15 Mart – 12 Nisan 2015
Aile kökleri Anadolu’da olan Anna Barseghian ve Stefan Kristensen’in, Uriel Orlow ile işbirliği içinde hazırladıkları bu sergideki eserler, Ermeni tarihinin yaraları ve bellek üzerine yoğunlaşan diyaloglarının ve Türkiye’nin güneydoğusuna yaptıkları seyahatin sonucunda üretilmiş.
Hayaletlerin gezindiği bir coğrafyanın, görüntü ve sesler aracılığıyla araştırılmasını içeren fotoğraf ve videolar, kaybolanların yokluğunu manzaralarda ve yıkıntılarda görünür kılıyor. İnsanlarla ilişki kuran, kelimelerindeki sessizliği ve yüzlerindeki ifadeleri dinleyen bu işler, zamansız anıların, bir yolun kıvrımında, bir dağın yamacında ve bir yüzün parıltısında ortaya çıkmasına imkân sağlıyor.
Barseghian ve Kristensen, nenelerinin dedelerinin köylerini ziyaret ederek, buralardaki Ermeni varlığının izlerini sürüyor.
Hem Ermeniler hem de Kürtler arasında bir direniş sembolüne dönüşmüş olan Gülizar’in hikâyesini dinliyorlar. Ter Minassian ve Barseghian bu efsanevi karakterle olan ilişkilerini, gerçekleştirecekleri performansta yeniden yorumluyor. Orlow’un videoları ise evsiz kalan hayaletlerin yurdu Muş ile Kuzey Ermenistan’da, insansız kalıp hayalet şehre dönüşmüş konut projesi Muş’u yanyana getiriyor; eski Ermeni manastırı Surp Garabed’in yıkıntılarına ve bunlar üzerine kurulan yeni hayata bakıyor.
Aras Yayıncılık tarafından basılan Arménouhie Kévonian’ın Gülizar’ın Kara Düğünü başlıklı kitabın tanıtımı da sergi açılışında yapılacaktır.
Açılış: 14 Mart Cumartesi, 18:00
Performans: Güle Çok Güzel, Ter Minassian ve Barseghian, 19:00
Sanatçılar: Anna Barseghian, Stefan Kristensen, Uriel Orlow
Yorumlar kapatıldı.