İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye’deki Kripto Pakraduniler ve Kripto Yahudiler

Koray Kamacı /  koray_kamaci@hotmail.com
Pakradunileri bilmeden, öğrenmeden, tanımadan modern Türkiye’yi anlamak mümkün değildir. Sadece Pakradunileri değil, diğer Kriptoları da bilmeliyiz. Düşmanlık yapmak için değil, bilmek öğrenmek için… Üç kimlikli, sır içinde sır, gizli mi gizli, görünmez bir grup! Onların yanında Sabataycılar apaçık bir cemaattir. Evet, Türkiye’de yaşanan birçok olayda onların olduğunu biliyoruz. Bu memlekette, daha önceki yazdığım birçok yazıda ikili oynayan Kripto teşkilatlardan bahsetmiştim. Lakin Pakraduniler ise üçlü oynuyor. Dıştan Müslüman görünüyorlar… Bir alttaki ikinci kimlikleri Kripto Ermenilik… En alttaki kimlikleri ise Yahudilik! (Umarız yazılanlar sıradan kanıtsız bir paranoyadan değil, gerçekten kaynaklansın. HYETERT) 

Pakradunilerin 2500 yıllık tarihi ve macerası hakkında yabancı dillerde yazılmış birkaç araştırma kitabı var. Doğu Anadolu’da bir zamanlar bağımsız devletler bile kurmuşlardır. Sonra ise izleri silinmiş… Dıştan Ermeni görünürken bir kısmı Kürt ve Müslüman kimliğine bürünmüştür. Kürtlükleri ve Müslümanlıkları ne kadar samimidir? İşte orası muamma…
Bizans’ın krallıklarına son verdiği Pakraduniler, Selçukluların hâkimiyetine girdikten sonra yüzyılımıza kadar hayatiyetini Anadolu içinde gizlenerek devam ettiriyor.  Aslında yukarıda da dediğim gibi Pakradunilerin hikayesi gayet eskiye dayanır. Hikâye milattan önce 730 yılında başlıyor. O tarihte, Ermeni Kralı Sannasar, Filistin’e yaptığı seferde İsrail Kralı Osee’yi öldürerek, 10 Yahudi kabilesini esir alır. Sonra onları Fırat’ın ötesine, Güney Ermenistan’a yerleştirir. M.Ö. 700’lerde, bu kez Babil Kralı Nabukadnezar, Mısır Kralı Necho ile Kudüs Kralı Yoachim’e karşı bir sefer açar. Söz konusu sefere, Doğu Ermenistan Kralı Hıraçya da büyük bir ordu ile katılır. Hıraçya’nın bu savaşta gösterdiği olağanüstü başarı, Nabukadnezar’ı fazlasıyla memnun eder ve esir aldığı 10 bin Yahudi’nin yarısını Kral Hıraçya’ya hediye eder. Bu esirler arasında İsrailoğulları’nın önemli şahsiyetlerinden Prens Şampat (Smbat/Shampat) da vardır. Şampat, kısa zamanda Hıraçya’nın takdirlerine mazhar olur. Devlet hizmetine alınıp, önemli mevkilere yükselir. M.Ö. l5O’lerde soyunun Hz. Davud’a (as) dayandığını iddia eden ve adı “Pakarad Şampa” olan bir Yahudi, zamanın Ermenistan Kralı Vağarşak’a başvurarak saray hizmetine girebilme talebinde bulunur. Dikkat çekme ve kendini sevdirme açısından Prens Şampat’ı dahi gölgede bıraktığı kaydedilen Pakarad Şampa, Kral Vağarşak’ın en yakın bendeleri mevkiine erişir. Sonunda şaşırtıcı bir şekilde, Ermeni Kralları’na taç giydirme imtiyazı ile 10 bin süvariye komuta etme hakkını elde eder. M.Ö. 90-36’larda Ermeni krallarına Dikran II. (Büyük Dikran) İsrailoğullarına yönelik yeni bir sefer düzenler. Bu sefer sırasında esir aldığı binlerce Yahudi’yi o da ülkesine götürür. Esirler arasından seçtiği “Aşod” adında bir asil Yahudi’yi özel hizmetine alır. Bu olaylar sonucunda Ermenistan’a yerleşen ve zamanla nüfusları hızla artan esir Yahudiler, sürgün yıllarının sembol ismi Prens Şampat’ın hatırasını kendilerine rehber edinerek, teşkilâtlanıp millî varlıklarını koruyabilme mücadelesine girişirler. Zamanla Ermenilerin yönetimini ele geçiren Pakraduniler M.S. 1045’e kadar Ermenistan’da saltanat sürmeyi başarır.,
Evet, sevgili dostlar bu denli geçmişe dayanan bu Kripto Teşkilat hakkında en önemli bilgiyi Kripto Yahudilik”konusunda uzman olan Türkiyeli Yahudi Prof. Abraham Galante, “Les Pacradounis ou Une Secte Armeno-Juive/ Pakraduniler veya Bir Ermeni-Yahudi Tarikatı / Baskı: 1933, Fransızca İst.” adlı eserinde bulabiliriz.  “Pakraduniler varlıklarını Juda İmparatorluğu’nun sonlarından (M.Ö. 7. yüzyıl), 20’inci yüzyıla kadar sürdürmüş olan Ermeni-Yahudi karışımı bir kavimdir. Eğin’de, ‘Erzurum-Sivas arasında’, Marmara Denizi’nin Avrupa yakasında ve İstanbul Hasköy’de yaşamış oldukları bilinen Pakraduniler, 26 yüzyıldır
Yahudi yönlerini sürdürmekte gösterdikleri kararlılık nedeniyle Portekizli Marano’lar, Selanikli Dönmeler ve İranlı Kriptolar gibi Yahudi kökenli topluluklar arasında sayılabilirler.
Ermeni yazar Dabağyan’da 1862 ve 1895’te iki kez denenen isyanın Türkiye’ye sadık Gregoryan Ermenilerin destek vermemesi üzerine Pakraduniler tarafından akamete uğradıklarını kaydediyor. Pakradunilerin de hâlâ var olduğunu belirtiyor. Ayrıca şunu da belirtmeliyiz ki Pakraduniler günümüzde en çok Fransa, İsrail, İngiltere, ABD ve Vatikan’dan destek almaktadır. Özellikle Yahudi oldukları halde Vatikan’dan destek almaları gayet düşündürücü bir hadisedir. Günümüzde sözde Ermeni soykırımının sürekli gündemde tutulmaya çalışılması ve bununla ilgili çalışma yapılması da Pakradunilerin yaptığı planlı bir faaliyetten geçmektedir. Vatikan ve özellikle Papa Türkiye’de önemli mevkilere gelmiş Kripto Pakradunilere yoğun bir destek vermektedir. Bu minvalde Türkiye’de önemli makamlara gelmiş ve hala da önemli makamlarda bulunan bu Kripto Müslüman görünümlü Ermeni Yahudileri iyi bilmek gerekir diye düşünüyorum. Günümüzde çok önemli mevkilerde bulunan bazı Devlet adamları Kripto Pakraduni olarak belirli yerlere hizmet etmektedir. Birçoğu deşifre oldu lakin tam manası ile ortaya çıkarılamadı. Özellikle Papa’nın Türkiye’de yoğun olarak ilgi ve alaka gösterdiği bazı siyasiler var onlara dikkat etmek gerekir…
Papa’nın her Türkiye ziyareti Tarih olarak ve Türkiye’de yaşanan iç olaylar ve Konjöktür bakımından çok önem arz etmektedir. Pakraduniler ile Papa’nın her dönem önemli görüşmesi olmaktadır. Pakraduniler Türkiye’de önemli makamlara gizlenerek gelmektedir. Birçok dış destek sayesinde önemli makamlara birden çabucak çıkabilmektedir. Gönül ister ki buradan birkaç isim zikredelim lakin zülfiyare dokunur ve konjöktürde uygun olmadığı için şuan da bahsedemeyeceğim. Pakraduniler Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı seviyesine kadar yükselmiş ve Türkiye’de Cumhurbaşkanı dahi çıkarmışlardır.
Ayrıca baktığımız zaman Terör örgütü PKK’nın da arkasındaki gizli gücün Pakraduniler olduğu bilinmektedir. Şuan TBMM’de bu Kripto Pakraduni sayısı bir hayli fazladır. Bunların bazılarını biraz araştırma yaparak öğrenmek ve en azından fikir sahibi olmak mümkündür. Türkiye bu Kripto Teşkilatlar ile tam manası ile yüzleşmedikçe, ortaya çıkarmaya kalkışmadıkça daha kendi içinde çok kan kaybetmeye devam edecektir… Türkiye’deki sözde değil özde Vatanseverlerin ve araştırmacıların bu ve benzeri konular hakkında Milleti bilgilendirici daha çok yazı yazması ve araştırma yapması lazımdır. Aksi halde içimizde kanımızı emen, iç dinamiklerimiz ile borsa kağıdı gibi oynayan, Dış Politika’da hissettirmeden gerekli doneleri vererek Türkiye’yi yanlış yönlendiren bu Kripto Teşkilatları deşifre etmenin zamanı geldi de geçiyor. Bu ülke maskelenmiş yüzleri, kirli ilişkileri çözmeden özgür olamayacak. Türkiye vicdanı ile Tarihi ile ve ezberleri ile yüzleşmek zorunda.
Devlet içine kümelenmiş bu Kripto Güçlerle son kozunu paylaşmak zorundadır. Aksi halde yarın çok geç olacak. Artık Türkiye’nin daha fazla kan kaybetmemesi lazımdır. Ortadoğu özellikle bu dönemde bu kadar hareketliyken Türkiye durağan olmamalıdır.
Kripto Pakraduniler’in uzantılarını bu zamanda iyi analiz etmek gerekir. Bu Kripto Yahudi teşkilat aynı zamanda Kripto İranlı Yahudiler ile de birçok zaman beraber hareket etmektedir. Daha önceki Kripto Yahudiler yazımda Türkiye’de bazı önemli makamlara gelmiş siyasiler ve bürokratların bu Kripto İranlı Yahudilerden burs aldıklarını yazmıştım. Son dönemde zaten Türkiye’de artan İran zafiyetini görmek mümkündür. Yazılacak çok husus var lakin yazımı şimdilik burada bitiriyorum. İleride bu yapılanmalar ile ilgili yazılarım devam edecek.
Ve son söz: ‘’ Düşmanın en tehlikelisi, düşmanlığını gizleyendir’’
İRANLI KRİPTO YAHUDİLER VE BİLİNMEYENLER
11 Kasım 2013, 14:59Bu makale 3254 kez okundu
İRANLI KRİPTO YAHUDİLER VE BİLİNMEYENLERKoray KAMACI
Yahudilerin Dünyanın birçok yerine dağıldığı bilinmektedir. Bunların en bilinmeyeni ve dikkat edilmesi gerekenlerin başında da Kripto İran’lı Yahudiler gelmektedir. Baktığımız zaman bugün ABD ve İsrail’in, İran’a neden bu kadar sinir olduklarının ve bir kaşık suda boğmaya çalıştıklarının pek çok gerekçesi vardır. Bunlar ‘’petrol, nükleer kontrol ve Siyonist düşmanlığı’’ şeklinde sıralanabilir. Bunun dışında ise bugün özellikle İsrail ve ABD’de çok etkin olan bir grubun varlığını ve onların İran’la olan bitmemiş hesaplarını da göz önünde bulundurmak gerekmektedir. İran’ı yerle bir etmek isteyenler sıralamasında en önde bulunan bu grubun ismi İran Yahudileridir.
İran Yahudilerinin tarihi çok eskilere dayanır hatta bugünkü tahrif edilmiş İncillerde bile sıklıkla zamanın Pers ülkesindeki Yahudilerden bahsedilir. Yahudilerin İran’da ne aradıklarına gelecek olursak, Babil kralı Nebukadnazar Kudüs’ü ele geçirdiği zaman Yahudilerin sürekli isyan çıkartmalarına çok sinirlenerek onları toplu halde bugünkü Irak topraklarına sürmüştür. Daha sonra Pers kralı Cyrus gelerek Babil’i ortadan kaldırır ve Yahudilere özgürlüklerini kazandırır ve hatta Kudüs’te yıkılan tapınaklarını yapmaları için izin bile verir. Bu demokratik ortamdan çok memnun kalan Yahudilerde İran’ı baş turistik gezi ve yerleşim alanları yaptılar ve o zamandan beri çocuklarına verdikleri isimler arasına ‘’Cyrus’’ ismini de katmışlardır. Bugün İsrail’de İran kökenli Yahudiler ‘’Mizrahim’’ adı verilen grup içinde yer alırlar. Mizrahim ‘’Doğulu’’ demektir ve sıklıkla soyadı olarak kullanılır. İsrail’de İran Yahudileri son derece etkindir. Mesela yanında çalışan kızlara tecavüz ettiği suçlamaları sebebiyle sinir buhranları geçiren, eski İsrail Cumhurbaşkanı Moşe Katsav, gerçek adı Musa Ghassab olan bir İran Yahudi’sidir. İran’ın Yezd kentinde doğmuş ve beş yaşında ailesiyle İsrail’e göç etmiştir ve Farsçası ileri derecede iyidir.
Yine baktığımız zaman, Eski İsrail Savunma Bakanı ve yine İsrail’de Ulaştırma Bakanı olarak görev yapan Shaul Mofazda, Tahran doğumlu bir İran Yahudi’sidir. Hatta geçen senelerde Lübnan’da sivillerin üzerine bomba yağdırılması emirlerini veren ama Hizbullah karşısında maskara olduğu için görevden alınan eski İsrail Genelkurmay Başkanı Dan Halutzda bir İran Yahudi’sidir. Kısacası bugün İsrail’de İran’a karşı savaş planları hazırlayanların büyük çoğunluğu aslında İran doğumludur. Aslında bütün bunlar karşılıklı danışıklı dövüştür. Çünkü iki ülke de güçlerini birbirlerinden almaktadır. Psikolojik savaşı iyi yürütüyorlar. Zıtmış gibi duruyorlar, söylemleri birbirlerine karşı çok sert ama gerçekte masa başında önemli pazarlıklar yapılıyor. Tıpkı geçmişte ‘’İrangate’’ skandalının ortaya çıkması gibi… Özellikle son dönemde ABD’nin, İran ile yapılan diplomatik ilişki hamleleri iyi analiz edilmelidir. Hasan Ruhani’ye dikkat etmek lazım. Kripto Yahudiler buralara kadar yükselmek için İran’da çok çalıştılar. Gizliden ve derinden çalışmalar yapıldı. Ahmedinejad’dan sonra ki Dış Politika eksenini iyi takip etmek lazım diye düşünüyorum. Sözde Ilımlı diye başa getirilen Ruhani’yi ileriki tarihteki politikaları ve yaptıkları çok konuşulacaktır.
Bu arada İran Yahudilerinin etkin olduğu Ülkelerden biri de Amerika Birleşik Devletleridir. Mesela bugün Amerika’nın en zengin ve ünlülerinin ikamet ettiği Los Angeles’in Beverly Hills şehrinin belediye başkanı ‘’Cemşid’’ yani Jimmy Delshad isimli bir İran Yahudi’sidir. Seçim başarısının sebebi ise Amerika’nın bu en lüks şehrinde oturan ensesi kalın vatandaşların yarısının İran Yahudi’si olmasıdır. Peki, bu müthiş zenginliğin sırrı nedir derseniz onun da cevabı kolaydır. Humeyni’nin İran Şahı’nı mat etmesinden önce ki dönemde İran’ın zenginlerinin ve önde gelenlerinin çoğunun İran Yahudi’si olmasıdır. Bunların çoğu devrimden sonra soluğu Avrupa ve Amerika’da almışlardı. İran’dan kaçarken yanlarında götürdükleri zenginliklerinin de etkisi büyüktür. Başka bir ünlü İran Yahudi’si de ‘’Borat’’ adıyla tanınan İngiliz vatandaşı aktör ‘’Sacha Kohen’’dir.
İran’daki Yahudilerin devrim öncesi değerli İran halılarının Türkiye üzerinden Batıya pazarlanması ticaretinde tek söz sahibi olduklarını ve bugün Amerika’daki İran halısı satan işletmelerin çoğunluğunun sahiplerinin onlar olduklarını da söylemek gerekir diye düşünüyorum.
Bu konu ile ilgili şu hususu da dile getirmeden edemeyeceğim; dikkat edilmesi gereken bir husus olarak acaba ülkemizde bu İran Yahudilerinden ne kadar var ve bunlar hangi mevkilerde. Hangi stratejik kurumun başındalar veya siyasi uzantıları ne kadar kuvvetlidir. Bunlarında üstünde durmak gerekir. Benim bilgi aldığım Devlet içindeki bazı önemli ve sevdiğim ağabeylerim, bunlardan bazılarını benim kulağıma fısıldadı lakin bunları ben (şimdilik) buraya yazmıyorum. Gerektiğinde yazmasını da biliriz. İçimizdeki Kripto Yahudilere dikkat edilmesi gerekir. Yahudilerin tarihten beri yaptığı en ustaca şeylerden biriside çok iyi gizlenmeleridir. Günümüzde hangi önemli görevlerde bulunan bazı Siyasetçiler İran’lı Kripto Yahudilerden burs ve bazı konularda destek almıştır araştırın. Yazılacak çok şey var ama şimdilik bu kadar yeter diyorum ve yazımı her zaman olduğu gibi klasikleşen son söz ile bitiriyorum…
Ve son söz: ‘’ Düşmanların en tehlikelisi, düşmanlığını gizleyendir’’

Yorumlar kapatıldı.