İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

101. Osmanlı ordusunun Batı Ermenistan’a saldırısı. Mayıs ayının kahramanlık mücadeleleri

Aram Manukyan
Sardarapat Kahramanlık Mücadelesi Osmanlı ordularının Ermenistan’a saldırısı Trabzon’daki barış görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Osmanlı orduları Doğu Ermenistan’a saldırır. 1918 yılının Mart sonlarında Sarıkamış düşer, Nisan ortalarında ise Transkafkasya hükümetinin (başkan A. Çıkhenkeli) kalleş yaklaşımı sonucunda, iyi tahkim edilmiş Kars, hemen hiçbir direniş olmadan Osmanlı ordusuna teslim edilir.

Transkafkasya’nın bağımsız ilan edilmesi de, durumu hiçbir şekilde iyileştirmez. Transkafkasya hükümeti içinde ve Seym’de dayanışma yoktur. Yeni hükümetin başkanı, Menşevik A. Çıkhenkeli, gözle görülür bir şekilde Osmanlı yanlısı bir çizgi izler. Osmanlı ordusunun askeri başarılar elde etmesinin temel sebebi, Transkafkasya’daki milletlerin (Ermeni, Gürcü, Azerbaycanlı) ayrılıklarıdır.
Ermeni siyasi partileri, Türk istilacılara karşı mücadele konusunda birlikti. 1918 Nisanında, Aleksandrapol’de, Ermeni Milli Meclisi’nin girişimiyle, Ermeni siyasi partileri ile bağımsız siyasetçilerin danışma toplantısı gerçekleşir. Toplantı, “ülke savunmasını, eldeki tüm imkânlarda sürdürme” kararı alır. Lakin Ermeniler, Türk istilacılara karşı tek başlarına kalır.
Osmanlı ordularının askeri başarıları, Transkafkasya hükümetini, kesilmiş olan Traabzon görüşmelerini sürdürmeye mecbur eder. Osmanlı-Transkafkasya barış görüşmeleri, Mayıs başlarında Batum’da yeniden başlar. Lakin askeri başarılarla başları dönmüş olan Türkler, Brest barış şartlarıyla yetinmeyi düşünmez ve ortaya sürdükleri yeni ihtilâs şartları sebebiyle görüşmeler yeniden çıkmaza girer.
1918 Mayıs ayının kahramanlık mücadeleleri ve tarihi önemi
General Movses Silikyan
Oluşan olumlu şartlardan faydalanan Osmanlı orduları, 15 Mayısta ani bir saldırıyla Aleksandrapol’ü (Gümrü) işgal edip, iki yönden ilerlemeye başlar. Osmanlı ordularının bir kısmı Yerevan ile

Eçmiadsin şehirlerini işgal etmek için, Aleksandrapol’den Ararat Ovası’na, kalanı ise Karakilise (Vanadzor)-Ğazakh stratejik yolu üzerinden Bakü’ye doğru yola çıkar. Ermeni milli birlikleri, istilacılara uzun süre karşı koyacak güçte olmadığından, Ermeni halkı için tekrar fiziki imha tehlikesi baş gösterir.

Ermeni silahlı kuvvetleri, Osmanlı ordusuna karşı koyabilmek için yeniden düzenlenir. Oluşturulan Yerevan birliğinin başına General Movses Silikyan getirilir.
Ararat Ovası’na saldıran Osmanlı birlikleri, 21 Mayısta Sardarapat (Armavir) Köyü’nün tren istasyonunu işgal eder. Ermeni halkı, olmak veya olmamak sorununun ortaya konulduğu nihai milli kurtuluş mücadelesi için ayağa kalkar.
Tarihi Sardarapat meydan savaşı, 22 Mayıs sabahı çalınan kilise çanlarının sesiyle başlar. Albay Daniel Bek-Pirumyan komutasındaki Sardarapat birliği, topçu ateşinin ön hazırlığından sonra karşı saldırıya geçer. Ermeni birliği, düşman tarafından bir gün önce işgal edilmiş olan Sardarapat’ı geri alır. Osmanlı ordusu, büyük kayıplar vererek, panik halinde Araks tren istasyonu yakınlarındaki tepelere kadar geri çekilir. Birkaç günlük inatçı ve ağır çatışmalar sonucunda ise, 15 bin kişilik Osmanlı ordusu hezimete uğrayıp, Gümrü’ye kadar ricat eder.
General Daniel Bek-Pirumyan

General Daniel Bek-Pirumyan
Bu galibiyet, ordunun ve halkın moralini yükseltir. Vatanı ve Yerevan’ı savunmak uğruna, Yerevan ve Ararat Ovası’ndaki tüm Ermenilerin ayağa kalkmış olduğunu belirtmek gerekir. Siyasi görüşü, mesleği, partisi ve yaşı ne olursa olsun, insanlar şubelere başvurup, gönüllü olarak cepheye gider. Köylüler vasıta, mermi, gıda sağlayıp, gönüllülere katılarak, mevzi kazır. Bu kahramanlık mücadelesi tüm halka yayılır, her bir Ermeni vatan, yaşam ve milli onur için dövüştüğünün bilincinde olduğundan, Ermeni halkı birlik olup, bir yumruğa dönüşür. Ararat Ovası’ndaki öz savunmanın ruhu olan Yerevan diktatörü Aram Manukyan’ın (1879-1919) yıkılmaz azmi ve teşkilatlandırma yeteneği sayesinde Ermeni halkı zafere ulaşır.
Sardarapat meydan savaşına paralel olarak Baş Aparan ve Ğarakilise’de de şiddetli çatışmalar yaşanır. Bir Osmanlı tümeni 22 Mayısta Spitak’ı işgal edip, kuzeyden Yerevan’a saldırarak, Ararat Ovası’na girer ve Sardarapat’taki Ermeni birliklerine arkadan saldırmak niyetiyle Baş Aparan’ın üzerine doğru yürür. Ermeniler, vurucu bir grup oluşturur. Ermeni birlikleri, Dro’nun tecrübeli komutanlığında, Türklerin ilerlemesini durdurmakla kalmayıp, cesur bir karşı saldırıyla düşmanı kaçışa zorlar. Cihangir Ağa’nın Kürt (Yezidi) birlikleri de bu çatışmalarda Ermenilere destek olmuştur.
24-28 Mayıs tarihlerinde Ğarakilise’de şiddetli çatışmalar olur. İki taraftan da büyük kayıplar verilir. Düşmanın sonunda Ğarakiliseyi işgal edip, ileri hareket etmesine rağmen, Ermeniler, Osmanlı komutanlarının da itiraf etmiş olduğu üzere, burada da gerçekten kahramanca bir direniş sergiler. Subaylardan A. Bey Mamikonyan, N.Ğorğanyan ve G. Nıjdeh, Ğarakilise çatışmalarında göz doldururken, Yüzbaşı Ter-Movsisyan ve daha başkaları kahramanca şehit düşer.
General Drastamat Kanayan (Dro)
Ermeni halkı bu şekilde Sardarapat,  Baş Aparan ve Ğarakilise

kahramanlık mücadeleleri sayesinde düşmana gerekli olan karşı darbeyi vurarak, İttihatçıların Doğu Ermenistan’ı işgal edip, halkını imha etme planını suya düşürür. Mayıs ayının kahramanlık çatışmaları, tüm Ermeni halkının toplu gücü ve milli birliğinin galibiyetidir. Dahası, soykırım görmüş, yaşam ve ölüm arasında bulunan Ermeni halkı, sadece fiziki varlığını korumakla kalmayıp, rakibini, kendisini hesaba katmaya ve bağımsız yaşama hakkını tanımaya mecbur eder. Mayıs ayının kahramanlık mücadeleleri, Ermenistan’ın bağımsızlığı için temel oluşturur. Tam da bu zafer günlerinde Ermenistan Cumhuriyeti ilan edilir. Mayıs ayının kahramanlık mücadeleleri, Ermenilerin yeni zamanların Avarayr’ı (451 yılında İranlılara karşı sürdürülen din savaşı-çev. notu) olmuş, oynamış olduğu rol ve önemi ise, gerçekten de Ermeni halkının tarihinin en kahramanca bölümlerinden biri olmuştur. Bu gibi durumlarda, Ermeni halkının trajedi ve kahramanlık olaylarıyla zengin yeni tarihinin döneminin kapanmış ve Ermeni devletleşmesi tarihinin yeni döneminin başlamış olduğunu gerçekten de söylemek mümkündür.

Yorumlar kapatıldı.