İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

1915 TARTIŞMALARINDA NEFRET SÖYLEMİ VE ÜSLUP (1)

Yervant Özuzun
Bu ülkede Ermeni sözcüğü kimilerince küfürle eş değer tutulur.
Onlar türlü/çeşitli nefret söyleminin doğal muhatabıdırlar.
Kızsak da, üzülsek de, alıştık. Bunlarla yaşamayı da öğrendik.
Aslında geçmişten, düne, dünden bugüne değişen bir şey de yok.
Önce, saygın bir kurumda, o kuruma yakışmayan örnekleri, 23 Nisan 2003 Tarihli Radikal 2 deki yazımdan okuyalım mı?

“ERMENİLERİN, TÜRKLERE YAPTIĞI MEZALİM VE SOYKIRIMIN UTANÇ FOTOĞRAFLARI”

 “Ermeni sözcüğü, bunca yıl kimi kesimce küfür gibi kullanıldı,
kinin/nefretin hedefi yapıldı. (…)
Devletimizin, 1915 Ermeni olayları konusundaki hassasiyetini biliyoruz. Ermeni Araştırmaları Enstitüsü kuruldu. Ders programlarında genişçe yer aldı. Bu konuda çeşitli yayımlar var. (…)
Aşağıda, böyle bir yayımın, fotoğraf altı yazılarından örnekleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Her ülke kendi tarihini araştırır, öğretir. Öğretir ama önce okuyalım…
“Ermenilerin, Türklere yaptığı mezalim ve soykırımın utanç fotoğrafları” başlığı altındaki fotoğrafların altında şunlar yazıyor:
“Ayakları başlarına bağlanmak suretiyle Ermeniler tarafından vahşice öldürülen Türkler.”
“Ermeniler tarafından kuyulara atılmış ve vücutlarının çeşitli yerleri balta ile parçalanarak vahşice öldürülen Türkler”.
“Ermeniler tarafından karnında ateş yakılarak, öldürülmek istenilen masum ve savunmasız bir Türk çocuğu.”
“Ermeniler tarafından gözleri oyularak vahşice öldürülen savunmasız bir Türk köylüsü.”
“Ermeniler tarafından sol gözü süngü ile oyulmak suretiyle, vahşice öldürülen masum ve savunmasız bir Türk çocuğu.”
“Ermenilerce burunları kesilmek ve karınlarında ateş yakılmak suretiyle, vahşice öldürülen Türkler.”
“Ermeniler tarafından, kolları ve kafaları kesilmek suretiyle öldürülmüş masum insanlarımız.”
“Ermeniler tarafından namuslarına tecavüz edilen iki ihtiyar kadın ve 11 yaşındaki bir kız çocuğu”.
“Ermeni çeteleri tarafından vahşice öldürülen savunmasız Türk kadınları ve süngü ile karınları yarılarak rahimlerinden çıkarılan bebekler”.
“Bir grup masum kadın ve çocuğun Ermeni çeteleri tarafından hançer ve ateşli silahlarla vahşice öldürülmeleri.”
Bunlar bir kısmı, zamanın tekniği ile çekilmiş, net olmayan fotoğraflar ve altlarında otopsi raporu gibi, ölüm nedenleri.
Üçüncü sayfa, gazete haberlerinde bile artık kullanılmayan ifadeler.
Ayrıca, üst üste yığılmış/dizilmiş kafatasları ve insan kemikleri. Tabii altlarında yazılanlar da aynı üslupta. (…)

BU ÜSLUP MECLİSE YAKIŞMIYOR
Bu alıntılara, Türkiye Büyük Millet Meclisi sitesinden ulaştım.
Ana sayfada; “Sözde Ermeni iddialarına yönelik hazırlanmış ve TBMM Kültür ve Sanat Kurulu’nca basılmış olan yayınlar” başlığını tıklarsanız, diğerlerine de ulaşabilirsiniz.
Bu üslupla verilmek istenilenler, tarihi bilgi ve kültür müdür? Yoksa bir ulusa, bir topluma karşı, kültür adına kin ve nefret tohumları yeşertmek midir? Onu bilmem.
Ama ”yurtta barış dünyada barış”  diyen Atatürk’ün Meclis’inde, devletin resmi söyleminin ve bir tezin savunulmasının üslubu bu olmamalıydı. (…)
Böyle bir üslup, dünya çocuklarını, dostluk, kardeşlik, barış, ilkeleriyle ve bayram coşkusuyla bir araya getiren, Meclis’in sitesinde ve yayınları içerisinde olmamalıydı.
Kültür adına, bilgilendirme adına, bir tezin savunulması adına, uygun görülen bu üslubu beğenmediğimi, üzüldüğümü ifade etmek isterim. (…)
Gelin, geleceğimizi kin ve nefret kültürüyle beslemeyelim.”
KİN VE NEFRET SÖYLEMİ BİR OLAYIN DOĞRULUĞUNUN BELGESİ OLABİLİR Mİ?
Aradan 12 yıl geçmiş. Meclisin sitesinde bunlar görünürde yok ama yayınlarında var.*
Bu süre içerisinde değişen tek şey ulaşmanın şekli olmuş.
Bu ve benzeri fotoğrafları, başta Ermeni soykırımı müzesi olmak üzere, kitaplarda, sergilerde ve internet ortamında çokça görebilirsiniz.  
Bu fotoğrafların çoğu Suriye Çöllerine ulaşabilen açlık, hastalık, öldürülme gibi nedenlerle yakalarını bırakmayan ölüme teslim olan günahsız Ermeni sürgünlerinin fotoğraflarıdır.
Kaldı ki, o fotoğraflar kime ait olursa olsun altlarındaki kin ve nefret kusan üslup ve ifade şekli, bir olayın doğruluğunun değil, onu yazanın insani değerlerinin göstergesidir.
Arkalarından bir dua edeni bile kalmayan, mezarsız, zavallı ve günahsızların ölüm fotoğrafları, insanın insana yaptığı zulmün fotoğraflarıdır. Görenleri üzer.  
Bunları inkârın delili olarak göstermeyi hangi sözcükle tanımlarsınız? Onu size bırakıyorum.
Yakın coğrafyamızda bu tür katliamların farklı versiyonlarını günümüzde de görüyoruz.
Hangi ulustan, hangi inançtan olursa olsun tüm günahsızları saygıyla anıyorum.
Yervant Özuzun yervanto@gmail.com
*“Ermenilerin Türklere Yaptıkları Mezalim ve Soykırımın Arşiv Belgeleri”
İsmet BİNARK  Yayın No : 123 Basım Tarihi : 2011 Fiyatı : 10 TL
TBMM Kültür sanat ve yayın kurulu başkanlığı

Yorumlar kapatıldı.