ALIN OZINIAN – ARAŞTIRMACI-YAZAR
Ermenistan ve Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) ilişkileri, Ermenistan ve bölge uzmanları tarafından uzun süredir inceleniyor. 2014 yılının Mayıs ayında Rusya, Kazakistan ve Belarus arasında imzalanan anlaşma ile AEB resmiyete kavuşmuş, Ermenistan Avrupa Birliği ile yaklaşık 3 yıllık müzakereleri bir tarafa koyarak Ocak 2015’te resmen birliğe üye olmuştu… Ermenistan hükümeti AEB’ye katılmakla hiç şüphesiz Rusya’nın desteğini arkasına almış olacağını hissediyor. Halk psikolojik olarak Rusya karşıtlığının ülkeyi uçuruma götürebileceğini düşünüyor. Fakat diğer taraftan zaman zaman özellikle Türkiye medyası tarafından altı çizilen Putin-Erdoğan samimiyetine ya da Azerbaycan’ın silahlanmasında Rusya’dan yapılan yüksek silah satışını görünce kafası karışıyor. Tüm bu kafa karışıklığı içinde Türkiye’nin yarattığı korku ağır basıp, siyasetin “Rusya” yönde gelişmesine yardım ediyor…
***
Ermenistan ve Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) ilişkileri, Ermenistan ve bölge uzmanları tarafından uzun süredir inceleniyor. 2014 yılının Mayıs ayında Rusya, Kazakistan ve Belarus arasında imzalanan anlaşma ile AEB resmiyete kavuşmuş, Ermenistan Avrupa Birliği ile yaklaşık 3 yıllık müzakereleri bir tarafa koyarak Ocak 2015’te resmen birliğe üye olmuştu.
AEB ve Ermenistan
AEB, üye ülkeler arasında enerji, sanayi, tarım ve ulaşım alanlarında ortak politikalar izlemeyi hedeflerken, aslında Sovyetler Birliği’nin yeni bir formatta hayata dönmesi olarak görülüyor. AEB’nin Rusya’nın hegemonyasında bir Asya kıtası “Avrupa Birliği” (AB) modeli olmaya çalıştığı aşikâr olsa da birliğin hâlâ “ölü bir doğum” olduğu görüşü yersiz değil. Ekonomik olduğu “vurgulanan” bu siyasi birlik bölgesel ilişkiler ve dengeler anlamında tam bir belirsizlik ortaya koyuyor. Üye olan her ülkenin ayrı bir hesabı, beklentisi var bu birlikten, daha doğrusu Rusya’dan. Ermenistan hükümeti için ise bu birlik bir “güvenlik” garantisi. Öyle ki bağımsızlığından yaklaşık 20 yıl sonra Rusya ile ilişkiler “stratejik” olarak nitelendirilirken, uzun yıllar temaslarda bulunulan ABD ve Avrupa ile ilişkiler sanki artık sadece “iyi komşuluk” çerçevesinde ilerliyor. Cumhurbaşkanı Serj Sargsyan, hükümet ve hükümetin etkisi ile halkın büyük kısmı AEB’ye üyeliğin “milli güvenlik” için elzem olduğu görüşünde.
Milli Güvenlik için AEB ne yapabilir?
Sargsyan hükümetinin ve AEB yanlılarının öne sürdüğü en hayatî nokta, Ermenistan’ın güvenliği ve Dağlık Karabağ’ın geleceği için Rusya desteğinin kaybedilmemesi. Evet, Ermenistan’ın daha doğrusu Sargsyan hükümetinin şu anda Rusya’ya hayır diyebilecek ne gücü ne de farklı bir “vizyonu” var. Fakat; Ermenistan’ın rotasını Rusya’ya kıran hükümet, bu “milli güvenlik” garantörlüğünün detayları hakkında açıklama yapamıyor. Ermenistan’ın birliğe üye olduğu günlerde Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in “Birlik siyasi değil ekonomiktir, tanımayan bölgeler ile işimiz yoktur” ya da Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un “Karabağ sorunundan biz değil, MINSK grubu sorumludur” söylemleri dışarıdan bakanlar için hükümetin tezlerini güçsüzleştiriyor.
Ermenistanlılar “Milli Güvenlik’ten” ne anlıyor?
Ermenistan 2007 yılında, uzun süren çalışmalardan sonra “Ermenistan Milli Güvenlik Startejisi” adını taşıyan belgeyi Robert Koçaryan döneminde kabul etti. Hemen hemen her ülkenin güvenlik stratejisinin hedeflediği gibi, bu belge ile, Ermenistan Cumhuriyeti’nin dış politika, askeri, ekonomik hedefler, enerji, demokratikleşme ve enformasyon konularındaki gelişmesinden bahsediliyor. Son olarak yapılan araştırma ve anket çalışmaları Ermenistan halkının “milli güvenlik”ten genele oranla daha dar bir anlam çıkardığını ve temelde bahsedilen güvenlik kavramının tehdide karşı yapılacak savunma anladığını ortaya çıkarıyor.
Yapılan anketlere göre Ermenistan halkının yüzde 51’i milli güveliğin halkın ve toprağın korunması olarak görürken, milli güvenlik için çalışan kurumların başında polis, istihbarat teşkilatı ve savunma bakanlığının olduğunu düşünüyor. ‘Milli güvenlik konusunda Ermenistan başka bir ülkeden yardım alabilir’ diyenlerin yüzde 68’i Rusya’yı işaret ederken, yüzde 55’i Rusya’nın (hali hazırda Gümrü şehrinde olan) askeri üssüne sıcak bakıyor. Rusya’nın askeri yardımlarının ve bizzat Ermenistan sınırlarını korumasının olumlu olacağı konusunda görüş bildirenler de var.
Ermenistan’da Rusya’ya ya da farklı bir devlete ait askeri üssün bulunmasını isteyenlerin büyük kısmı Türkiye ve Azerbaycan’dan gelebilecek olası bir saldırı için bunu istediklerini belirtiyor.
Ermenistan, bağımsızlığını ilan etmesinden bugüne, başta güvenlik ve askerî alanlarda bölgenin büyük ağabeyi Rusya ile ilişkileri geliştirdi. Son senelerde yüzünü AB’ye dönen ve bu dış politikadan şikayetçi halka ise Türkiye tarafından kapatılan sınırlar ve uygulanan ekonomik ambargoyu hatırlatarak, siyasetinin doğruluğunu ispatlamaya çalıştı. Halk anketlerinden anlaşılan o ki, bugün Ermenistanlılar için en büyük korku Türkiye. Bu durum iç ve dış siyasetin şekillenmesinde büyük rol oynuyor. Ayrıca bu korku hükümetin Rusya’ya yaklaşmasına ve AB’den uzaklaşmasına zemin hazırlıyor. 2008 yılında yaşanan Rusya-Gürcistan Savaşı sonrasında Erivan’ın güvenlik zafiyeti ve kaygısı kendisini daha da hissettirmeye başladı. Son olarak, AB ile yakınlaşan Ukrayna’nın başına gelenler Erivan’a hayatî bir örnek oldu.
Ermenistan hükümeti AEB’ye katılmakla hiç şüphesiz Rusya’nın desteğini arkasına almış olacağını hissediyor. Halk psikolojik olarak Rusya karşıtlığının ülkeyi uçuruma götürebileceğini düşünüyor. Fakat diğer taraftan zaman zaman özellikle Türkiye medyası tarafından altı çizilen Putin-Erdoğan samimiyetine ya da Azerbaycan’ın silahlanmasında Rusya’dan yapılan yüksek silah satışını görünce kafası karışıyor. Tüm bu kafa karışıklığı içinde Türkiye’nin yarattığı korku ağır basıp, siyasetin “Rusya” yönde gelişmesine yardım ediyor…
Yorumlar kapatıldı.