Sevan Nişanyan
Erken Seçimde ne olur? Eğer aynı dört parti katılır (varsayım 1) ve eğer üçkâğıt olmazsa (varsayım 2) AKP’nin durumu zor görünüyor. 7 Haziran’da barış umudu henüz az çok canlı iken AKP Fırat’ın doğusunda %20-30’lara gerilemişti. Şimdiki durumda MHP ile CHP’nin liglerine düşmesi kaçınılmaz görünüyor. “kamuoyu yoklamalarına” fazla itibar etmeyin. Batı’da ve büyük şehirlerde az çok doğru sonuç veriyorlar, ama Doğu’yu sistematik olarak göz ardı ediyorlar.
Fırat’ın batısında, iki ay önce RTE’ye karşı oy verip de simdi fikrini değiştirecek kimse düşünemiyorum. Katılım 7 Haziran’da maksimumdaydı, daha artmaz. Aksine azalabilir, bundan da en çok AKP zarar görür.
Dolayısıyla, AKP açısından yukarıdaki varsayımları sorgulamaktan başka çıkar yol görünmüyor. O yollar da kolay değil mamafih. Mesela Doğu’da AKP-HDP elli elli olsaydı, HDP’yi bir sekilde elimine edip AKP’yi hükmen galip saymak bir yere kadar meşrulaştırılabilirdi belki. Ama artık değil. Yüzde yirmilere, hatta onlara düşmüş bir partinin Diyarbakır’da tüm sandalyeleri almasını kimse yemez.
Bir-iki puanı aşan sandık hilesinin bu devirde konforlu bir iktidar sağlayacağını düşünmek de hata olur.
Bence bunlar çözüm değil. Daha büyük oynayacaklardır.
HDP Seçimde ne yapar?
“Emanet oy” meselesinin abartıldığını düşünüyorum. %13’ün 11,5 ila 12’si Kürt oylarıdır. Geriye 500-600 bin oy kalıyor. Onlar da radikal sol gençlik ile, toplam kapasitesi taş çatlasa yüz bin oy civarında olan medenî sınıflardan gelmiştir.
Kürt tepki oylarının bu sefer rekora gideceğinden şüphem yok. Solcularla viskicilerin eksilmesi için de bir sebep görünmüyor. Aksine, a) 7 Haziran’dan bu yana CHP’nin izlediği politikaya tepki duyan, b) 7 Haziran’da HDP’nin barajı aşacağına inanmadığı için oyunu esirgeyen bir miktar seçmen de bu sefer HDP’ye oy verebilir.
Tabii 1) Seçim olursa ve 2) HDP katılabilirse.
CHP, Koalisyon görüşmelerindeki yapıcı tavrıyla puan toplar mı?
“Yapıcı” dedikleri şey şu:
1) Seçimden önce RTE’ye atıp tutan CHP, meğer onun partisiyle gerdeğe girmek için can atıyormuş.
2) Üstelik bunu becerememiş, kırk saat toplanıp maval okumuş ötekiler gülmüşler.
Bunun pozitif bir şey olduğunu düşünmek için CHP’li olmak lazım herhalde.
AKP veya HDP’den sıkılan seçmen CHP’ye oy verir mi?
Neden versin? CHP bir umut, bir vizyon, bir çıkış yolu mu sunuyor? Günlük laf dalaşları dışında bir çözüm önerisi mi var? Memleketin en temel iki konusunda – RTE ve Kürt savaşı – insanları iyimserliğe sevkedecek bir mesaji mı var? Mayıs – Haziran 2013’te sabrı taşan insanlara söyleyecek bir sözü mü var?
Toplumun en verimsiz kesimine dinî bayramlarda birer maaş rüşvet vermek dışında bir öneride mi bulunmuş?
Kılıçdaroğlu’na “bu adam benim umutlarımı ve geleceğimi temsil ediyor” diyecek bir aklı başında kişi var mıdır ülkede?
Emeklilere ikişer maaş ikramiye vermek iyi bir şey mi?
Öyle bir şey her halükarda verilmeyecek, onun için boşuna konuşmayalım, diyebilirsiniz. Gene de düşünelim isterseniz.
Toplam maliyeti 25 milyar TL diyorlar. Ben 45 gibi hesaplıyorum, ama 25 diyelim.
25 milyar cülus bahşişi verilecekse, neden üretime ve yatırıma hiçbir katkısı olmayan bir kesime verilsin? Neden mesela yüksek teknoloji alanına yatırım yapacak – yahut, ne bileyim, film çekecek, Afrika’ya hastane kuracak, yıldız haritası çıkaracak – 25.000 genç girişimciye birer milyon TL karşılıksız kredi verilmesin? Neden evde boş boş oturup çekirdek çitleyen Ayşe Teyze ile Muhittin Dayı kayırılsın, onların üniversite mezunu, aç ve hırslı yeğeni es geçilsin?
Düşünürsen CHP’nin bütün problemi buradadır. Gelecek vizyonu yok. Cesaret yok. Ufuk yok.
Erken seçim olur mu?
Ne gerek var?
Topla meclisi, HDP milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldır. (MHP destekler, belki CHP de kıvırtır). Üç beşini tutukla. Öbürlerinin meclisten çekilmesini bekle. Meclis tam sayısı düşünce AKP çoğunluğa geçer. Hükümeti kurar. 2019’a kadar rahat rahat götürür. Basit.
Bu kadar kolay yolu varken neden zahmet etsinler, neden risk alsınlar?
Abdullah Gül?
Sıfır şans. Hayat boyu hiçbir risk almadan “koşulların olgunlaşmasını” bekleyen birinden liderlik beklemek makul değil.
Kürt süreci nerede döndü?
Tahminimce 6-8 Ekim ayaklanma provasından ziyade, Suriye sınırında entegre bir Kürt koridorunun oluşması ihtimaliydi dönüm noktası. Koridor, Türkiye’nin Arap dünyası ile direkt bağının kesilmesi anlamına geliyordu. Türkiye’nin böyle bir şeyi kabul etmesi mümkün değildi. Koridoru kesmek, PKK’ye savaş açmak demekti. Savaşa karar verildi.
[Hayır, esas mesele “Kürtlerin Akdeniz’e çıkması” değildi. Haritaya bak bir. Hatay’ı nasıl aşacaklar? İskenderun’u mu fethedecekler? Alttan tünel mi kazacaklar?]
Süreci noktalama kararı Eylül 2014 dolayında verilmiş olmalı. Belki birkaç ay daha göstermelik bir çaba sürdürülerek seçimin kazasız belasız atlatılması istendi. Seçimden hemen önce sürecin sonu ilan edildi. Seçimin ardından savaş açıldı.
Savaşı RTE mi çıkardı?
Sanmam. Muhtemelen kucağına düştü.
Hatta belki savaşı o çıkardı görüntüsü birilerinin işine geliyordur.
Türkiye bu savaşı kazanır mı?
İlk bakışta kazanır görünüyor. En azından PKK’yi teslim olmaya zorlayabilir.
Soru 1: PKK’nin sahadaki gerçek gücü ne kadardır? PKK yenilirse savaş biter mi? Yoksa Suriye’deki gibi, ortaya birbirine benzemez –ve çoğu islami kisveli- kırk tane gerilla gücü mü çıkar?
Soru 2: Asker aklı düzensiz savaşın dinamiklerini kavrayabilir mi? Emir-komuta ve tümen hesabının ötesine erer mi? Amerikalılar, hayranlık duyulası rasyonelliklerine rağmen Vietnam’ı, Afganistan’ı, hatta galiba Irak’ı yanlış hesapladılar. Bizimkilerin daha iyi hesap yaptığından emin misiniz?
Soru 3: Osmanlı’nın hesabı, Yunanistan’da, Sırbistan’da, Bulgaristan’da, Arnavutluk’ta, Arabistan’da tutmadı. Sovyetler Birliği yürümedi, Yugoslavya yürümedi, Çekoslovakya bile yürümedi. On küsur milyon Kürt’ün, bu devirde, rızaları hilafına Türk yönetiminde tutulabileceğine aklınız yatıyor mu?
Belki de bu aşamada kim kazanır hesabını bırakıp, kim ne kadar kazanır ne kadar kaybeder diye düşünmeye başlamanın zamanı geldi. Şırnak ile Hakkari ne olur? Nusaybin ne olur? İşin ucu Van’a kadar dayanır mı? Van karışırsa İran ne der?
Yeni konularımız bunlar olacakmış gibi geliyor bana.
Yorumlar kapatıldı.