-“İstifa gerektirir herhangi bir durum olduğunu sanmıyorum”
Ömeroğlu, 1999 yılında Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olduğu dönemde Doğu Ergil’i yargıladığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ermenilerle ilgili Bursa’daki bir toplantıda tehcirden bahsettiği için, devletin de bundan özür dilemesinden bahsettiği için bu akademisyen hakkında kamu davası açıldı. Ben bunun ifade özgürlüğü olduğunu söyledim ve bunu eleştiri olarak beraat ettirdim. Bizim Ermeni toplumumuza hiçbir husumetimiz yoktur. Bu cinayetten üzüntü duydum. Nefretle kınıyorum, bunu. Ancak ben görev yaptığım esnada Kamu Başdenetçisi olarak istifa gerektirir herhangi bir durum olduğunu sanmıyorum. Dolayısıyla verdiğim karardan dolayı da görev esnasında yaptığım bir şeyden özür dilerim ama görevden önce, yargıçlık dönemindeki bir karardan dolayı özür dilemem mümkün değildir.”

Yorumlar kapatıldı.