Biliyorum, bazı okurlarımız ülke seçim hükümeti ile erken seçime giderken, yeni hükümetin kurulması için bile en az üç ay gerekirken patrik seçiminden söz etmek garip değil mi diyeceklerdir. Haklılar. Ancak 7 Haziran seçimi öncesi bazı yöneticilerimiz patrik seçimi istediğini, 19 Mayıs’ta Ruhani Meclisin patrik seçimini oylayıp seçimi reddettiğini ve 25 Haziran’da Patrik genel vekilinin devlete patrik seçimi başvurusu yaptığını dikkate alırsak[i], yazının geciktiğini bile söyleyebiliriz. Bu yazının amacı hemen patrik seçimi yapılması değil, hükümet kuruluncaya kadar patrikliğin seçim için gerekli ortamın hazırlamasıdır.
Ruhani Meclis –neden bilinmez- patrik seçimini oylamış ve çoğunluk patrik seçimine karşı çıkmış. Yani Ruhani Meclis seçim yapılmamasına karar vermiş. Bu karara rağmen Patrik Genel Vekili de patrik seçimi için resmi başvuru yapmış. Bazı dostlar, bu Ruhani Meclis kararına da saygı duyacak mısın, Patrik genel vekili ile Ruhani meclisin ters düşmesi konusunda ne diyorsun diyorlar.
Değerli dostlarıma öncelikle Ruhani Meclis ile Patrik genel vekili arasındaki bu anlaşmazlığın –hem de böyle bir zamanda- yanlış olduğunu böyle bir anlaşmazlığın cemaate ve patrikliğe zarar vereceğini söyleyebilirim. Ruhani Meclis kararına saygı duyuyorum. Çünkü patrikliğin tek yasal organıdır ve Ruhani meclisin itibarı ve gücü çok önemlidir. Bu nedenle hataları ve eksikleri belirtmek de bizler için bir görevdir. Bu olaylarla ilgili olarak toplumda değişik söylentiler var. Toplumda bazı kişiler, Ruhani Meclis kararının danışıklı dövüş olduğuna, Patrik Genel Vekiline rağmen böyle bir kararın alınamayacağına inanıyor. Patrik Genel Vekilinin gücünü tahmin etmekle birlikte böyle bir girişimin amacını ve bu kararın Patrik genel vekiline nasıl bir yararı olacağını kestirmediğimden bu yorumlara katılamıyorum.
Önce biraz geriye gidip Ruhani Meclisin aldığı kararlara bakmak gerekir[ii]. Aşağıda görüleceği gibi Ruhani Meclis hiçbir baskı altında kalmadan eş patrik seçimi yapılmasına karar vermiştir. Şimdi bu eş patrik seçimi kararının değiştirilmesi için haklı bir neden var mı? Elbette şartlar değişince kararlar da değişebilir. Uluslar arası hukukta Ribus Sic Standibus kuralına göre anlaşmanın yapıldığı temel şartlar değişirse anlaşmalar da değişir. Bu gözle bakarsak görülecektir ki, seçim kararının değişmesi için haklı bir neden yoktur. Seçimi durduran idari karar, içinde eş patrik seçimi de olan yeni bir Patrik seçim yönetmeliği ile pek ala aşılabilir. Çünkü ortada gerekçeye esas olacak yürürlükte olan bir yönetmelik yoktur. Hazırlanacak ve onaylanacak yeni bir yönetmelik bu idari kararı ortadan kaldırır. Sonuç olarak eş patrik seçimini gerektiren temel şartlar ve seçim kararına neden olan şartlar değişmemiştir. Yani seçilmiş bir patrik ihtiyacı değişmemiş, Patrik hazretlerinin hastalığında iyileşme görülmemiştir.
Bu durumda seçimi reddeden Ruhani Meclis kararı varlık nedenleriyle çelişmektedir. Ruhani Meclis seçilmiş patriğin yanında yer alan tek yasal organdır. Apostolik Ermeni Kilisesinin gelenek ve kurallarını dikkate alırsak Ruhani Meclis tarafından seçilmiş patrik genel vekili, patriklik kaymakamı (Değabah- Locum Tenens) yetkilerine sahiptir. Patrik genel vekilliği de, Patriklik kaymakamlığı da geçici makamlardır. Patrik Kaymakamının görevi en kısa zamanda patrik seçimini yapmaktır. Cumhuriyet döneminde bazı kaymakamlıkların kilisemizin gelenek ve kurallarına aykırı olarak uzun yıllar sürmesinin en önemli nedeni devletin ve seçilen kaymakamların yanlış tutumlarıdır. Bilindiği gibi bu durum toplumda pek çok sorun yaratmış, cemaatin bölünmesine neden olmuştur. Sonuç olarak Ruhan meclisin seçim istememesi, olağanüstü bir durum olan ve Ruhani Meclisçe seçilen patrik genel vekili yönetimini olağan ve normal hale getirmesi patrikliğin itibarına ve gücüne, cemaate ciddi zarar verir, kilisenin geleneklerini de alt üst eder.
Patrik Genel vekilinin seçim başvurusunda -okuduğumuz kadarıyla- yeni bir yönetmelik önerisi olmadığı gibi eş patrik sözü de yok. Peki, seçim nasıl yapılacak? Ortada ihtilal döneminde hazırlanmış ve maalesef dört seçimde kullanılmış pek çok eksiği ve yanlışı olan geçici yönetmelik dışında bir yönetmelik yok. Seçimin 1863 Nizamnamesine göre yapılmasının mümkün olmadığı ortada. Bilindiği gibi 1863 Nizamnamesinin ana organı olan genel meclis, genel meclisçe seçilen sivil meclis tamamen kaldırılmış, genel meclisçe seçilen Ruhani meclis ise din adamları meclisince seçilmeye başlamıştır. Kısacası organları olmayan 1863 Nizamnamesinin zımnen yürürlükten kaldırıldığı ve fiilen yürürlüğünün mümkün olmayacağı bir gerçek. Nitekim son 4 patrik seçiminde uygulanan geçici patrik seçim yönetmeliğinde de 1863 Nizamnamesinin sözü geçmemiş, yönetmelikler Nizamnameye dayandırılmamıştır.
Ne yapmalı?
İlk olarak, yeni, çağdaş ve ihtilal döneminde hazırlanan geçici patrik seçim yönetmeliklerinin eksiklerini gideren ve yanlışlarını düzelten bir Patrik seçim yönetmeliği hazırlanmalıdır. Bu yönetmelikle öncelikle eş patrik seçimi düzenlenmeli, delege seçimi -adil olmadığı bütün bilim çevrelerince kabul edilen- basit çoğunluk yerine, nispi sistemle yapılması sağlanmalı, seçim kurulunun görev ve yetkileri açıkça belirtilmelidir.
Patrik seçim yönetmeliği patriklik tarafından hazırlanabilir ancak bizce daha doğrusu, Patrikliğin din adamlarından ve cemaat mensuplarından oluşturacağı bir kurula yönetmeliği hazırlama görevi vermesidir. Hazırlanan yönetmelik bir üst kurul tarafından incelenmesi uygun olur. Örneğin hazırlanan taslak, başkanlığını patrik genel vekilinin yaptığı, 5 üyesi vakıf yönetimlerince, 6 üyesi Ruhani Meclis tarafından din adamı ya da siviller arasından seçilen 11 üyeli bir üst kurula sunulabilir. Üst kuruldan da geçen yönetmelik, değerlendirilmek üzere hükümete sunulur. Yönetmeliğin yetkili makamlarca değerlendirmesinde ise içinde cemaat temsilcisi bulunmayan “Azınlık Sorunları Değerlendirme Şube Müdürlüğü” ile patriklik üst kurulunun ortak çalışma yapması hem bilginin birinci elden sunulmasını sağlayacak hem de bürokratik gecikmeleri engelleyecek her iki taraf için de yararlı olacaktır.
Sonuç olarak, Patrikliğimiz patrik seçimi konusunda çalışmalar yapmalı ve kalıcı bir seçim yönetmeliği hazırlayıp, yetkili makamlara onaylatmalı ve bu sorunu çözmelidir. Yahudi cemaati Hahambaşılık seçimi ile ilgili hazırladığı yönetmeliği onaylatarak sorunlarını çözdü. Aynı şeyi Apostolik Ermeni kilisesinin yapmaması için bir neden yoktur. Elbette yeni bir seçim dönemine girerken hükümetten bir girişim beklemek hayaldir. Ancak zamanı iyi kullanıp hükümet kurulup bakanlar belli olana kadar Patrik Seçim Yönetmeliğini hazırlamak ve son şeklini vermek doğru olacaktır.
Murat Bebiroğlu
Ağustos 2015
[i]http://www.turkiyeermenileripatrikligi.org/site/patrik-genel-vekili-patrik-secimi-icin-basvuruda-bulundu/
[ii] Ruhani Meclis 24 Aralık 2008 tarihli toplantıda[ii] “Ruhani Meclis üyeleri, Patrik Mesrob II Hazretleri’nin, Türkiye Ermenileri Patrikliği yetki sınırları içinde bulunan Ermeni cemaatinin, hayat boyu Ruhani Önderi olduğunu ilan etme kararını oy birliğiyle aldılar.” deniliyordu. Daha sonra 2 Mart 2009 tarihinde Lraper’in Ermenice sayfasında yayımlanan bildiri ile “Ruhani Kurul[ii], geleneklerimize göre Patrikler ölene kadar görev yapmak üzere seçildiğinden, Patrik Hazretleri (Badriark Hayrın) Mesrob II’nin ölene kadar Patrik (Badriark) kalacağını ve (Atoragizs Badriark) eş patrik seçimine karar verildiğini açıklamıştı.” Son olarak 3 Aralık 2009 tarihli bildiride Ruhani meclis kararı tekrar belirtilirken eş patrik seçimi için başvuru yapılma kararı ve başvuru yapıldığı açıklanmıştı[ii]. “Patrikliğimiz Ruhani Meclisi, Patrik Hazretleri’nin seçilmiş olmasını göz önünde bulundurarak, 24 Aralık 2008’de Patrik Hazretleri’ni hayatının sonuna kadar Türkiye Ermenileri Patrikliği’nin ruhani yetki sınırlarında yaşayan cemaatimizin ruhani önderi olarak tanıma kararı almıştı. 2 Mart 2009’da ise gerekli görüldüğü takdirde eş-patrik seçimine gidilmesine karar vermişti.
Ruhani Meclis’in 13 Kasım 2009 tarihli oturumunda Eş-Patrik seçimi için başvuruda bulunulması kararlaştırıldığı cemaatimize duyurulur.” Aynı duyuruda eş patrik seçimi başvurusu yapıldığı da açıklanıyordu: “Patrik Vekili Başepiskopos Şahan Sıvacıyan, Ruhani Meclis Başkanı Başepiskopos Aram Ateşyan, Ruhani Meclis Sekreteri Kıdemli Peder Krikor Damatyan 3 Aralık 2009, Perşembe, saat 15.15’de Vilayet’e giderek Vali Muammer Güler tarafından kabul edildiler ve resmi başvuru yazısını sundular.”
Yorumlar kapatıldı.