Muhsin Kızılkaya Yazı Dizisi
Genç patriğe kurulan tuzak barışın sonu oldu. Daha toy bir delikanlı olan Patrik Mar Şemun’un kapısını bir gün gizli bir İngiliz heyeti çaldı. Koçanıs Köyü’nde yapılan gizli görüşmede ajanlar genç Patrik’i, çok yakın bir zamanda Türkler ve Kürtlerin, Ermeni ve Nasturileri katletmeye başlayacaklarına inandırdılar. Direnişe geçerlerse eğer Britanya’nın yardıma hazır olduğunu söylediler. Ancak daha önce “ağzı sütten yanmış” olan Patrik, yoğurdu üfleyerek yemeye karar verdi. Bütün kararları demokratik bir usulle alan Nasturilerin konuyu aşiretlerine götürüp tartışacaklarını anlattı Mar Şemun ajanlara. Konu meclise geldi ve ortak bir karar çıktı: Harp çıkarsa Ermeniler ile Nasturiler birlikte hareket edecek!
Nasturilerin bu kararı üzerine İngiliz ajanlar bu kez, tebâsı içinde en sadık halklardan biri olan Nasturiler’in yakın bir zamanda kendilerine karşı ayaklanacaklarına Osmanlı’yı inandırmaya çalıştılar. Paşalar buna ihtimal vermedi. İngiliz’de akıl çok; bunun üzerine Türk paşalardan, Nasturiler’in ellerindeki silahları devlete teslim etmeleri gerektiğini söylemelerini istediler.
Nifak tutmuştu! Dirlik bozuldu. 1916’da Osmanlı devleti, İran’dakiler de dahil olmak üzere Kürt aşiretlerinden yardım istedi. Ermeni ve Nasturilere karşı kanlı çarpışmalar başladı. Çatışmalar 1918’e kadar aralıksız sürdü. Ermenilere uzak diyarların yolu göründü, tehcir kaderleri haline geldi. Özellikle Hakkâri’deki Nasturi köyler yakıldı, hayvanlar telef oldu, çoluk çocuk yollara düştü.
Yorumlar kapatıldı.