Türkiye’de Müslüman olmayan azınlık mensubu olmak zor iş,ancak Ermeni olmak daha zor bir iş: Türkiye’de yaşayan Ermeniler diğer azınlıklar gibi fişlenmiş durumdalar,bir çokları ise kod isimleriyle yaşamak zorundalar:Bu insanlar,vatandaşlık görevlerini layıkıyla yerine getirdikleri,devlete vergi ödedikleri,askerliklerini sadece ”Er” olarak yapabildikleri halde ,vatandaşı oldukları ülkede gerçek isimlerini kullanarak sebestce dolaşmaları çok zor:
Aslında görünürde yasak yok,baskı yok,ancak görünmeyen bir el Türkiye’deki Ermenilerin yaşam sınırlarını çizmiş:Türkiye’de çoğu Ermeni ismini gizleyerek yaşamak zorunda: Ermeniler,Türkiye’yi rahatsız edecek veya incitecek, zarar verebilecek her hangi bir olaya,eylemi veya davranışı ,ne kadar lanetlenirseler lanetlesinler, ne kadar kınasalar kınasınlar ,Uluslararası arenada Türkiye’yi ne kadar başarıyla temsil ederlere etsinler ,onlar yine de ” Öteki”,”Dışlanmış”,”Yabancı”, ”Ermeni Piçi”,”Ülkenin Sevilmeyeni”dirler:
Özellikle, ülkede son zamanlarda tırmanan,yurtdaşlarımızın canını alan ,şehitler verdiğimiz terör saldırılarına paralel olarak, Ermenilerin haksız yere hakaretlere ve suçlamalara maruz kalması ,”Teröristler Ermeni” şeklinde sloganlar atılarak Ermeni halkının damgalanması ve hedef tahtasına oturtulması hız kazanmakta,ülkede kin ve nefret duygularını kamçılamaktadır.Anadolu’nun kadim halklarından olan Ermeniler bu hakaretleri,suçlamaları,aşağlayıcı ve onur kırıcı sözleri asla hak etmiyor ve kabul etmiyorlar.
Anadolu’nun kadim halklarından bu halk,asırlardır yaşadığı Anadolu topraklarını vatan toprağı olarak kabul etmiş,olsun Osmanlı döneminde,olsun Cumhuriyet döneminde devletine, devletinin kanunlarına saygılı olmuş,birlik ve beraberlik ilkelerine bağlı kalmış,ülke menfaatlerini ve çıkarlarını ilke edinmiş ve herşeyin üstünde tutmuş ,bağrından çıkardığı evlatlarıyla ülkeye,vatana ve ülkenin gelişmesine katkıda bulunmuş,paha biçilmez eserler bırakıp hizmet etmiştir.
1833 yılında Osmanlı-Rus savaşı sonunda zararı ödemek için bulduğu ”Metalik” para sistemi nedeniyle Osmanlı Sultanı 2.Mahmut tarafından ,Osmanlının en yüksek nışanı ”Tavir-i-Humayun”ile ödüllendirilen darpane müdürü Ermeni Kazaz Artin Bezciyan Amira’yı
Kuleli Askeri Mektebi,Selimiye Kışlası,Gümüşsuyu Askeri Hastahanesi,Ortaköy camii,Dolmabahçe ve Beylerbeyi sarayları gibi birçok eserler bırakan Ermeni Mimar Balyan’lar sülalesini.
Osmanlı Tiyatrosunu kuran Ermeni Hagop Vortovyan’ı(Güllü Agop).
Operahane-i-Osmaniye’yi kuran Ermeni Dikran Cuhaçıyan’ı.
Türk-Dil Kurumu ilk genel sekreteri ve Latin harfleriyle Türkçe alfabenin oluşmasında katkıları olan Ermeni Agop Martayan-Dilacar’ı.
Osmanlı Bankası ilk müdürü ve Hilal-ı-Ahmet’ın(Kızılay) ilk başkanı ve Atatürk’un Bandırma vapuruyla Samsun yolculuğunda ,Atatürk’e yapılacak suikastı ihbar eden Ermeni Berç Türker Keresyeciyan’ı.
Türk müziğine ”Hampartsum Notaları”nı sokarak,Türk müziğine paha biçilmez hizmet veren Ermeni Hampartsum Limonciyan’ı.
Atatürk’ün imza örneğini hazırlayan ,ünlü kaliograf Ermeni Prof.Hagop Vahram Çerciyan’ı.
Boğaziçi Üniversitesinde 58 sene hizmet veren,Üniversitenin papyonlu efsanevi hocası ve T.C eski Başbakanlarından Prof.Tansu Çiller’in,Güler Sabancı’ın,Suna Kıraç gibi daha birçok ünlülerin, hocaların hocası Ermeni Arman Manukyan’ı.
Dünya’da en başarılı 10 ekonomistlerin arasında olan ,Ekonomi dalında Nobel Ödüle en yakın aday gösterilen ,aynı zamanda Uluslarası arenada Türkiye’yi başarıyla temsil eden dünyaca ünlü Ermeni Prof.Daron Acemoğlu’nu.
Fotograflarıyla ,sanat dünyasında Türkiye’yi başarıyla temsil eden fotograf sanatının ustaların ustası Ermeni Ara Güler’i.
Ve, Türkiye’yi dış dünyada temsil eden daha birçok Ermenilerin ülkeye yararına verdikleri hizmetler unutulmamalıdır .
Türkiye’de vatandaşlık haklarına rağmen,Ermenilerin yaşadıkları zorluklar aklı selim,sağduyu ,çağdaşlık ve insanlık adına utanç verici bir durumdur ve insanın temel hak ve özgürlüğü ile bağdaşmamaktadır.Bu durum çağdaş T.C devletine asla yakışmamaktadır.
T.C vatandaşı Ermeniler diğer T.C vatandaşları gibi bu tür onur kırıcı, aşağlayıcı ve çirkin durumlara maruz kalmamalıdırlar, bunu sağlamak T.C devletinin görevidir.
Ermenilerin sessizliğine ve suskunluğuna kulak verilmelidir.
Sessizlik ve Suskunluk insanca dik durmanın diğer bir şeklidir:Suskunluk dilsiz olmak değilidir asla,çünkü suskunluk ve sessizlik çok şey anlatır, kelimelerin anlatamadıklarını haykırır aslında,bir kaçış da değildir,sözlerden ve daha başka çok şeylerden çok fazlasıdır suskunluk:Bazen acıları paylaşmaktır,bazen yanlış ve çarpıtılmış bilgilere dayanan, haksız suçlamalara,kızgınlıklara ve nefrete,hakaretlere karşı durmanın bir göstergesidir ve daha nice şeyler saklıdır <<SUSKUNLUĞUN>> içinde:Kısacası insanca dik durmanın , doğru olmanın, mağdurun yanında durmanın,sevgi tohumları ekmenin, vicdanlara seslenmenin en asil halidir suskunluk bir yerde:Sessiz bir çığlıktır suskunluk:
Tarihte olduğu gibi bugün de bizler için önemli olan dünyanın neresinde olursak olalım,yaşadığımız topluma,üstünde yürüdüğümüz topraklara eserler bırakarak ve acılarımızı içimize gömerken, onları sağduyulu vicdan sahibi insanlarla paylaşarak yaşayabilmek ve varlığımızı koruyabilmek, sevginin ve kardeşliğin tohumlarını atabilmektir:
Dr.med.Sarkis Adam
Yorumlar kapatıldı.