ABD’de 2015 yılında özellikle Türkiye’yi yakından ilgilendiren bir konu da 1915 olaylarının 100. yıl dönümü olması sebebiyle ABD’deki Ermeni lobisinin Türkiye aleyhtarı faaliyetlerini ve Obama yönetimi ile Kongre üzerindeki baskılarını artırması ihtimali. Ermeni lobisinin, 2015’in 1915 olaylarının 100. yıl dönümü olmasını fırsat bilerek Obama’ya 24 Nisan açıklamasında “soykırım” sözcüğünü kullanması için her türlü baskıyı uygulaması, bunun yanında da Kongre’de Ermeni tezlerini destekleyen tasarıların gündeme getirilmesine yönelik çabalarına hız vermesi yüksek olasılık.
***
ABD’de başkanı Obama’yı 2015 yılında, Kongre’deki güç mücadelesi, IŞİD tehdidi, Küba açılımı, göçmenlik sorunu ve yeni başkan adayları gibi yoğun ve zorlu bir gündem bekliyor.
Barack Obama’yı 2015 yılında da yoğun ve zorlu bir gündem bekliyor. ABD’de Kasım 2014’teki ara seçimlerde Cumhuriyetçilerin Kongre’nin her iki kanadında da çoğunluğu eline alması, 2015’te Obama’nın başkanlığının son iki yılında yapmak istediklerini icraata dökmesini zorlaştıracak. Bu da gelecek yılın, kimi uzmanlarca iktidarının son iki yılında “topal ördek” konumuna düştüğü yorumları yapılan Obama ile Kongre arasında zıt açıklamalar, baskılar ya da zaman zaman bazı çetrefilli konularda sert pazarlıkların görüldüğü bir yıl olabileceğini gösteriyor.
ABD’de yılın diğer bir önemli gelişmesi, her iki partiden de 2016 yılındaki başkanlık seçiminde yarışmak isteyen isimlerin, aday adaylıklarını açıklamaları olacak. Aday adaylarının açıklamalarıyla yavaş yavaş seçim atmosferine girmeye başlayacak ülkede, yıl sonunda ya da 2016 başında, aday adayları arasından tek aday belirlemek üzere ara seçim süreci başlayacak. ABD’deki tüm eyaletlerde yapılacak ara seçimleri kazanacak isim, partisinin seçimlerdeki adayı olacak.
2015, ABD’deki ırkçılık sorununun dönüm noktasına şahitlik edebilir
ABD’de 2014’te Ferguson, New York ve başka bazı kentlerde silahsız siyahilerin beyaz polis memurları tarafından ateşli silahla ya da boğularak öldürülmesi ve daha sonra bu polis memurlarının jüri tarafından aklanmasının ülke genelinde yarattığı infialin etkisi bu yıl da devam edebilir.
Ülkede benzer vakalara dair görüntü ve bilgilerin daha çok çıkmaya başlaması, toplumun belli kesimleri arasındaki gerilimi artırabilir. Ancak ABD’nin ilk siyahi başkanı olan Obama da toplumda güveni sağlayacak bazı adımları bu yıl atmak istiyor. Ülkedeki ırkçılık geriliminin daha da mı artacağı yoksa ortak bir zemin mi bulunacağı bu adımlara bağlı olacak. Göstericilere karşı zaman zaman askeri ekipmana da başvurmak suretiyle aşırı güç kullanmakla eleştirilen polis teşkilatında yapılabilecek reformların belirleyici olması bekleniyor. ABD Adalet Bakanlığı’nın Ferguson polisinin uygulamaları hakkında yürüttüğü soruşturmanın sonuçları da bu yıl içinde açıklanabilir.
Dış politikada IŞİD’den Küba’ya bir dizi konu
Dış politikadaki en önemli konulardan biri, bu yıl olduğu gibi IŞİD tehdidi olacak.
ABD’nin 2014’te 60 civarında ülkeden oluşan koalisyon kurarak Irak ve Suriye’de IŞİD’e karşı başlattığı operasyonların 2015’te de devam etmesi bekleniyor. Operasyonların başarıya ulaşma düzeyi ve IŞİD’in zayıflatılıp zayıflatılamadığına bakılarak yönetimin stratejisinde bazı değişiklikler gündeme gelebilir. Tüm yıl Suriye karşısında belirsiz politika izleyen Obama’ya, 2015 yılında da IŞİD stratejisinde Esed rejiminin konumuna yönelik yoğun soru ve özellikle Kongre’den baskılar gelmesi de öngörüler arasında.
Kongre’nin bu yıl IŞİD’le ilgili olarak ilk gündeme alacağı konulardan biri, Obama yönetiminin Kongre’den talep ettiği, terör örgütü IŞİD’e karşı askeri güç kullanılmasına yönelik yetki tasarısının görüşülmesi olacak. Suriyeli muhaliflere yönelik “eğit-donat” programıyla ABD’nin Irak’a göndereceği ilave askeri personel vasıtasıyla Irak ve Peşmerge güçlerine yönelik eğitim ve danışmanlık faaliyetleri de 2015’in gündeminde önemli yer tutması bekleniyor.
ABD gündemini 2015’te meşgul etmesi beklenen konulardan biri de Obama’nın sürpriz Küba açılımı. Küba’ya ambargonun kaldırılması gibi bazı adımlar Kongre’nin onayını gerektirdiğinden ve Küba asıllı Amerikalı seçmenlerin 2016 başkanlık seçimlerde kilit rol oynaması nedeniyle konunun bu yıl tartışılmaya devam etmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Obama yönetiminin, İran’la nükleer müzakerelerde anlaşmaya varılabilmesi için bu yıl da taraflar nezdindeki çaba ve girişimleri sürecek. Kasım 2014’teki ara seçimlerde İran’a karşı sertlik yanlısı Cumhuriyetçilerin Kongre’de çoğunluğu ele geçirmesi neticesinde bu yıl İran’a yönelik yeni yaptırımlar konusunda Obama’ya Kongre’den baskılar artabilir.
ABD’nin Ukrayna’ya müdahalesinden dolayı Rusya’ya uyguladığı yaptırımları bu yıl da AB ile koordineli olarak devam ettirmesi bekleniyor. Rusya’nın izleyeceği çizgiye paralel oarak Obama yönetimi, yaptırımları hafifletme ya da kaldırma yoluna da gidebilir.
Ermeni lobisi faaliyetlerine hız verebilir
ABD’de 2015 yılında özellikle Türkiye’yi yakından ilgilendiren bir konu da 1915 olaylarının 100. yıl dönümü olması sebebiyle ABD’deki Ermeni lobisinin Türkiye aleyhtarı faaliyetlerini ve Obama yönetimi ile Kongre üzerindeki baskılarını artırması ihtimali.
Ermeni lobisinin, 2015’in 1915 olaylarının 100. yıl dönümü olmasını fırsat bilerek Obama’ya 24 Nisan açıklamasında “soykırım” sözcüğünü kullanması için her türlü baskıyı uygulaması, bunun yanında da Kongre’de Ermeni tezlerini destekleyen tasarıların gündeme getirilmesine yönelik çabalarına hız vermesi yüksek olasılık.
“Olaylara Cumhuriyetçiler yön verecek”
Amerikalı uzmanlar da 2014’te, Ukrayna’da yaşanan gelişmeler, yaz aylarında terör örgütü IŞİD’in yükselişi ve İran’ın nükleer programı üzerine yürütülen müzakerelere odaklanan ABD’nin dış politikasında gelecek yıl büyük değişiklik beklemiyor.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Hudson Enstitüsü Politik-Askeri Merkezi analisti Richard Weitz, ABD dış politikasında çok farklılık yaşanmayacağını savunanlardan.
“Gelecek yıl meydana gelecek olayların birçoğu, bu yıl hüküm süren olayların aynısı olacak. Bunu değiştirecek zorlama bir olayın çıkacağını düşünmüyorum” diyen Weitz, Beyaz Saray’ın dış politika ajandasında İran ve IŞİD konularının yine oldukça yer tutacağı inancında.
Weitz, kasım ayındaki ara seçimlerin ardından Cumhuriyetçilerin kontrolüne geçen Kongre’nin Demokrat Başkan Obama’nın işini zorlaştıracağı görüşünü savundu.
Yaklaşık 50 yılın ardından Küba ile ilişkilerin normalleştirilme kararının Obama’nın “geriye yaslanıp hiçbir şey yapmadan durmayacağının” bir örneği olduğuna vurgu yapan Weitz, “Obama, ‘topal ördek’ başkan olmayı planlamıyor, olup olmayacağını tamamen bilemiyoruz ancak o ABD politikasının ilerlemesinde etkisi olacak bir tür mücadele içinde olacağını gösterdi” yorumunda bulundu.
Weitz, Cumhuriyetçilerin kontrolündeki Kongre’nin ise sonuçlara yön vereceğini kaydetti. “Obama çok geniş bir ajandaya sahip olabilir ama onun bunları gerçekleştirme şansı düşük, özellikle başkanlık seçimlerine yaklaşıyor olduğumuz bir dönemde” diyen Weitz, İran’ın nükleer programına yönelik bir anlaşmanın bu noktadaki tartışmaların odağında yer alacak ilk örneklerden olacağını belirtti.
“Kongre’deki dinamikler İran konusunda manevraya mecbur bırakabilir”
Amerikan İlerleme Merkezi’nin (CAP) kıdemli uzmanı Harding Lang da Cumhuriyetçilerin baskın olduğu bir Kongre’nin ABD dış politikasını çok etkileyeceğini düşünmediğini ancak İran ile yürütülen nükleer müzakerelerin tartışma oluşturabileceğini söyledi.
“Dış politikada çok büyük bir değişiklik beklemiyorum” diyen Lang, dış politikanın 2016 seçimleri için büyük bir kampanyaya dönüşeceğini, bununla ilgili tartışmaların da hemen başlayabileceğini belirtti.
Lang, “İran konusunun, Cumhuriyetçilerin kontrol ettiği Senato ve Temsilciler Meclisi’nde Obama yönetimini zorlayacak bir konu olacağını düşünüyorum. Müzakere sürecinde olmamıza rağmen İran’a yönelik yaptırımların tekrar uygulanması için büyük bir baskı olacaktır. Kongre’deki dinamiklerin İran konusunda (yönetimi) bir manevraya mecbur edeceğini seziyorum” ifadesini kullandı.
ABD’nin Ortadoğu politikasını değerlendiren CAP’in kıdemli uzmanı Lang, Ortadoğu’nun, Başkan Obama’nın dış politika gündeminde ileriye dönük büyük bir yer edineceğine şüpheyle yaklaştığını söyledi.
Yaz aylarında yükselişe geçen IŞİD’e yönelik uluslararası kampanyada sınırın Irak tarafında kabul edilebilir bazı ilerlemelere dikkati çeken Lang, fakat süreçteki asıl zorlu kısma henüz gelinmediğini kaydetti.
“Rusya ile ilişkilerde eksen değişikliği beklemiyorum”
Lang, Rusya’nın Ortadoğu’ya ek olarak gündemi çok fazla meşgul eden bir diğer mesele olacağını vurgulayarak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yeni yılda da 2014’e benzer bir politika güdebileceğine işaret etti. Lang, şunları söyledi:
“Putin’in geçtiğimiz günlerde yaptığı yıl sonu basın toplantısını dinlediğimizde, meydan okuyan bir ton kullandığını görüyoruz. Dolayısıyla 2015 boyunca ilişkilerde büyük bir eksen değişikliği beklemiyorum. Ancak Moskova’nın önemli önceliklerine dönük zor kararlar alması gerektiğinden, Rusya’nın radikalliklerinde belki küçük manevralar görebileceğiz”.
Dolayısıyla Obama yönetimini hem içeride hem dışarıda 2014 kadar veya daha yoğun bir gündem ve bir dizi sorun bekliyor.
NEXT >
Yorumlar kapatıldı.