170 milyon kişilik dev bir pazarı kapsayan Avrasya Ekonomik Birliği çerçevesinde, üye ülkeler arasında mal, hizmet ve sermayenin serbest dolaşımı öngörülüyor. Üye ülkelerin yasalarını uyumlu hale getirme sürecinin on yıl içinde tamamlanması hedefleniyor. Bu bağlamda, Rusya, Belarus, Ermenistan ve Kazakistan 2015 yılına kadar petrol, doğalgaz ve petrol ürünleri üretiminde ortak pazara geçecek. Elektrikte ortak pazara geçilmesi ise 2019 yılına kadar tamamlanacak.
***
Rusya, Belarus, Ermenistan ve Kazakistan’dan oluşan Avrasya Ekonomik Birliği, 1 Ocak’ta resmi olarak faaliyete geçti. İTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Özbay ve USAK uzmanlarından Habibe Özdal, Avrasya’daki yeni bütünleşme sürecini tüm yönleriyle Radyo Sputnik’e değerlendirdi.
2015 yılıyla birlikte dünyadaki entegrasyon süreçlerine bir yenisi daha eklendi. Rusya, Belarus, Ermenistan ve Kazakistan’dan oluşan Avrasya Ekonomik Birliği, 1 Ocak 2015 itibariyle resmi olarak faaliyete geçti. Birliğe, Mayıs ayından sonra Kırgızistan’ın da üye olması bekleniyor. Tacikistan ise aday ülke konumunda.
Avrasya Ekonomik Birliği’nin ilk dönem başkanı Belarus oldu. Birliğin alt organı olan Avrasya Komisyonu’nun merkez binası Moskova’da bulunuyor. Birliğin mahkemesi Belarus’un başkenti Minsk’te, finansal merkezi ise Kazakistan’ın Almatı kentinde yer alıyor.
Türkiye’nin Avrasya Ekonomik Birliği ile işbirliği için yol haritası hazırlanıyor
170 milyon kişilik dev bir pazarı kapsayan Avrasya Ekonomik
Birliği çerçevesinde, üye ülkeler arasında mal, hizmet ve sermayenin serbest dolaşımı öngörülüyor. Üye ülkelerin yasalarını uyumlu hale getirme sürecinin on yıl içinde tamamlanması hedefleniyor. Bu bağlamda, Rusya, Belarus, Ermenistan ve Kazakistan 2015 yılına kadar petrol, doğalgaz ve petrol ürünleri üretiminde ortak pazara geçecek. Elektrikte ortak pazara geçilmesi ise 2019 yılına kadar tamamlanacak.
BİRLİĞE GİDEN YOL
Avrasya Ekonomik Birliği’ne giden yol, 15 yıl öncesine dayanıyor. 10 Ekim 2000 tarihinde Rusya, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan, Avrasya Ekonomi Topluluğu’nu kurdu. Bu girişim 2007 yılında Rusya, Belarus ve Kazakistan arasında gümrük birliği oluşturulması planına evrildi. 2010’a gelindiğinde üç ülke arasında Avrasya Gümrük Birliği kuruldu. Gümrük Birliği’ne üye ülkelerin devlet başkanları 2011 yılında, Avrasya Ekonomik Komisyonu’nu oluşturan anlaşmayı imzaladı. Bir yıl sonra da ortak ekonomik bölgeye geçildi. 29 Mayıs 2014’de ise Kazakistan, Rusya ve Belarus arasında Avrasya Ekonomik Birliği’ni hayata geçiren anlaşma imzalandı.
Peki Avrasya Ekonomik Birliği hangi hedeflerle kuruldu? Nasıl bir arka plana sahip ve üye ülkeler için nasıl bir önem taşıyor? Radyo Sputnik editörlerinden Süheyla Demir, konuyu, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Özbay ve Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezi (USAK) uzmanlarından Habibe Özdal ile mercek altına aldı.
“BİR MEDENİYET PROJESİ”
Fatih Özbay, Avrasya Ekonomik Birliği’nin çıkış amacının Avrupa’yla Asya arasında bir köprü vazifesi görebilecek ve AB benzeri bir cazibe merkezi haline gelecek yeni bir ekonomik oluşum yaratmak olduğunu söyledi.
Birliğin, Kazakistan, Belarus, Ermenistan ve ileride katılması beklenen Kırgızistan için bakıldığında, daha çok ekonomik bir hedef olarak görüldüğünü ifade eden Özbay, Rusya için ise siyasi hedeflerin de geçerli olduğuna dikkat çekerek, “Rusya hem bu bölge içerisinde ekonomik entegrasyonu sağlamak istiyor hem de eski Sovyet coğrafyası üzerinde daha önce sahip olduğu nüfuzunu korumak istiyor” dedi.
Rusya uzmanı Özbay’a göre Avrasya Ekonomik Birliği, Rusya için aynı zamanda bir ‘medeniyet projesi.’
Akademisyen tezine şu sözlerle açıklık getiriyor: “Rusya, Avrasya Ekonomik Birliği ile sadece ekonomik entegrasyon projesi kurmuyor. Nasıl Avrupa Birliği, önce ekonomik birlik olarak başlayıp daha sonra ‘Avrupa kimliği’ anlamında bir medeniyet projesi haline gelmişse, Rusya da aslında ekonomik birlikten hareketle ‘medeniyet projesi’ kurmaya çalışıyor. Bu proje, Avrupa-Atlantik blokuna, ABD’nin tek kutupluluk dayatmasına karşı bir engelleme ya da dengeleme projesi olarak ortaya çıkıyor.”
“RUSYA YENİ BİR SSCB KURMAYI PLANLAMIYOR”
USAK uzmanı Habibe Özdal da benzer görüşte. Avrasya Ekonomik Birliği projesini anlamak için Rusya’nın uluslararası sistemi nasıl okuduğuna bakılması gerektiğinin altını çizen uzman, Moskova’nın Avrasya’da entegrasyon süreçlerine öncülük ederek yeni bir Sovyetler Birliği kurmaya çalıştığı iddialarına katılmadığını belitti.
Habibe Özdal, şu ifadeleri kullandı. “Rusya, ABD’nin başını çektiği Batılı ülkeler grubunun uluslararası alana, kendi değerlerini yaymaya çalıştığını düşünüyor. Bu bakımdan alternatif bir medeniyet sistemine sahip olduğunu ve bunları koruması gerektiğini düşünüyor. Uluslararası sistemi, devletlerin etki alanlarını koruyup gücünü arttırmaya çalıştıkları şeklinde okuduğunuzda, Rusya kaçınılmaz olarak, bölgesel entegrasyona gitmek suretiyle uluslararası alanda önemli/etkili aktörlerden biri olma kaygısında.”
“AVRUPA-ATLANTİK BLOKUNA VERİLEN CEVAP”
Doç. Dr. Fatih Özbay’a göre ekonomik temele dayanan Avrasya Ekonomik Birliği projesi siyasi motivasyonlarla örülü: “Meseleyi sadece ekonomik olarak düşünmüyoruz. ABD ile AB, Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması’na (TTIP) girecekler. Bu da şu demek; Avrupa Atlantik Bloku zaten siyasi blok oluşturmuş durumda, şimdi ekonomik blok da oluşturacak. Rusya gibi bir gücün böyle bir meydan okuma karşısında boş durmasını bekleyemeyiz. Bu anlamda Rusya tabii ki, Avrasya Ekonomik Birliği’nin kendi kontrolünde bir güç olarak ortada bulunmasını isteyebilir. Bunun politik yanı mutlaka var.”
“RUSYA VE DİĞER ÜYELER TARİHTEN DERS ALDI”
© SPUTNİK/ ALEKSEY NİKOLSKYİ
Ermenistan, Avrasya Ekonomik Birliği’nde
Avrasya Ekonomik Birliği’nin ilk etapta siyasi entegrasyon programı yok. Bu durumu değerlendiren Habibe Özdal, hem Rusya’nın hem de diğer üye ülkelerin tarihten ders alarak, siyasi entegrasyon yerine önceliği ekonomik entegrasyona verdiğini belirtti. Bunda bağımsızlığını yeni kazanan ülkelerin siyasi entegrasyon konusundaki gönülsüzlüğünün etkili olduğunu vurgulayan Özdal, “Eski Sovyet coğrafyasında siyasi entegrasyon söz konusu olduğunda —bu daha önce Bağımsız Devletler Topluluğu çerçevesinde de görülmüştü- taraflar, biraz daha gönülsüz davranabiliyor. Çünkü nihayetinde çok yeni bir bağımsızlık sürecinden geçildiğini görüyoruz. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından bu yana yeni kurumlar inşa ediliyor ve egemenlikleri, bağımsızlıkları temsil edilmeye çalışıyor. Dolayısıyla bunun zarar görmemesi için ve her türlü entegrasyon egemenliklerine karşı olarak değerlendirildiği için bugüne kadar siyasi entegrasyonda bazı ciddi sorunlar yaşanmıştı. Tarihten alınan dersle şu anda Avrupa Birliği’nde olduğu gibi önce ekonomik entegrasyon, sonra siyasi entegrasyon yolunun izlendiğini görüyoruz” diye konuştu.
“PROJENİN VERİMLİLİĞİ RUSYA’YA BAĞLI”
Peki Avrupa Birliği’ni model alan Avrasya Ekonomik Birliği, tarihe başarılı bir bütünleşme projesi olarak mı geçecek? Birliğin önünde ne tür yol ayrımları var? Fatih Özbay, burada kilit rolün Avrasya Ekonomik Birliği’nin lokomotif ülkesi olan Rusya’ya ait olduğunu düşünüyor. Rusya uzmanı, “Rusya, Avrasya Ekonomik Birliği’ni Avrupa gibi yumuşak güç politikalarıyla cazibe merkezi haline getirmek yerine; bunu BDT’nin ya da Sovyetler Birliği’nin başka bir formatında düşünüp, sanki jeopolitik gerçekler zorluyormuş gibi bir tavır içine girerse bu projenin uzun süre devam edeceğini ya da verim alacağını düşünmüyorum. Fakat çok da kötümser değilim. Bu aslında Rusya’nın nasıl bir birlik oluşturmak istediğiyle bağlantılı. Yani jeopolitik bir birlik mi yoksa zenginleştirici bir birlik mi kurulacak? Rusya, iki tercihten birini yapmak zorunda, çünkü Avrasya Ekonomik Birliği’nin lokomotif ülkesi Rusya. Eğer bu proje, ekonomik zenginleşme ve bunu paylaşma, refahı artırma anlamında devam ederse, ileride Türkiye ve İran gibi başka ülkeler de katılabilir.” diyor.
“TÜRKİYE İÇİN ÜYELİK HEDEFİ GERÇEKÇİ DEĞİL”
Avrasya Ekonomik Birliği 1 Ocak’ta aktif
AB adayı olan ama aynı zamanda Avrasyalı kimliği taşıyan Türkiye, sınırlarında gelişen bu sürece nasıl dahil olacak? Türkiye için üyelik perspektifi var mı?
Habibe Özdal ve Fatih Özbay, AB ile Gümrük Anlaşması’na imza atan Türkiye’nin Avrasya Ekonomik Birliği’ne üye olmasının teknik açıdan mümkün olmadığını, ancak Avrasya’daki fırsatları değerlendirmesi gerektiğini belirtti.
İTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Özbay, “Avrasya Ekonomik Birliği’ne üyelik, Türkiye’nin dış politika tercihini de değiştirecek çok büyük bir adım olur. Türkiye şu anda böyle bir adıma hazır değil. Ekonomi, siyaset, güvenlik, savunma gibi çok geniş bir perspektiften bakıldığında Türkiye için hala NATO ve Avrupa-Atlantik blokuyla ilişkiler önemli gibi görünüyor. Diğer yandan Rusya ile çok hızlı ve iyi gelişen ilişkiler var. Bu anlamda ben Türkiye’nin Avrasya Ekonomik Birliği’ne dikkatini yoğunlaştırması gerektiğini, gerekirse ‘gözlemci ülke’ ya da başka bir şekilde bu entegrasyon projesini takip etmesi gerektiğini düşünüyorum.” dedi.
Türkiye’nin AB kapısında daha 60 yıl bekleyen bir ülke konumunda olmaması gerektiğinin de altını çizen Özbay, “İsmet İnönü’nün dediği gibi: ‘Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de bu dünyada yerini alır.’ Bu anlamda da Avrasya Ekonomik Birliği değerlendirilmesi gereken iyi bir açılım” değerlendirmesinde bulundu.
© SPUTNİK/ SERGEY GUNEEV
Die Zeit: AB, Avrasya Ekonomik Birliği ile işbirliğine açık olmalı
USAK uzmanı Habibe Özdal ise şu ifadeleri kullandı: “Türkiye ve
Rusya’nın ayrı ayrı nedenlerden dolayı Batılı ülkelerle problem yaşadığını biliyoruz. Hatta bu yüzden ‘Acaba Ankara-Moskova, alternatif bir ittifak yapılanmasına mı gidiyor’ tartışmasına gidildiğini de biliyoruz. Ama şu bir gerçek ki Türkiye ve Rusya’nın yine ayrı ayrı gerekçeleri nedeniyle Avrupa’yla ilişkilerini belirli bir düzeyde tutması gerekiyor. Bu hem modernizasyon projesi açısından hem de Batılı ülkelerle ticaret açısından bir gereklilik. Bu yüzden siyasi söylemleri bir kenara bırakıp gerçekliklere dönersek, teknik düzenleme itibariyle Türkiye’nin AB Gümrük Birliği’nden çekilmeden Avrasya Ekonomik Birliği’ne üye olmasını önünün kapalı olduğunu düşünüyorum. Bu ancak şöyle mümkün olabilir: Avrasya Ekonomik Birliği ve Avrupa Birliği’nin gümrük birliği yapılanmaları, ortak ticareti mümkün hale getirirse Türkiye de önündeki bütün engel kaldırılacağı için böylesi bir yapılanmadan fayda sağlayabilir.”
Yorumlar kapatıldı.