ALIN OZINIAN*
Uzun süredir sadece “kullanıcı içeriği” ile var olan bir alanın ucunda, köşesinde ya da tam ortasındayız.Sosyal medya adını verdiğimiz bu mecra, aslında kullanıcının beğendiği ya da doğru bulduğu, kısaca dillendirmek istediği içeriğinin bizzat kendisi tarafından yayınlandığı, yayıldığı, paylaşıldığı farklı platformların bütünü. Türkiye’deki azınlıklar da herkes gibi sosyal medyayı farklı şekillerde kullanıyor. Bazıları kendi isimleri ile her türlü siyasi tartışmaya girerken, bir kesim “farklı” isimler ile konulara müdahil olmaya çalışıyor.
Bunun tersi de söz konusu tabii, bazı kişiler “bu azınlıklar kendi aralarında ne konuşuyorlar acaba?” sorusuna kişisel ya da kurumsal cevaplar aramak için “ilaç ismine benzeyen” Ermeni ya da Yahudi isimler ile hesaplar açarak minik bir takibe soyunuyorlar. Kodlanmalara, listelendirilmelere hatta fişlenmelere alışık olan Türkiyeliler kendilerine seçtiği en uygun yollarla dahil oluyorlar sosyal medyaya. Sosyal medyada var olma çabası bir taraftan eski alışkanlıklar ile harmanlanıyor. Mesela uzun bir dönem “Türkiye’de güvenle yaşamanın garantisi paketi” dahilinde çılgınca 10 Kasım’ı anan, 29 Ekim’i kutlayan orta yaşlı Ermenilerin bir kısmı hâlâ “Vatan-Millet-Sakarya” nidaları ve Ata-bayrak ile bezeli paylaşımlarda bulunurken, bir kısım “azınlık” konjonktürünün değiştiğinden haberdar olup Kandil ve Kutlu Doğum Haftası ile ilgili mesajların alıcısının daha çok olduğunu düşünebiliyor. İnançlı olduğuna dair bugüne kadar en ufak işaret vermeyen bir Ermeni “Tüm Müslüman dostlarımın bu değerli gününü kutluyorum, İslam aleminin….” şeklindeki “yarı politik-yarı duyarlı” paylaşımları ile diğerlerini şaşırtabiliyor.
Bu tip sıkıcı ve yüzeysel genellemeler bir tarafa “Azınlıklar ve Sosyal Medya” konusunu merak edenler için geçen aylarda başarılı bir çalışma yayınlandı. Yeniköy Panayia Rum Ortodoks Kilisesi ve Mektebi Vakfı tarafından yürütülen Sivil Toplum Diyaloğu Programı kapsamında başlatılan ‘Sosyal Medya ve Azınlıklar’ projesinin önemli bir ayağı olan ‘Sosyal Medya ve Gayrimüslim Azınlıklar Araştırması’ yayımlandı. Türkiye’deki azınlıkların sosyal medya kullanımı ve bu alandaki pratiklerinin ölçülmesi amacıyla yapılan KONDA araştırma şirketiyle birlikte yürütülen anket çalışması, Türkiye’de yaşayan Ermeni, Yahudi, Rum, Süryani, Keldani, Levanten ve Bulgar toplam 746 kişinin katılımıyla gerçekleşmiş.
Türkiye’de azınlıklara ilişkin çalışmalar ve verilerin az olduğu ya da yapılan çalışmaların genelde “arzu edilen azınlık” modelini işaret etmesi düşünüldüğünde, çıktıları bir tarafa böyle bir çalışmanın yapılmış olması başlı başına önemli.
Sosyal medyada yer alan gayrimüslim azınlıkların profilini çıkarmayı amaçlayan 67 sorulu ankette, çarpıcı sonuçlar yer alıyor. İnternet kullanım alışkanlıklarına baktığımızda katılımcıların yüzde 79’u haberleri takip etmek için interneti kullanırken, yüzde 68’i iş için, yüzde 66’sı arkadaş ve akrabalarla sohbet etmek ve haberleşmek, yüzde 49’u ise bankacılık işlemi yapmak için internet başına geçiyor. Çalışma, hemen hemen İstanbul’da yaşayan azınlıkların yüzde 41’inin paylaşım yaparken tedirgin olduğunu ortaya koyuyor. Yüzde 23’ü herhangi bir paylaşım yapmadığını, yüzde 21’i özgürce paylaşım yaptığını, yüzde 15’i ise paylaşım yaparken çekindiğini ve çoğu zaman paylaşım yapmadığını söylemiş. Yüzde 15 paylaşım nedeniyle hakarete, yüzde 14 aşağılamaya, yüzde 8 küfre, yüzde 6 ise tehdide maruz kaldığını dile getirmiş. Projede yer alan Rita Ender Kadıköy’deki Panayia Rum Kilisesi’ne yapılan saldırıda insanların telefonla polisi aramak yerine kaydetikleri videoları sosyal medya siteleri üzerinden paylaştıkları örneğini vererek sosyal medya ve azınlıklar projesinin güncel önemine değiniyor.
Gayrimüslim azınlıklar sosyal medyayı ne kadar ve nasıl kullanıyor, küçük toplumun büyük toplumla etkileşmesinde sosyal medya ne kadar önemli, azınlıkların yaşadığı kendini ifade engelleri, ayrımcılık ve nefret söylemlerinin boyutları ve yasal yaptırımların yeterliliği gibi sorulara cevap aramak isteyenlerin ilgilenmesi gereken bu çalışma, sosyal medyanın rolünü vurgulamak ve bu bağlamda Türkiye’deki azınlıkların eşit vatandaş olup olmadıklarını sorgulamak için iyi bir araç.
*Araştırmacı, yazar
Yorumlar kapatıldı.