İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İsveç’te ‘Ermeni Soykırımı’nı reddetmek suç değil

Abdullah Gürgün
İsveç Mahkemesi Yargıcı Linda Mohlin, ‘Ermeni soykırımını reddetmek suç değil’ dedi. Karar İsveç’te yayın yapan Türk yayın organlarının soykırımı reddeden haberlerinin şikayet edilmesi üzerine alındı…Bir halk grubu tarafından rahatsız edici ya da doğrudan yanıltıcı olarak anlaşılan ifadeler için bile ceza gerektiren bölgenin sınırlarını ihlal edinceye dek geniş bir alan vardır. Hükümet Adalet Müfettişi bunlardan hareketle yazılarda -şikayetçinin anlattığı şekliyle- halk grubuna karşı kışkırtma suçu olmadığı görüşüne varmıştır. İçerik başka herhangi bir basın yayın suçu da içerdiği de düşünülemez. Bu nedenle ön kovuşturma başlatılmayacaktır. (Şikayetçinin anlattığına bakmak gerekmez mi? HYETERT)

***
İsveç Mahkemesi Yargıcı Linda Mohlin, ‘Ermeni soykırımını reddetmek suç değil’ dedi. Karar İsveç’te yayın yapan Türk yayın organlarının soykırımı reddeden haberlerinin şikayet edilmesi üzerine alındı.
İsveç’te soykırım iddialarını reddetmek suç değil. 31 Ocak 2012’de Abd el-Hakim Fatih Ali isimli bir kişi, İsveç Türk Gençlik Federasyonu Yayın Organı Euroturk ve Haber İsveç gazetesinin İsveç Meclisi Riksdagen’in kararına rağmen “Ermeni ve Yunan soykırımlarının olmadığı” yolunda yayın yaptıklarını söyleyerek Güney İsveç’te Skåne Polisi’ne suç duyurusu yaptı. 
‘ADALET MÜFETTİŞİ SUÇ DUYURUSU KONUSUNDA TAVIR ALACAKTIR’
Polis suç duyurusunu Adalet Müfettişi’ne iletti. Bu konularda savcı görevi gören İsveç Adalet Müfettişliği konuyu inceledikten sonra davayı gören Üst Mahkeme Yargıcı Linda Mohlin imzalı kararla şu yanıtı verdi:
“Basın Yayın Özgürlüğü” Yasası söz konusu dergiler için geçerlidir. Bu durumda Hükümet Adalet Müfettişi suç duyurusu konusunda tavır alacaktır.
Şikayetçi, hangi yazılar ya da hangi numaralı dergilerin söz konusu olduğu yolunda ayrıntılı bilgiler vermediği için Hükümet Adalet Müfettişi şikayet konusu olan yazıları elde edemedi. Hükümet Adalet Müfettişi yine de şikayeti şikayetçinin başvurusundan yola çıkarak inceledi.
Şikayete konu olan basın yayın özgürlüğü suçu, bir gruba karşı kışkırtma suçu kapsamında olabilir. Bu suç, bir kişinin bir halk grubunu ya da bir başka böyle bir grubu tehdit etmesi ya da ırk, deri rengi, milliyet ya da etnik kökeni, inancı ya da cinsel seçimine gönderme yaparak hor görmesini içerir.
İçeriğin bir halk grubuna karşı kışkırtma oluşturup oluşturmadığına karar verilirken, halk grubuna karşı kışkırtma yasası çıkarılması amacının olayların tartışılmasının ya da eleştirilmesinin engellenmesi olmadığı göz önüne alınmalıdır.
Bir halk grubu tarafından rahatsız edici ya da doğrudan yanıltıcı olarak anlaşılan ifadeler için bile ceza gerektiren bölgenin sınırlarını ihlal edinceye dek geniş bir alan vardır. Hükümet Adalet Müfettişi bunlardan hareketle yazılarda -şikayetçinin anlattığı şekliyle- halk grubuna karşı kışkırtma suçu olmadığı görüşüne varmıştır. İçerik başka herhangi bir basın yayın suçu da içerdiği de düşünülemez. Bu nedenle ön kovuşturma başlatılmayacaktır.
Davayı gören Üst Mahkeme Yargıcı
Linda Mohlin.”
 İsveç Parlamentosu, 11 Mart 2010 tarihinde Türklerin Ermenilere, Süryanilere, Asurilere, Keldanilere ve Pontus Rumlarına soykırım uyguladığı yönünde karar almıştı.
Oylamaya 349 milletvekilinden 261’i (yüzde 75) katıldı. 88 milletvekili (yüzde 25) katılmadı. Karar 131’e (yüzde 37) karşı 130 (yüzde 37) oyla yani tek bir oy (yüzde 0,28) farkıyla alındı. Böylece tek bir oy farkıyla alınan kararla Türk milleti “soykırımcı” ilan edildi. Oysa İsveç parlamentosu daha önce de 12 Haziran 2008’de aynı konuda bir oylamaya gitmiş, önerge 245’e karşı 37 oyla reddedilmişti.
Aslında öneride “ve başka birçok halka” ifadesi de yer alıyordu. Ancak “başka birçok halk”ın kimler olduğu belirtilmediğinden bu ifade kaldırıldı. Romanlar, Yahudiler, Kürtler, Zazalar, Aleviler vb de eklenmek isteniyordu. Ancak bu denli yüksek soykırım enflasyonu fazla geldi.
Ama bu sözde soykırımların da sırada olduklarına kuşku yok. 2015 yılı için hazırlıklar tamamlandı.
Nasıl oldu da 245’e karşı 37’lik büyük farkla reddedilen bir önerge iki yıl sonra, yüzde değil;  binde 2-3’lük bir farkla kabul edilebildi?
28 OCAK AİHM’E PERİNÇEK GİTMELİ
Devletten hükümetten herhangi bir isteğimiz yok. Ama hiç değilse gölge etmesin. AİHM Büyük Daire’de görülecek olan temyiz davasının, sadece Doğu Perinçek’in değil, tüm Türkiye’nin, tüm yurtdışı Türklerinin, tüm düşünce ve anlatım özgürlüğü savunucularının, tüm demokrasi savunucularının, tüm Emperyalizme karşı güçlerin davası olduğu besbelli değil midir?
Diyaspora, Ermenistan ve başta Fransa ve ABD olmak üzere Batı kararı etkilemeye çalışırken Türkiye’nin Doğu Perinçek’i engellemeye çalışmak “köpekleri sal, taşları bağla” sözünü anımsatmıyor mu? Ama ne olursa olsun, önümüzdeki yıl üstlerine yürüyeceğiz. Hep savunmada kalma zamanı geçti. 2015 yılı etnik kökeni, dini, mezhebi ne olursa olsun insanlarımızın birleşme yılı olacak. Türk ve Türkiye düşmanlarına, soykırım yalanına ve yalancılarına karşı saldırı yılı olacak.
Mücadelelerimizin yükseleceği, büyük utkular kazanacağımız, aydınlık bir yeni yıl olacak.

Yorumlar kapatıldı.