İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Tarihi Manastır Definecilerin Hedefi Oldu

Batmanın Sason İlçesinde bulunan 800 yıllık Ermeni Kilisesi, definecilerin hedefi haline geldi. Batman İli Sason ilçesi Mereto Dağı eteklerinde bulunan 800 yıllık manastır, tarihe meydan okuyor. Defineciler ve kaçak kazı yapanların yok ettiği manastırın geriye kalan eserleri yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Mereto Dağına çıkan aktivistlerin gezdiği manastırın geriye kalan taş duvarları ve etrafa saçılan eski lahitlerin korunması gerektiğini ifade eden aktivistler, “Tarihi manastırın turizme kazandırılması ile bölgeye her yıl binlerce yabancı turist gelecektir” dediler.

KOMK MANASTIRININ GEÇMİŞİ
Sason bölgesinde Ermenilerden kalma en önemli yapı, Meşeli Köyü’nün Turnalı (Komk) mezrası yakınlarındaki Komk Manastırı’dır. Havari Petros Kilisesi olarak tescillenmiştir. Ermeniler arasında Bedros Arakyal Manastırı olarak da bilinir.
Ermenice bir kelime olan “komk” kelimesinin anlamı “ağıllar”dır. Komk Manastırı, Sason ilçesine yaklaşık bir saat uzaklıkta bulunmaktadır. Turnalı mezrasına kadar giden bir yol mevcuttur. Manastıra, Gürgenli köyünün Topluca (Vartenag) Mezrasından da ulaşılabilir. Fakat iki yönden de yaklaşık bir saat yürümek gerekir.
Mereto Dağı’nın karşısında, Sason Çayı’nın aktığı derin vadinin batısında, yaklaşık 1700 metre yükseklikte bulunan manastırın mimari yapısı, bütün tahribatlara rağmen tüm görkemi ile ziyaretçilerinin dikkatini çekmektedir.
Manastırın büyük bir kısmı yıkılmış durumdadır. Yıkılmayan yapılardan biri başpapaza ait olduğu belirtilen Kast’ın yeri, avlu kısmında yer alır. Başpapazın makamında, başpapazın oturduğu makam üst katta, alt katta da onun hizmetçilerinin oturduğu yer bulunur.
Manastırda yıkılmayan ve bütünlüğünü koruyan tek yer, konferans salonu olarak kullanılan iki odalı bölümdür. İki katlı olan konferans salonu, manastırın arka tarafında yer almaktadır. Alt katı yıkıntılardan dolayı toprakla kapanmıştır.
Manastır, bölge halkı arasında Komk Kilisesi olarak bilinir. Ortaçağda Sasun bölgesinin dini (piskoposluk) merkezi durumunda idi. Tam olarak ne zaman yapıldığı ile ilgili net bilgiler olmamasına karşın, tahminen 1300 yıllarda yapıldığı ve 800 yıllık bir geçmişinin olduğu sanılmaktadır.
Rumların yaşadığı dönemlerde, konferans salonunda tiyatro ve benzeri sosyal faaliyetlerin yanı sıra Diyarbakır, Mardin, Kaleyolu ve bölgedeki Rumların toplantıları da bu salonda yapılmaktaydı. Burada onaylanan kararlar, postacılar aracılığıyla Diyarbakır ve Mardin’e gönderiliyordu. Halk arasında manastırın 366 odası olduğu inancı vardır. Fakat bu gerçeği yansıtmamaktadır.
Manastırın yakınlarında eski bir Ermeni mezarlığı vardır. Fakat hem mezarlık hem de manastır ve çevresi define avcılarının yaptıkları tahribat sonucu çok büyük zarar görmüştür. Geçtiğimiz yıllarda manastırın bazı eşyaları yakınlardaki bir mezrada definecilerce bulunmuş, daha sonra emniyet tarafından yapılan bir operasyonla bu eşyalar ele geçirilmiştir. Şimdi ise Diyarbakır Müzesi’nde sergilenmektedir.
Manastırın yapımında kullanılan harç, çimento olmadığı için süt ve toprak karıştırılarak elde edilmiş. Taşları ise, Suriye Halep’ten kervanla getirilmiştir. Bugün manastırın içinden bakıldığında halen Halep taşlarına ve sütten yapıldığı belirtilen harca rastlamak mümkün…
Manastırın bugünkü hali içler acısı…
Manastırın içinde ve çevresinde definecilerin açtığı çukurlar belirgin bir şekilde göze çarpmaktadır. Definecilerin vermiş olduğu yıkıntı ve zararların dışında manastır, bugün, hayvanların barınak yerine dönmüş. Bütün bunlara rağmen manastırdan geriye kalanlar tüm görkemiyle insanı büyülemektedir. www.batmangazetesi.com.tr

Yorumlar kapatıldı.