İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni soykırımı kiliseler üzerinden devam ediyor

Selman Keleş
Erzurum (DİHA) – Aziziye ilçesinde önceden ahır olarak kullanılan, şimdi ise define avcılarının hedefi haline gelen Ermeni Surp Minas Kilisesi, “özel mülkiyet olduğu” iddiasıyla yetkililer tarafından onarılmıyor. Bu kapsama girmeyen onlarca Ermeni Kilisesi de aynı kaderi paylaşırken, harabe haline gelen kiliselerin duvarlarına yazılan hakaretler ise Ermenilere karşı duyulan nefret söyleminin göstergesi. “7 Ermeni öldürün cennete gidersiniz”, “Ermeni dölü”, “Ermeni” ve “Ermeni oğlu Ermeni” söylemlerinin Erzurum’da halen küfür ve hakaret olarak kullanılması, Ermenilere karşı duyulan kin ve nefret söylemlerini bir kez daha göz önüne sererken, 1915’teki soykırımdan geriye kalan Ermeni iş yerleri, han, hamam, ev ve kiliseler de intikam alırcasına tahrip ediliyor.

Erzurum’un merkez Aziziye ilçesi Dadaşkent semtinde bulunan Ermeni Gezköy Kilisesi olarak bilinen Surp Minas Kilisesi kaderine terk edilerek yıkılmak üzere. Yapılış tarihi net olarak bilinmeyip 17’nci yüzyılda yapıldığı tahmin edilen Surp Minas Kilisesi, soykırım döneminde Gez köyünün boşaltmasıyla birlikte günümüze kadar tahrip edildi. 2012 yılında yapılan kentsel dönüşüm çalışması sırasında, etrafı acılınca gün yüzüne çıkan kilisenin, ilçe sakinleri tarafından o güne kadar ahır olarak kullanıldığı ortaya çıktı. Şimdi ise kilise define avcılarının hedefinde. Kilise etrafına rasgele atılarak çöpler ve yazılan küfürlü yazılar ise Ermenilere karşı duyulan nefret söylemlerini desteklemekte.
Kilisede tahrip edilmeyen yer yok!
Kilisenin tahrip edilmeyen yerinin kalmadığına işaret eden Diyaddin Ak adlı yurttaş, definecilerin kilisede eşmedik yer bırakmadığını söyledi. Ak, “Eski bir Ermeni yerleşim yeri burası. Ermeniler topraklarını terk etmek zorunda kaldıktan sonra burası bayağı tahrip edildi. Eski kapının yerini değiştirmişler kapıyı da almışlar. Eskiden demir kapısı vardı şimdi tahta ahır kapısı var. Bayağı tahrip edildi. Çevresinde olsun duvarlarında olsun. Duvarlarında resimleri vardı şimdi hepsi tahrip edilmiş. Defineciler eşmedik yer bırakmamışlar. Eskiden burada papazın yeri vardı, rahibelerin yeri vardı, şimdi hepsini eşmişler. Tavanlarında ve duvarlarda resimler vardı şimdi bir haç işaretinden başka bir şey kalmamış, hepsi tahrip edilmiş. Her taraf delik deşik edilmiş. Duvarlarda tavanlarda her yerin de resimler vardı, şimdi hiç biri yok. Türk ordusu geldiğinde Ermeniler saklanmak için tüneller yapmışlar kilisenin altında. Şimdi o tünellerin hepsi tıkatılarak kapatılmış” diye konuştu.
Kilise ahır olarak kullanıldı
Uzun bir süre boyunca kilisenin ahır olarak kullanıldığını söyleyen Ak, durumun utanç verici olduğunu dile getirdi. Ak, yetkililerin kiliseyi görmezden geldiğine dikkat çekerek, kilisenin kısa sürede restore edilerek dünya kültür mirasına kazandırılmasını istedi. Ak, “Burası Gez köy yerleşim alanında olduğu için köylüler ahır olarak kullanıyorlardı uzun bir süre boyunca. Daha sonra kentsel dönüşümün girmesiyle birlikte köy de ortadan yıkılınca ahır olmaktan kurtuldu. Ama bu seferde başı boş hayvanlar sokak hayvanlarının mekanı haline geldi. Sahipsiz olunca herkes rast gele çöp attı. Çirkin küfürlü yazılar yazıldı. Yazılan yazıların çoğu küfürlü yazılar. Durum içler acısıdır. Kilise şimdi de sokak hayvanları başıboş hayvanlar giriyor. Burası sonuçta bir ibadethane ve tarihî eser. Önemli bir turizm potansiyeli taşıyor. Burası turizmde kazandırılabilir. Dünya kültür mirasına kazandırılabilir ve en kısa sürede yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Kilisenin yeri özel mülkiyet olduğu için restore edilmemiş
Konuyla ilgili görüştüğümüz ve adının açıklanmasını istemeyen Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nden bir yetkili ise kilise alanının özel mülkiyet olduğu için şimdiye kadar herhangi bir restorasyon çalışması yapmadıklarını iddia etti. Yetkili, “Kilisenin bulunduğu alan özel mülkiyete alanına giriyor, onu için şimdiye kadar herhangi bir restorasyon çalışmamamız olmadı. Özel mülkiyet olmasaydı şimdiye kadar kesin bir çalışmamız olurdu. Sonuçta bir turizm potansiyeli taşıyor ve bir inanç mabedidir. Özel mülkiyet olmasaydı onarılırdı. Yani kiliselere karşı bir kötü niyetimiz ve bir saygısızlığımız yok. Böyle de anlaşılmasın” diye savundu.
Erzurum’da özel mülkiyet kapsamına girmeyen kiliseler de restore edilmiyor!
Kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkilisinin, kilisenin yerinin “özel mülkiyet alanı olduğu için” onarılmadığı iddiasına rağmen kentte özel mülkiyet kapsamına girmeyen birçok kilise de onarılmadığı için yıkılmış ya da yıkılmaya terk edilmiş durumda. Restore edilmediği yok olmak üzere olan kiliselerden bazıları şöyle:
* Aburnas Kilisesi: Tortum’un Şenyurt bucağına bağlı Aburnas (Selli-Suyatağı) köyünde yer alır. Büyük ölçüde yıkılmış durumda.
* Bağbaşı (Bağlarbaşı – Haho) Kilisesi: Tortuma bağlı Bağbaşı köyünde yer alır. Bizans egemenliği sırasında yaptırılmış olan bir büyük kilise ile bugün ortadan kalkmış fakat izleri belli.
* Demirciler Kilisesi: Erzurum şehir merkezinde, Demirciler Çarşısı olarak tanınan mahallede yer alır. Günümüzde camii olarak kullanılıyor.
* Hınıs Kilisesi: Hınıs ilçesinde, Kilise Deresi adlı mevkide yer alır. Kilise bugün tamamen yıkılmıştır.
* Kale Kilisesi: İspir ilçe merkezinde kalede yer alır. 1223-25 yıllarında yapıldığı sanılan kilise Yunan haçı planlı olarak düzenlenmiştir. Büyük kısmi yıkık haldedir.
* Kamhis Kilisesi: Şenkaya’nın Kömürlü bucağına bağlı eski adi Kamhis olan “Yanık kaval” köyünde bulunmaktadır. Harabe haldedir.
* Kevank Kilisesi: Pasinler’e bağlı Kevank “Taş kaynak” köyünde yer alan kilise büyük ölçüde tahrip edilmiş.
* Meksor Kilisesi: Tortum’un Şenyurt Bucağına bağlı “Meksor” (Cihanlı) Köyünde yer alan kilise kısmen yıkılmış durumda.
* Pancirot Kilisesi: Şenkaya’nın Kömürlü bucağına bağlı eski adi Pancurot olan “İnce çay” köyünde yer alır. Günümüzde tamamen yıkılmıştır.
* Pernak Kilisesi: Oltu’nun 28 kilometre kuzeydoğusunda eski adi Pernak olan “İri oğlu” köyünde yer alır. Büyük ölçüde yıkık durumdadır.
(sk-mb/fç)

Yorumlar kapatıldı.