İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yeni Yıl, Dini Liderler ve Etkinlikler

Ortadoğu toplumlarında yaşayanların belleklerinde yasa kavramı olmadığından, savaşın kuralları bilinmez. Güçlü olan işkence yapar, el-ayak, kelle keser… Hiçbir âlim, “Öldürmek için kadı kararı gereklidir!” diyemez; dese de kimse dinlemez.  Ortadoğu’daki  savaşlarda ender olarak esir alınmış askere rastlanır. Teslim olanlar, çoğunlukla kurşuna dizilir ya da kelleleri kesilir… Ölen, “Allah-u Ekber!”; öldüren, “Allah-u Ekber!” diye bağırıyor. Öldürme ve korku temeli üzerine kurulu dini inanış olur mu?

***
İnsanlık tarihinde evrensel takvim oluşturmak kolay olmamıştır.
Doğada düzenli hareket aralıkları vardır. Yaratıcı bilgeler düzenli hareket aralıklarından takvim yaratmışlardır.
1-Dünyanın kendi çevresini dönme süresine bir gün denir. Günün 24 parçaya ayrılması ile saat süresi elde edilir. Ay kendi çevresini ve Dünya çevresini 29,5 günde tamamlar. Ay Dünya çevresinde dolanırken, Dünya’daki gözlemciye göre değişik konumları; hilal, yarımay, dolunay… Takvim yaratmada kolaylık sağlar. Ancak, Dünya, Güneş çevresini 365 gün 6 saatte tamamlar. Buna bir yıl denir. 365 gün 6 saat, 29,5’a bölündüğünde tam sayı elde edilmez. Eğer Ay’ın kendi ya da Dünya çevresindeki tam turuna bir ay dersek; Dünya’nın Güneş çevresindeki turu 12 ay, 11 gün, 6 saat eder.
Ay hesabına göre, yılın belli günleri, örneğin kutsal günler ya da ekme-hasat günleri sürekli kayma yapar. Kutsal günler kayabilir ama ekme-hasat tarihleri kayamaz. Eğer kayarsa; doğa ile uyumsuzluk ortaya çıkar.
Üretimin sınırlı, mevsimlerin birbirine benzediği Arabistan’da Dünya-Ay esaslı takvim yeterlidir. Mısır, Anadolu, Mezopotamya… Gibi bölgelerde Dünya-Ay esaslı takvim ihtiyaçlara yeterli cevap veremez.
Günümüzde, bilgisayarlarda, Dünya-Güneş esaslı takvim kullanılır. Gerçi, bazı ülkeler, Dünya-Güneş esaslı takvim yanında kendi takvimlerini de kullanmaktadırlar. 
 Ancak, doğadaki bütün düzenli hareketler, doğa yasaları ile birbirine bağlıdır. Yani: Dünya-Ay esaslı takvimi, rahatlıkla Dünya-Güneş esaslı takvime ya da diğer takvimlere dönüştürülür.
Takvim kullanmak, gelenek olup inanışla ilgisi yoktur. Ancak, inanış esaslı değil, gelenek esaslı dinlerde, diğer davranışlar gibi takvim önemlidir.  
2-Dünya Güneş çevresinde dolanırken; gece-gündüz eşitliği, en uzun gece, gündüz gece eşitliği, en uzun gün oluşumları ortaya çıkar. Örneğin, Dünya, en uzun günden, en uzun güne 365 gün 6 saatte ulaşır.
Uzun uğraşılar sonucu yaratıcı bilgeler 365 gün 6 saati değişik uzunluktaki 12 aya bölerek günümüzdeki Dünya-Güneş esaslı takvimi yaratmışlardır. Yaratıcı bilgeler biten yeni Yılı 31 Aralık sonu olan saat 24’te tamamlatmış, yeni yılı 1 Ocak’ta başlatmışlardır. Kendilerine teşekkür ederiz.
Dünya’nın Güneş çevresindeki dolanımına göre, en uzun gece 21 Aralığı 22 Aralığa bağlayandır. Buna göre, yeni yıl, 22 Aralıkta başlamalıydı. 
O halde, yeni yıl, göreceli olup, ölçümler için evrensel dayanak noktasıdır. Doğa esaslı evrensel dayanak noktasının din, mezhep, doktrin… İle doğrudan bağıntısı yoktur. 
Günümüzdeki evrensel takvimi yaratanların Katolik din adamları olduğu inkâr edilemez. (1)
Hıristiyanlar 25 Aralığı Hz. İsa’nın doğum günü kabul eder; bu tarihte Noel (Hıristiyan Bayramı) kutlarlar.
22-25 Aralık, Hıristiyanlık öncesi Yunan ve Roma dinlerinde “Güneş’in Doğum Bayramı” olarak kutlanırdı.
Hıristiyan bilgeler, Müslümanların İslamiyet öncesi Arap bayram kutlamalarını kabul etmeleri gibi, Hıristiyanlık öncesi kutlamaları kabul etmiş ama ismini değiştirmişlerdir. 
İnsanları mutlu eden etkinlikler yaşatılmalıdır.
Günümüzde Noel etkinlikleri ayrı, Yeni Yıl etkinlikleri ayrıdır ama birbirlerinden soyutlanamazlar.
***
(1)-The Ordering of Time-Arno Borst-Translated from German by Andrew Winnard-Polity Press 1993
Dünyada Noel ve Yeni Yıl etkinliklerini dini liderler ve keskin dindarlar nasıl değerlendiriyor? 
“Katolik, Ortodoks ve Protestan mezheplerine bağlı tüm Hıristiyanlar miladi yılbaşı olarak, 31 Aralık, 1 Ocak gecesini, hak peygamber Hz İsa’nın dini olan İslam’a göre değil de papazların, rahiplerin tahrip ettikleri İncil’e göre kutluyorlar…” 29-12-2014 Milli Gazete
Saadet Partisi İstanbul Kadın Kolları Başkanı Nagehan Asiltürk Noel Baba ve yılbaşı kutlamaları çılgınlığı için “sinsi ve kirli bir proje ürünü” dedi. 31-12-2014
Afyonkarahisar’da çeşitli sivil toplum kuruluşları, kentin bazı noktalarındaki açık hava reklam alanlarına astırdığı ilanlarda, yılbaşı kutlamanın Hıristiyanlara ilişkin bir gelenek olduğu ve Müslümanların kutlamasının hata olduğuna dikkati çekti. 31-12-2014
Cübbeli Ahmet Hoca: “TV’de yılbaşı programı izlemek de günah…” 31-12-2014
Bursa’da yeni yılın ilk sabah namazını Ulu Camii’nde kılmak için şehir dışından gelen vatandaşlar şehirde trafiğin kilitlenmesine neden oldu. İstanbul, Ardahan, Manisa, Kocaeli, Çanakkale, Balıkesir’den gelen binlerce kişinin akın ettiği Ulu Camii kalabalığı almayınca şehir dışından gelen gençler diğer tarihi camilere gitmek zorunda kaldı. Araç sürücüleri şehrin ana caddesi Atatürk Caddesi’nin ortasına park edince yol ulaşıma bir saat kapandı. Cami kapısına gelen trafik polisi, “Araçları yol ortasına park eden sürücüler lütfen aracını çeksin” anonsu yaptı. Caddeyi geçecek diğer sürücüler trafiğin kilitlenmesine tepki gösterdi.
Yeni Yıl kutlamalarına tepki olarak, örgütlü,  yılın ilk sabah namazını Bursa Müftüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Ay kıldırdı. Namaz çıkışında vatandaşlara poğaça dağıtıldı. Müstakil Sanayici İşadamları Derneği de vatandaşlara çorba ikramında bulundu. 1-1-2015
Uzak-Doğuya göz atalım:

Bongeum Budist Tapınağında Yeni Yıl kutlamaları nedeniyle dua eden din adamları-Seul-Güney Kore- Fotoğraf: Kim Hong-ji/Reuters 1-1-2015

Şinto din adamları 2014’e veda törenine katılmak için Meiji Tapınağına giriyorlar- Tokyo
Fotoğraf: Thomas Peter/Reuters 1-1-2015

Geleneklerini Yeni Yıla giriş ile yaşatan Japonlar gözüküyor. Omuzlarında taşıdıkları seyyar tapınağı denize atıyorlar. Amaç: Deniz sakin olsun ve bol balık tutulsun… Oiso, Japonya Fotoğraf: Yuya Shino/Reuters 1-1-2015
Avrupa ve Amerika’daki kutlamaları izlemişsinizdir.
Viyana’daki müzik etkinliğine bakalım:
Viyana Filarmoni Yılbaşı Konseri Musikverein konser salonunda sunuldu.
Fotoğraf: Herbert Neubauer/EPA
Yeni yıla girme nedeniyle Çin, Japonya, Avrupa, Amerika’da insanlar değişik etkinlikler sergiliyor, eğleniyor, mutlu oluyorlar.

Buzla kaplı yüzme havuzunda, Yeni Yıl nedeniyle buzların kırıldığı alanda yüzen bir insan… Shenyang, Liaoning-Çin Fotoğraf: Feature China/Barcroft Media
İnsanlık tarihinde toplumlara temel iki toplu etkinlik egemen olur:
1-Çalışıp üretme; bunun için bilgi-beceri-araç-gereç birikimi ve birey olmak gerekir. Çalışıp üretmenin yaygınlaştığı toplumlara evrensel insani yasalar yerleşir, evrensel insani değerlere ihtiyaç oluşur. Sanat etkinlikleri sevilir ve yaygınlaşır. Toplumlara sevgi yerleşir, insan değerli olur.
Çalışıp üreten insan önce kendine, sonra diğer insanlara değer verir. 
2-Savaşıp öldürme; bilgi-beceri-araç-gereç sıkıntısının olduğu, kulların yaşadığı toplumlara egemen olur. Böylesi toplumlarda, “Güç, hak; güçlü, haklıdır! Kaşa kaş, göze göz!” temel felsefedir. Unutmayalım: Kaşa kaş herkesi sakat, göze göz herkesi kör eder.
Savaşın egemen olduğu toplumlarda, siyasiler-yöneticiler-dini liderler, yalan, entrika, kurnazlık davranışlarını doğal kabul ederler.  Bu toplumlarda insan değersiz, korku çeşitli ve her yerdedir.
Sanat etkinliklerine rastlanmaz. Başlar ölümden sonrasına çevrilidir. İnsanlar acımasız ve toplumlarda ölümcül saldırlar süreklidir.
Şiddet ile sorunlarını çözmeye kalkışan kendine değer vermez ki, başkasına değer versin.
Örnekler:
_Afganistan’ın Helmand kentinde bir düğün yerine düzenlenen roket saldırısında ilk belirlemelere göre 20 kişi öldü, 45 kişi yaralandı. 1-1-2015
_Yemen’de, başkent Sena’nın yaklaşık 200 kilometre güneyindeki İbb kentinde Ensarullah Hareketi (Husiler) mensuplarının, “Mevlit Kandili” dolayısıyla bir kültür merkezinde düzenlediği etkinliği hedef alan saldırıda,  Reuters haber ajansına göre, 33 kişi yaşamını yitirdi.
1-1-2015
_Suriyeli muhaliflerin oluşturduğu Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), ülkede 2014 yılında 76 bin 21 kişinin öldüğünü bildirdi.
SOHR, 2014 yılında 33 bin 278’inin sivil olduğunu, bu kişiler arasında yaklaşık 3 bin 500 çocuk olduğunu da duyurdu
Gözlemevi, “Çatışmalarda 15 binden fazla isyancının, yaklaşık 17 bin cihatçı militanın, hükümet güçlerinden en az 22 bin 627 kişinin öldüğünü” aktardı.
Suriye’deki çatışmalarda 2013’te 73 bin 447, 2012’de 49 bin 249, 2011’de 7 bin 841 kişinin çatışmalarda öldüğü açıklanmıştı.
Birleşmiş Milletler tarafından Ağustos ayında yapılan açıklamada ise Suriye’de çatışmaların başladığı 2011’den bu yana 191 bin kişinin öldüğü bildirilmişti.
Gerçek rakamların, verilenlerden çok yüksek olduğu söylenmektedir. 1-1-2015 
_Suriye ve Irak’ta dehşet saçan IŞİD’E karşı savaşan Şii askeri birlikler, yakaladıkları IŞİD’LİLERİ vahşice öldürüyor ve fotoğraflarını IŞİD’İN yaptığı gibi ‘ibret olsun’ diye sosyal medya üzerinden paylaşıyorlar. 1-1-2015
Şii milis ya da askerlerle IŞİD militanlarının ne farkı var?
Gerçekte, felsefeleri benzer olduğundan davranışları arasında fark yoktur. Ortadoğu’da; Şii askerler İngiltere ile ABD çıkarları için savaştıklarından yaptıkları katliamlar gizleniyor, IŞİD’İN katliamları renklendiriliyor. 
Yalanın egemen olduğu Ortadoğu’da; yalanları görmek-işitmek mi, gözleri-kulakları kapatmak mı gerekir?
Yeni Yıl kutlamaları için yaygara yapan Müslüman dinsel liderler, nedense, Ortadoğu’daki kanlı mezhep çatışmalarına gözlerini kapatıyorlar. Demek ki, inanışları gereği, gözlerini kapatmaları, kulaklarını tıkamaları gerekiyor.
Ortadoğu toplumlarında yaşayanların belleklerinde yasa kavramı olmadığından, savaşın kuralları bilinmez. Güçlü olan işkence yapar, el-ayak, kelle keser… Hiçbir âlim, “Öldürmek için kadı kararı gereklidir!” diyemez; dese de kimse dinlemez.
Ortadoğu’daki savaşlarda ender olarak esir alınmış askere rastlanır. Teslim olanlar, çoğunlukla kurşuna dizilir ya da kelleleri kesilir.
Resimde görülenler çatışmalarda mı, yoksa teslim olduktan sonra mı öldürüldüler?
(Bu soru ABD ve İngiltere yetkililerini ilgilendirmez, Müslüman dini liderleri sadece güldürür.)

Ölen, “Allah-u Ekber!”; öldüren, “Allah-u Ekber!” diye bağırıyor. Öldürme ve korku temeli üzerine kurulu dini inanış olur mu?
degirmencinurettin@gmail.com
Nurettin Değirmenci
Elk. Yük. Müh.

Yorumlar kapatıldı.