Orhan Kemal Cengiz / ocengiz@bugun.com.tr
Bir gün, bu ülke iyileşmeye başladığında, devasa bir “utanç müzesi” kuracağız. O müzeyi, gözlerimiz yaşararak, kederlenerek, tüylerimiz ürpererek, utanarak gezeceğiz. Müzeyi gezerken, bu ülkede bazı insanları hemen her zaman güvercin tedirginliğinde yaşattığımızı fark edeceğiz. Tarihin bazı dönemeçlerinde, o güvercinlerin toplu olarak katledildiğini, bazı dönemlerinde bu ülkede yaşadıklarına bin pişman hale getirildiklerine tanık olacağız. * * * Utanç müzemizin upuzun koridorlarından bir tanesi de 6-7 Eylül 1955 pogromlarıdır. Devlet ve vatandaş el ele verip, bu ülkenin gayrimüslimlerinin yaşadıkları caddelere bir nefret seli olarak aktılar o günlerde…
Hükümetin ve mümtaz basınımızın günlerce kışkırttığı kitleler, Özel Harp Dairesi’nin “muhteşem” organizasyonuyla, bu ülkenin gayrimüslim vatandaşlarını doğduklarına bin pişman etmek üzere harekete geçtiler.
“Atatürk’ün Selanik’teki evi bombalandı” yalan haberiyle, günlerdir, aylardır Kıbrıs sorunu üzerinden biriktirilen öfke, dizginlerinden serbest bırakılıp gayrimüslim vatandaşlarımızın üzerine salıverildi.
Rum kadınlara tecavüz edildi; kiliseler ve sinagoglar viraneye dönüştürüldü; binlerce ev ve işyeri talan edildi…
* * *
7 Eylül günü İstanbul Beyoğlu’nda çekilen fotoğraflar nefret selinin şiddetini gözler önüne seriyor.
O sel geri çekildikten sonra, kilometrelerce uzunluğundaki caddenin kumaş, metal, plastik ve kırık camlardan oluşan korkunç bir bulamaçla kaplı olduğunu görüyorsunuz.
* * *
6-7 Eylül üzerine söylenecek çok söz var şüphesiz…
Kalleşçe idam edildiği için bütün günahlarını görmezden geldiğimiz Menderes ve arkadaşları için büyük bir kara lekedir 6-7 Eylül…
Çeteleşmiş bir devletle işbirliği yapanların daha sonra o çetenin hedefi haline geldiğinin ispatıdır 6-7 Eylül; Menderes’in gayrimüslimlere karşı birlikte harekete ettiği “devlet”, onu idam eden devlettir aynı zamanda…
Bu ülkede, her daim devletle suç ortaklığı yapmaya hazır, temel gıdası nefret olan hatırı sayılır bir vatandaş grubunun var olduğunun ispatıdır 6-7 Eylül…
Hiçbir zaman bu ülkenin hiçbir karanlık sayfasıyla yüzleşmediğimizin utanç verici bir ispatıdır 6-7 Eylül…
Öncekilerle yüzleşsek 6-7 Eylül; 6-7 Eylül 1955’le yüzleşsek sonraki katliamlar ve cinayetler olmayacaktı.
* * *
Bir gün bu ülke iyileşme yoluna girdiğinde, bizim büyük bir utanç müzemiz olacak.
O müzeden çıkarken, ötekileştirmenin, ayrımcılığın ve nefretin, bu ülkenin bütün hastalıklarının kökeni olduğu konusunda hem fikir olacağız.
Yorumlar kapatıldı.