İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Hrant Dink’in Ermeni olaylarının 90. yılındaki yazısı

BirGün gazetesi, “Ermeni soykırımı” tartışmalarına Hrant Dink’in 10 yıl önceki yazısıyla katıldı

“Ermeni soykırımı” ile ilgili tartışmalar devam ederken, hangi ülke “soykırım” diyecek, hangisi “tehcir” diyecek diye beklerken BirGün gazetesi arşivden Hrant Dink’in yazısını çıkardı.

“Gerçek hakem halklar ve onların vicdanlarıdır” manşetiyle çıkan gazete, 2007’de öldürülen Agos gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink’in 1 Kasım 2004 tarihinde yayınlanan yazısını okuyucularına sundu. Birinci sayfayı tamamen Hrant Dink’in yazısına ayıran BirGün gazetesi, böylece “Hrant Dink bugün yaşasaydı, ‘soykırım’ tartışmalarına ne yanıt verirdi” sorusunu da bu şekilde cevaplamış oldu.

İşte Hrant Dink’in o yazısı:

“Türkiyeliyim… Ermeniyim… iliklerime kadar da Anadoluluyum. Bir gün dahi olsa, ülkemi terkedip, geleceğimi “Batı” denilen o “Hazır özgürlükler cehennemi”nde kurmayı, başkalarının bedeller ödeyerek yarattıkları demokrasilere, sülük misali, yamanmayı düşünmedim. Ülkem Sivas için ağlarken ağladım. Ülkem çeteleriyle boğuşurken, boğuştum. Kendi kaderimi ülkemin özgürlüğünü yaratma süreciyle eşledim. Şu anda yaşayabildiğim ya da yaşayamadığım haklara da bedavadan konmadım, bedelini ödedim, hâla da ödüyorum.

Ama artık…

Birilerinin “Bizim Ermenilerimiz” pohpohlamaların­dan da, “İçimizdeki hainler” kışkırtmasından da bıktım. Normal ya da sıra­dan yurttaş olduğumu unutturan dışlanmışlıktan da, boğarcasına kucaklanılmaktan da usandım…

Ne 24 Nisanlar’da yürüyebildim, ne de atalarımın anısına anıtlar dikebil­dim. Ama ne onları o günlerde bıraktım, ne de bugünlerde taşlaştırdım. “Onları yaşamımda yaşamayı” sırtladım… Gücümün yettiğince de gelece­ğime taşıdım. Bu taşımama sekte vurmaya “Ne?” ya da “Kim?” yeltendiyse onlarla amansızca boğuştum. Ne sanıyorsunuz! Tabi ki atalarımın başı­na gelenleri biliyorum. Buna kiminiz “Katliam”, kiminiz “Soykırım”, kiminiz “Tehcir”, kiminiz de “Trajedi” diyorsunuz.

Atalarım Anadolu diliyle “Kıyım” derdi… Ben ise “Yıkım” diyorum.

Ve biliyorum ki eğer bu yıkımlar olmasaydı, bugün benim ülkem çok daha yaşanılır, çok da imrenilir olurdu.

Yıkıma sebep olanlara da, maşa olanla­ra da lanetim bundandır. Lakin lanetim geçmişedir. Elbette tarihte olan bi­ten herşeyi öğrenmek istiyorum ama o nefret, ne menem bir rezillikse o… Onu tarihteki karanlık inine bırakıyor,” “Olduğu yerde kalsın, onu tanımak istemiyorum” diyorum.

Benim geçmiş tarihimin ya da bugünkü sorunlarımın, Avrupalar’da, Amerikalar’da, kimi zaman sermaye, çoğu zaman da meze yapılması zoruma gidiyor. Bu öpmelerin ardında bir taciz, bir tecavüz seziyorum. Geleceği­mi geçmişimin içinde boğmaya çabalayan emperyalizmin, alçak hakemli­ğini, kabul etmiyorum artık.

O hakemler geçmiş çağlarda arenalarda köle gladyatörleri birbiriyle vuruş­turan, onların vuruşmasını büyük bir iştahla seyreden, sonunda da kaza­nana, yaralanın işini bitirmesi için başparmaklarıyla işaret veren diktatörle­rin ta kendileridir.

Bunun için de, bu çağda, ne bir parlamentonun hakemliğe soyunmasını kabul ediyorum, ne de bir devletin.

Gerçek hakem halklar ve onların vic­danlarıdır. Benim vicdanımda ise hiçbir devlet erkinin vicdanı, hiçbir halkın vicdanıyla boy ölçüşemez.

Benim tek isteğim canım Türkiyeli arkadaşlarımla ortak geçmişimi alabildiğine etraflıca ve de o tarihten hiç de husumet çıkarmamacasına özgürce konuşabilmek.

Bunu bir gün tüm Türklerle Ermenilerin de kendi aralarında konuşabilecekle­rine yürekten inanıyorum. Özellikle de Türkiye ile Ermenistan’ın kendi aralarında her şeyi rahatlıkla konuşabilecekleri ve düzeltebilecekleri ve onlar konuşurken, benim ilgisiz üçüncülere dönüp “Ulan size de üç nokta düşer” diyeceğim günleri iple çekiyorum.

Dünya Ermenileri 1915’in 90. yılını anmaya hazırlanıyor. Ansınlar… Haklarıdır. Yukarıdaki satırlar da bendenizin ruh halidir.”

https://odatv4.com/hrant-dink-yasasa-bugun-ne-diyecekti-2404151200.html

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın