İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yılbaşı ve Güzel Yemekler

İnsanlar midelerini besledikleri oranda belleklerini beslemiş olsalar dünyada süregiden sorunların büyük kısmı ortadan kalkar.
1-Yaşam için gıda zorunlu ihtiyaçtır. Yeterli gıda temin edemeyen canlılar yaşamlarını sürdüremezler.  

Yaşamlarını devam ettirebilmeleri için yuvasındaki yavrularını besleyen bir kırlangıç-Fotoğraf: Reuters
2-Daha güzel yaşamak ve mutlu olmak için değişik tatlı-kokulu-lezzetli yemekler yenir. Böylesi yemekler yaşama renk-süs-desen katar. Göreceli olarak, lezzetli yiyecekleri tüketmek insanlara özgüdür.
İnsanlık tarihinde oldukça çelişkili beslenme alışkanlıklarına rastlanır.
I-Kalorisi bol yiyecekleri tüketmesi gerekenler çoğunlukla sınırlı miktarda gıda ile yetinirler.
II-Sınırlı miktarda yiyecek tüketmesi gerekenler ise genellikle abartılı yerler. 
Ölçülü yiyecek tüketmek, sağlıklı yaşamın zorunlu koşuludur.  
Yine insanlık tarihine baktığımızda:
A-Bilgi-beceri-araç-gereç birikiminin sınırlı, çalışıp üretmenin yaygın olmadığı toplumlarda azınlık, “Kuş sütü eksik olmayan sofralarda” yer; çoğunluk, “Bir lokma, bir hırka” ile yetinirler ya da açlıktan ölürler.
B-Bilgi-beceri-araç-gereç birikiminin fazla, çalışıp üretmenin yaygın olduğu ülkelerde çoğunluk ölçülü beslenir, azınlık oldukça fazla tüketip aşırı şişmanlaşır. 
Günümüz dünyasında yaklaşık yedi milyar insan yaşıyor.
_Değişik hastalıklarla acı çekenleri hesaba katmıyoruz.
_Yaklaşık bir milyar dört yüz milyon insan, gıda sıkıntısından; altı yüz milyon insan, aşırı beslenmeden ötürü acı çekiyor.
Yazılan rakamlar insanlığın içinde bulunduğu acıklı durumu gösteriyor.
Yılbaşı nedeniyle sizler sofra kuracak ve sevdiklerinizle güzel bir gece geçireceksiniz.
Sizlere önemli ziyafet tablolarından on tanesini sunuyorum; ümit ederim beğenirsiniz.
Ünlü 10 ziyafet tablosu bbc.co.uk 25-12-2014
Leonardo da Vinci, Son Yemek (1490’lar)
İsa’nın çarmıha gerilmeden önce 12 havarisi ile Kudüs’te yediği son yemek, Hristiyanlıkta ressamların konu edindiği önemli olaylar arasındadır. Resmin yenilenmesi sırasında uğradığı hasara rağmen Da Vinci’nin resmi ünlü olanıdır. Yemekte yılan balığı ve portakal dilimleri görülmektedir.
Giovanni Bellini, Tanrıların Ziyafeti (1514)
Kutsal ziyafet 16. yüzyıl İtalyan resimlerinin sık işlediği konulardandı. Bellini, öğrencisi Titian’ın yardımıyla yaptığı son büyük eserinde mitolojik tanrıları bir araya getirmiştir. Tanrılar şarap içmektedir. Resimde bir yenilik olarak Avrupa’ya yeni ithal edilmeye başlanan mavi-beyaz Çin porselenine de yer verilmiştir.

Paolo Veronese, Cana’da Düğün (1563)
Venedik’te büyük bir düğünü konu alan resimde İsa suyu şaraba dönüştürmüş, iyi giyimli konuklara tatlılar sunulmuştur. Benzer resimlerde alt tabaka insanların yemek ve içki tüketimine yer verilirken burada ziyafetin amacı varlık ve güç gösterisi yapmaktır.

Diego Velázquez, Bacchus’un Zaferi (1628)
‘Sarhoşlar’ adıyla da anılan bu resimde başı sarmaşıkla sarılı, beyaz tenli şarap tanrısına ve yanında İspanyol tarzı kahverengi pelerin takmış işçilere yer verilmektedir. Daha natüralist bir tarzı benimsediği bu resimde Velazquez, iş gününün sonunda rahatlamak isteyen bu adamları anlayışla karşılıyor gibidir.

Peter Paul Rubens, Herod’un Ziyafeti (1635-3)
Servis tabağının kapağı kaldırılmış, Yahya peygamberin kesik başı görünmektedir. Salome, üvey babası Herod için dans etmiş ve ödül olarak kesik baş sunulmuştur; ıstakoz ve av kuşlarından oluşan ziyafette yenecek başka bir yemek gibi. Annesi Herodias çatalıyla Yahya’nın diline dokunurken, kocasının gözleri fal taşı gibi açılmıştır.

Jan Steen, Sefih Ev (1663-4)
Rönesans resimlerindeki ziyafet sahneleri tanrıları ve soyluları konu edinirken 17. yüzyıl Hollanda ressamları biraz ahlaki bir bakış açısıyla ev hayatına yöneldi. Steen’in kahramanları her türlü günahı işlemektedir: Siyah giyimli adam hizmetçiyi baştan çıkarmaya çalışırken, öndeki kadın içkisine öylesine gömülmüştür ki İncil’in üzerine bastığının farkında bile değildir. Ziyafetin ana yemeği olan domuz eti yere bırakılmış, kedinin yemeği olmak üzeredir.

John Martin, Belşazzar’ın Ziyafeti (1821)
Martin 19. yüzyıl İngiltere’sinin en ilginç ressamlarındandır. Burada İncil’in Daniel kitabından bir sahne resmedilmektedir. Babil kralı kötü bir haber almıştır. Fakat önde görülen ziyafet, Babil’in gökyüzüne uzanan görkemli sütunlarının ve şimşekle yarılmış gökyüzünün gölgesinde kalmıştır.

Édouard Manet, Kırda Öğle Yemeği (1862)
Batı sanat tarihinin en muhteşem resimlerinden biri olarak değerlendirilen bu resim yapıldığı dönemde Paris sosyetesi ve 3. Napolyon tarafından yergiyle karşılanmıştı. Resimde perspektifin, ikonografinin birçok kuralı çiğnenmişti (Adamlar neden modern giyimli, kadın neden çıplak, neden birbirlerine bakmıyorlar?) Burada piknik adına biraz meyve ve çörekten başka bir şey yok. Ama zaten önemli olan piknik değil, resmin getirdiği yenilikti: Mitoloji ve ahlaki yargılama yerini modern yaşamın yalın gerçeklerine bırakmıştı.

James Ensor, Açların Ziyafeti (1915)
Ensor, İsa’nın Son Yemeği’nin acı bir parodisi olan bu resmi Birinci Dünya Savaşı başlarında Alman ordusunun Belçika’yı işgalinden sonra yaptı. Ziyafet yerine masada gördüğümüz iki havuç, bir soğan ve böcekler o yıl Belçika’da yaşanan açlığı ifade ediyor. Masadaki insanların birbirini tutuşu cinsel ya da şiddet içerikli olabilir. Arka plandaki tablolarda ise iskeletler ve kavga ya da dans eden figürler yer alıyor.

Judy Chicago, Akşam Yemeği Partisi (1974-79)
Amerikan feminist sanatın iz bırakan eserlerinden olan bu ziyafet resminde masa otuzu aşkın ünlü kadın için kurulmuş: Sappho, Hatshepsut, Emily Dickinson ve Virginia Woolf gibi. Tabak yerine kadın vücudundan parçalar resmedilmiş.
Ortadoğu’da ki liderler oldukça görkemli ziyafetler verirler. Ne yazık ki, onlarla ilgili tablo yok, az sayıda yazılı belge vardır. Ortadoğu’dan bir ziyafet örneği veriyorum:
“Halife Mütevekkil’in (847–861) tabibi, Gabrail oğlu Boht İşo idi. İşo, sözde Hıristiyan, davranışta halis Müslüman’dır. Halife İşo’ya altınları verir, o da verilenleri insafsızca harcar. Halifede altın çok! İşo, bir gün öyle bir akşam yemeği verir ki, Halife kıskançlıktan neredeyse çatlar. İşo, 5000 masa hazırlattır. Yaz olmasına karşın dağların zirvesinden çölün ortasına, Bağdat’a kar getirttir. Verdiği şölende hiç eksik bulunamaz. Bu şölenden sonra, Halife, İşo’nun bütün servetine el kor. Çünkü: Belleklerde yasa kavramının olmadığı yerlerde vermek ne kadar kolay ise almak ondan daha az zahmetli eylemdir.
 “İşo’nun sofrası kadar zengin…”
“Tabip İşo’nunki kadar zengin sofra kurdu…”
“Tabip İşo’nun sofrasındaki kadar bol yemek vardı…”
“İnsanlar evine ne zaman gelirse gelsin; Tabip İşo gibi sofrası herkese açıktı.”
Sözler, asırlarca Kürt, Arap, Süryani, Ermeni halkı arasında söylendi.
 İşo, halifelere yakışır arabalarda dolaşır ve sayısız köle, cariye, hatun kendisine hizmet eder. Her gece şölen verir, gece yarısından sonra, halifeler gibi, tapınır. Sadece geceleri tükettiği güzel koku ve mum miktarı 500 dinar civarında olur.
 Servetine el konduktan sonra; İşo, altına muhtaç olur. Deli koyunlar gibi şehir, kasaba dolaşmaya başlar. MS. 865 yılında Antakya’ya gider. İşo’nun Antakya’ya gelmesinden hemen sonra (veya önce) Antakya depremle yerle bir olur; taş üstünde taş kalmaz. İşte, sözde Hıristiyan, davranışta Müslüman İşo’nun Antakyalılara hediyesi deprem olur.
 Tanrılar birine kızdılar mı peşini kolay bırakmazlar.” (1)
Yılbaşı için:
1-Dehaların tablolarındaki gibi mi?
2-Tabib İşo’nun sofrasına benzer mi?
3-Ölçülü bir sofra mı hazırlıyorsunuz?
Yeni Yılda sizlere mutlu ve sağlıklı yaşam diliyorum.
***
(1)- Antakya’nın Siyasi ve Dini Tarihi- Nurettin Değirmenci
degirmencinurettin@gmail.com
Nurettin Değirmenci
Elk. Yük. Müh.
Yılbaşı ve Güzel Yemekler 31-12-2014
İnsanlar midelerini besledikleri oranda belleklerini beslemiş olsalar dünyada süregiden sorunların büyük kısmı ortadan kalkar.
1-Yaşam için gıda zorunlu ihtiyaçtır. Yeterli gıda temin edemeyen canlılar yaşamlarını sürdüremezler.
Yaşamlarını devam ettirebilmeleri için yuvasındaki yavrularını besleyen bir kırlangıç-Fotoğraf: Reuters
2-Daha güzel yaşamak ve mutlu olmak için değişik tatlı-kokulu-lezzetli yemekler yenir. Böylesi yemekler yaşama renk-süs-desen katar. Göreceli olarak, lezzetli yiyecekleri tüketmek insanlara özgüdür.
İnsanlık tarihinde oldukça çelişkili beslenme alışkanlıklarına rastlanır.
I-Kalorisi bol yiyecekleri tüketmesi gerekenler çoğunlukla sınırlı miktarda gıda ile yetinirler.
II-Sınırlı miktarda yiyecek tüketmesi gerekenler ise genellikle abartılı yerler. 
Ölçülü yiyecek tüketmek, sağlıklı yaşamın zorunlu koşuludur.  
Yine insanlık tarihine baktığımızda:
A-Bilgi-beceri-araç-gereç birikiminin sınırlı, çalışıp üretmenin yaygın olmadığı toplumlarda azınlık, “Kuş sütü eksik olmayan sofralarda” yer; çoğunluk, “Bir lokma, bir hırka” ile yetinirler ya da açlıktan ölürler.
B-Bilgi-beceri-araç-gereç birikiminin fazla, çalışıp üretmenin yaygın olduğu ülkelerde çoğunluk ölçülü beslenir, azınlık oldukça fazla tüketip aşırı şişmanlaşır. 
Günümüz dünyasında yaklaşık yedi milyar insan yaşıyor.
_Değişik hastalıklarla acı çekenleri hesaba katmıyoruz.
_Yaklaşık bir milyar dört yüz milyon insan, gıda sıkıntısından; altı yüz milyon insan, aşırı beslenmeden ötürü acı çekiyor.
Yazılan rakamlar insanlığın içinde bulunduğu acıklı durumu gösteriyor.
Yılbaşı nedeniyle sizler sofra kuracak ve sevdiklerinizle güzel bir gece geçireceksiniz.
Sizlere önemli ziyafet tablolarından on tanesini sunuyorum; ümit ederim beğenirsiniz.
Ünlü 10 ziyafet tablosu bbc.co.uk 25-12-2014
Leonardo da Vinci, Son Yemek (1490’lar)
İsa’nın çarmıha gerilmeden önce 12 havarisi ile Kudüs’te yediği son yemek, Hristiyanlıkta ressamların konu edindiği önemli olaylar arasındadır. Resmin yenilenmesi sırasında uğradığı hasara rağmen Da Vinci’nin resmi ünlü olanıdır. Yemekte yılan balığı ve portakal dilimleri görülmektedir.
Giovanni Bellini, Tanrıların Ziyafeti (1514)
Kutsal ziyafet 16. yüzyıl İtalyan resimlerinin sık işlediği konulardandı. Bellini, öğrencisi Titian’ın yardımıyla yaptığı son büyük eserinde mitolojik tanrıları bir araya getirmiştir. Tanrılar şarap içmektedir. Resimde bir yenilik olarak Avrupa’ya yeni ithal edilmeye başlanan mavi-beyaz Çin porselenine de yer verilmiştir.
Paolo Veronese, Cana’da Düğün (1563)
Venedik’te büyük bir düğünü konu alan resimde İsa suyu şaraba dönüştürmüş, iyi giyimli konuklara tatlılar sunulmuştur. Benzer resimlerde alt tabaka insanların yemek ve içki tüketimine yer verilirken burada ziyafetin amacı varlık ve güç gösterisi yapmaktır.
Diego Velázquez, Bacchus’un Zaferi (1628)
‘Sarhoşlar’ adıyla da anılan bu resimde başı sarmaşıkla sarılı, beyaz tenli şarap tanrısına ve yanında İspanyol tarzı kahverengi pelerin takmış işçilere yer verilmektedir. Daha natüralist bir tarzı benimsediği bu resimde Velazquez, iş gününün sonunda rahatlamak isteyen bu adamları anlayışla karşılıyor gibidir.
Peter Paul Rubens, Herod’un Ziyafeti (1635-3)
Servis tabağının kapağı kaldırılmış, Yahya peygamberin kesik başı görünmektedir. Salome, üvey babası Herod için dans etmiş ve ödül olarak kesik baş sunulmuştur; ıstakoz ve av kuşlarından oluşan ziyafette yenecek başka bir yemek gibi. Annesi Herodias çatalıyla Yahya’nın diline dokunurken, kocasının gözleri fal taşı gibi açılmıştır.
Jan Steen, Sefih Ev (1663-4)
Rönesans resimlerindeki ziyafet sahneleri tanrıları ve soyluları konu edinirken 17. yüzyıl Hollanda ressamları biraz ahlaki bir bakış açısıyla ev hayatına yöneldi. Steen’in kahramanları her türlü günahı işlemektedir: Siyah giyimli adam hizmetçiyi baştan çıkarmaya çalışırken, öndeki kadın içkisine öylesine gömülmüştür ki İncil’in üzerine bastığının farkında bile değildir. Ziyafetin ana yemeği olan domuz eti yere bırakılmış, kedinin yemeği olmak üzeredir.
John Martin, Belşazzar’ın Ziyafeti (1821)
Martin 19. yüzyıl İngiltere’sinin en ilginç ressamlarındandır. Burada İncil’in Daniel kitabından bir sahne resmedilmektedir. Babil kralı kötü bir haber almıştır. Fakat önde görülen ziyafet, Babil’in gökyüzüne uzanan görkemli sütunlarının ve şimşekle yarılmış gökyüzünün gölgesinde kalmıştır.
Édouard Manet, Kırda Öğle Yemeği (1862)
Batı sanat tarihinin en muhteşem resimlerinden biri olarak değerlendirilen bu resim yapıldığı dönemde Paris sosyetesi ve 3. Napolyon tarafından yergiyle karşılanmıştı. Resimde perspektifin, ikonografinin birçok kuralı çiğnenmişti (Adamlar neden modern giyimli, kadın neden çıplak, neden birbirlerine bakmıyorlar?) Burada piknik adına biraz meyve ve çörekten başka bir şey yok. Ama zaten önemli olan piknik değil, resmin getirdiği yenilikti: Mitoloji ve ahlaki yargılama yerini modern yaşamın yalın gerçeklerine bırakmıştı.
James Ensor, Açların Ziyafeti (1915)
Ensor, İsa’nın Son Yemeği’nin acı bir parodisi olan bu resmi Birinci Dünya Savaşı başlarında Alman ordusunun Belçika’yı işgalinden sonra yaptı. Ziyafet yerine masada gördüğümüz iki havuç, bir soğan ve böcekler o yıl Belçika’da yaşanan açlığı ifade ediyor. Masadaki insanların birbirini tutuşu cinsel ya da şiddet içerikli olabilir. Arka plandaki tablolarda ise iskeletler ve kavga ya da dans eden figürler yer alıyor.
Judy Chicago, Akşam Yemeği Partisi (1974-79)
Amerikan feminist sanatın iz bırakan eserlerinden olan bu ziyafet resminde masa otuzu aşkın ünlü kadın için kurulmuş: Sappho, Hatshepsut, Emily Dickinson ve Virginia Woolf gibi. Tabak yerine kadın vücudundan parçalar resmedilmiş.
Ortadoğu’da ki liderler oldukça görkemli ziyafetler verirler. Ne yazık ki, onlarla ilgili tablo yok, az sayıda yazılı belge vardır. Ortadoğu’dan bir ziyafet örneği veriyorum:
“Halife Mütevekkil’in (847–861) tabibi, Gabrail oğlu Boht İşo idi. İşo, sözde Hıristiyan, davranışta halis Müslüman’dır. Halife İşo’ya altınları verir, o da verilenleri insafsızca harcar. Halifede altın çok! İşo, bir gün öyle bir akşam yemeği verir ki, Halife kıskançlıktan neredeyse çatlar. İşo, 5000 masa hazırlattır. Yaz olmasına karşın dağların zirvesinden çölün ortasına, Bağdat’a kar getirttir. Verdiği şölende hiç eksik bulunamaz. Bu şölenden sonra, Halife, İşo’nun bütün servetine el kor. Çünkü: Belleklerde yasa kavramının olmadığı yerlerde vermek ne kadar kolay ise almak ondan daha az zahmetli eylemdir.
 “İşo’nun sofrası kadar zengin…”
“Tabip İşo’nunki kadar zengin sofra kurdu…”
“Tabip İşo’nun sofrasındaki kadar bol yemek vardı…”
“İnsanlar evine ne zaman gelirse gelsin; Tabip İşo gibi sofrası herkese açıktı.”
Sözler, asırlarca Kürt, Arap, Süryani, Ermeni halkı arasında söylendi.
 İşo, halifelere yakışır arabalarda dolaşır ve sayısız köle, cariye, hatun kendisine hizmet eder. Her gece şölen verir, gece yarısından sonra, halifeler gibi, tapınır. Sadece geceleri tükettiği güzel koku ve mum miktarı 500 dinar civarında olur.
 Servetine el konduktan sonra; İşo, altına muhtaç olur. Deli koyunlar gibi şehir, kasaba dolaşmaya başlar. MS. 865 yılında Antakya’ya gider. İşo’nun Antakya’ya gelmesinden hemen sonra (veya önce) Antakya depremle yerle bir olur; taş üstünde taş kalmaz. İşte, sözde Hıristiyan, davranışta Müslüman İşo’nun Antakyalılara hediyesi deprem olur.
 Tanrılar birine kızdılar mı peşini kolay bırakmazlar.” (1)
Yılbaşı için:
1-Dehaların tablolarındaki gibi mi?
2-Tabib İşo’nun sofrasına benzer mi?
3-Ölçülü bir sofra mı hazırlıyorsunuz?
Yeni Yılda sizlere mutlu ve sağlıklı yaşam diliyorum.
***
(1)- Antakya’nın Siyasi ve Dini Tarihi- Nurettin Değirmenci
degirmencinurettin@gmail.com
Nurettin Değirmenci
Elk. Yük. Müh.

Yorumlar kapatıldı.