İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni iddialarına Org. Akar’dan tezle yanıt

Dr. Cüneyt Akalın
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, 2005 yılında kabul edilen doktora tezinde General Harbord başkanlığındaki askeri heyetin Ermeni soykırımı yalanını ortaya çıkaracak nitelikteki raporunu ele aldı. Akar’a göre raporun önemi, Türk-Amerikan ilişkilerinin gelişimini sağlaması… Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın Boğaziçi Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü’nde yaptığı doktora tezi “Harbord Askeri Heyeti Ermenistan’da, Gerçekleri Araştırma Komisyonu ve Bunun Türk-Amerikan İlişkilerine Yansıması” (Harbord Military Mission to Armenia; The story of an American Fact Finding Mission and its effects on Turkish-American relations) başlığını taşıyor. (Ortada binlerce belge varken 1919’da bir ABD heyetinin raporuna dayanarak soykırımı inkar kolaycılık gibi görünüyor. HYETERT)

 Tezin konusu General Harbord komutasındaki Amerikan Araştırma Heyeti’nin öyküsü ve heyetin 1919’da Kafkasya’ya yaptığı ziyaretin Türk-Amerikan ilişkilerine etkileri. Hulusi Akar’ın Prof. Zafer Toprak’ın danışmanlığında yaptığı, 2005 yılında Prof. Zafer Toprak, Prof. Dr. Şevket Pamuk, Doç. Aydın Babuna, Doç. Asım Karaömerlioğlu ve Yard. Doç. Dr. Ahmet Kuyaş’tan oluşan jüri önünde savunduğu tez onaylanarak kabul edilmiş.
Boğaziçi Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkilap Tarihi Enstitüsü üniversite dünyamızın saygın kurumlardan biri. Bu kurumda, Aydın Babuna, Ahmet Kuyaş gibi II. Cumhuriyetçiliğe eğilimli jüri üyelerine rağmen Akar’ın çalışmasının onay görmesi dikkati çekiyor. Tez İngilizce hazırlanmış. Özgeçmişinden Akar’ın ODTÜ’de bir sertifika kursunu bitirdiği, yüksek lisansını da Harp Akademilerinde yaptığı anlaşılıyor. Diğer bir deyişle, Org. Akar, doktora tezini bir üniversite jürisi önünde savunmuş bir asker.
HARBORD RAPORU’NUN ÖNEMİ
Harbord Heyeti’nin raporu Türk-Amerikan ilişkilerine doğrudan etki eden önemli bir belge. ABD Başkanı Wilson, “Ermenistan mandası” konusunun incelenmesi için General Harbord başkanlığındaki bir askeri heyeti Ağustos 1919’da görevlendirir. Doğu Anadolu ve Kafkasya’da incelemeler yaparak yurduna dönen Harbord’un Başkan’a sunduğu tespitleri, şimdiye kadar Wilson’a sunulmuş bilgilerden farklıdır. “Yola çıkarken gerçekten bir Ermenistan ve katliamlar göreceğimizi sanmıştık” diyen Harbord, araştırmaları sonucunda bölgede hiçbir zaman, hiçbir şekilde Ermeni çoğunluğunun olmadığına tanık olur. Heyet mensuplarının büyük bölümünün askerlerden oluşması Heyet’in yeni bulgulara ulaşmasını kolaylaştırır. Bütün tarafları ziyaret eden, dinleyen heyet, Türkiye, Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan’ı baştan aşağı dolaşır. Heyet, incelemeleri sonunda, Türklerle Ermenilerin dış etkiler olmadan, yüzyıllarca yıl bir arada, barış ve güvenlik içinde yaşamış olduklarını, ayrıca Türklerin Ermenilere karşı herhangi bir şekilde “soykırım” hazırlığında bulunmadıklarını da tespit eder. General Harbord’ın araştırma sonrasında kaleme aldığı rapor “büyük ve bağımsız” Ermenistan hayalini yıkan, köklü Ermeni lobisini sarsan sonuçlar doğurur.
Akar, Mustafa Kemal Paşa ile Sivas’ta yaptığı görüşmeden etkilenen General Harbord’un Amerikan kamuoyuna Türkiye ve özellikle Mustafa Kemal Paşa hakkında olumlu mesajlar vermesinin önemine de dikkat çekiyor.
Org. Akar’a göre Heyet’in raporunun önemi, Ermenilerin durumunu tespitle sınırlı kalmaz, Türk-Amerikan ilişkilerinin gelişiminin önünü açar. Tezin can alıcı noktası budur. Akar’a göre, Heyet’in bulguları, Amerika’nın Türkiye’ye bakışını değiştirmek ve Ermeni lobisinin taraflı etkisinden bağımsız sağlıklı ilişkiler kurulması için çalışan bir grup Amerikalıya destek verir.

Yorumlar kapatıldı.