İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Patrik Seçimiyle İlgili Bildiri ve Yanlışları

Değerli Okurlar,
Eş Patrik seçimini organize etmek ve yönetmek için oluşturulan, -yanlış olarak-  müteşebbis heyet denen Patrik Seçimi heyeti yeni bir bildiri yayımladı. Bilindiği gibi bu heyetin görevi, Ruhani Meclisin aldığı karar doğrultusunda Eş Patrik seçim sürecini başlatıp, sağlıklı bir şekilde sonuçlandırmaktı. Onların görevi de, onlardan beklenen de buydu. Oysa bu arkadaşlar görevlerini aşıp Ruhani Kurulun kararını ve Patrik hayattayken yeni bir patrik seçilemeyeceği gerçeğini ve geleneğini yok sayarak, Eş Patrik değil yeni Patrik seçme hevesine kapıldılar. Atanmış bir kurul olduklarını unutup, kendilerini göreve getiren ve seçimle göreve gelen Ruhani Meclisin üstünde yetkileri olduğu yanılgısına kapıldılar. Yanlışı görmek istemediler. Israrcı oldular. Taleplerini de ısrarla Ankara’ya ilettiler. Sonuçta Ankara’ya iki talep sunulmuş oldu. Son noktayı Ankara koydu. Seçimi askıya aldı ve Patrik Genel Vekili seçimine karar verildi. Olayı yargıya taşıdılar; yargı kararını beğenmediler üst yargıya gittiler vs.vs. Bakalım çabaları nereye varacak.

Öyle anlaşılıyor ki toplumu olumsuz olarak etkileyen bu yanlış kararlarında hala ısrarlılar. Oysa seçim konusunda öncelikli olarak yapılması gereken, her seçim öncesinde olduğu gibi 1961 tarihli ve sonraki 1990 ve 1998 patrik seçiminde de küçük farklarla uygulanan, Bakanlar Kurulu Kararı ile yayımlanan geçici Patrik Seçim Talimatnamesinin güncellenmesi,  yenilenmesi olmalıydı. Değişiklikle talimatname ya da yönetmelik eş patrik seçimine uygun hale getirilmeliydi.

Heyetin bildirisinden öğrendiğimize göre “fiili ve hukuki” varlıklarını sürdürüyorlarmış. Fiili varlıklarını sürdürdüklerini çabalarından anlıyoruz.
Ancak varlıklarının “hukuki” dayanağının hangi yasa, hangi yönetmelik olduğunu yazmamışlar. Sonuç olarak kendilerini atayan Ruhani Meclis kararlarına uymadıklarından görevleri sona ermiştir.   
Heyetin ısrarla sürdürdüğü iki temel yanlış var.
Birincisi, atamayla göreve geliş nedenlerini çarpıtmaları.
Bu heyet (aşağıda okuyacağınız gibi) Ruhani Meclisin aldığı karar doğrultusunda Eş Patrik seçimi için görevlendirildi. Ama asıl görevlerini bir yana bırakıp Ruhani Meclis kararını yok sayan sözde bir kararla olayı çıkmaza soktular.
İkincisi, bir kuralı unuttular, gelenekleri. Gelenekler yasanın, yönetmeliğin olmadığı yerde geçerli mevzuattır. Bizim kilisemizin geleneğinde, (aşağıda okuyacağınız gibi) Eş Patriklik geleneği vardır.  Bu Heyet kilisemizin gelenek ve kurallarında eş patrik yoktur yanlışından hareket ediyor.
Önce geriye dönüp bakarsak bu heyetin eş patrik seçimini engellemek için ileri sürdüğü iki temel neden var:
1.- Bu heyet eş patrik seçimi için değil yeni patrik seçimi için atanmıştır. Bizim eş patrik seçiminden haberimiz yoktu. Zaten bize de atanırken eş patrik seçimi demediler.
2.- Geleneklerimizde, kilisemizin gelenek ve kurallarında eş patrik yoktur. Bu yüzden de karşıyız.
Şimdi ileri sürülen bu nedenleri inceleyelim.
1.- Bu heyetin eş patrik seçmek için değil yeni patrik seçmek için atandığı, hele hele bundan haberdar olmadıkları iddiası açıkça toplumu yönlendirme amaçlı bir yanıltmadır.
Ruhani Meclisin 24 Aralık 2008 tarihli toplantısında[i]Patrik Mesrob II’nin hayat boyu patrik olarak kalacağı kararı alındı ve patriklik web sayfası Lraper’de yayımlandı. Daha sonra 2 Mart 2009 tarihinde Lraper’in Ermenice sayfasında yayımlanan bildiri ile “Ruhani Kurul[ii],” Patrik Mesrob II ölene kadar patrik olarak kalacağından “eş patrik” seçimine karar verildiğini açıklıyordu. Bu kararlar cemaat basınında da yer alıyordu. Ayrıca 12 Ekim tarihli Aksiyon Dergisinde yayımlanan,  Hyetert’de de yer alan Başepiskopos Aram Ateşyan ile yapılan röportajda, yakında eş patrik seçimi yapılacağı açıklanıyordu.[iii]: 6 Kasım 2009 tarihinde Başbakanla görüşen Başepiskopos Aram Ateşyan başkanlığındaki heyet, Başbakana eş patrik seçimi için başvuru yapılacağını bildirmişti[iv]. Bu haber de hem Lraper’de hem de cemaat ve ulusal medyada yer almıştı. Son olarak 3 Aralık 2009 tarihli bildiride Ruhani meclis kararı tekrar belirtilirken “eş patrik” seçimi için başvuru yapılma kararı ve başvuru yapıldığı açıklanmıştı[v]. Eş patrik seçimi başvurusu da hem cemaat medyasında hem de ulusal basın ve televizyonlarda yer almıştı.
Bütün bu bildiri ve yayınlara rağmen biz eş patrik seçmek için atanmadık demek, bizim eş patrik seçiminden haberimiz yoktu, bize patrik seçimi dendi demek hiçbir şekilde savunulamayacak yanıltma ve yönlendirmedir.    
2.- Kilisenin geleneklerinde ve de kilise kurallarında eş patrikliğin olmadığı iddiasına gelince.
Öncelikle böyle bir iddianın Ermeni Apostolik kilisesine bağlı bütün din adamlarını cehaletle suçlamak olacağını belirtmek gerekir.
a) Yukarıda açıklandığı üzere, “eş patrik” seçimi kararı Türkiye Ermenileri Patrikliğinin tek legal organı olan Ruhani Meclisçe alınmış ve bütün din adamlarımız tarafından da onaylanmıştır. Bu da yetmezmiş gibi üç Başepiskopos resmen aday olmuştu. Dahası eş patrik seçimine ne Katolikosluklar, ne patriklikler, ne de episkoposluklardan karşı çıkan olmuştur. Demek ki kerameti kendinden menkul bu heyetin dini konularda bildiğini kilisemize bağlı din adamları bilmiyormuş.
b) Kilisemizin tarihinde pek çok defa “eş Katolikos”lar seçildiği bilinmektedir. Ormanyan’ın Azkabadum’unda görülebilen pek çok Kudüs “eş patriği”nin adları da Marmara gazetemizde tekrar yayımlanmıştı[vi]. Dahası yakın geçmişte Kudüs eski patriği hastalandığı zaman, Patrik hastalık nedeniyle görevden alınamayacağından, “eş patrik” seçebilmek için bir komisyon kurulmuş ve bu komisyon bir “eş patrik seçimi yönetmeliği” hazırlamıştı[vii]. Demek ki,  hem eş patrik isteyen patriklik hem de bu heyette yer alan çok değerli din adamlarımız Başepiskopos Khajag Barsamyan, Başepiskopos Kisak Muradyan, Papken, Goryun ve Norayr rahipler de, bu beylerin sahip olduğu bilgiden yoksunmuş. Tabii bu yönetmeliğin hazırlanmasına karşı çıkmayan bütün din adamlarımız da bu heyetçe cahil ve bilgisiz kabul edilmektedir.
c) Deniyor ki 550 yıllık kilisemizde böyle bir uygulama yoktur. Böyle bir savunmayı sıradan bir insan bile yapsa kınanır. Her yeni kurum ya da kural ihtiyaçtan doğar. “Müteşebbis heyet” denen gariplik de yine ihtiyaçtan doğmadı mı? 500 yıllık gelenekte hem de kendini Ruhani Meclisten üstün gören böyle bir heyet mi vardı? Hovagim Episkopos Fatih Sultan Mehmet’e biz 1460 senedir patriklik değiliz, geleneklerimizde yok deyip patrikliği reddedebilirdi bu mantıkla. Mecelle “İhtiyaç yasağı mubah kılar” diyor. Sanırım bu heyet her şeyin bir ilki olduğu gerçeğini de kabul etmiyor.
3.-  Son olarak, diyelim ki geleneklerde yok, diyelim ki her şeyi siz biliyorsunuz. Ruhani meclis farzı muhal yanlış bir karar almış olsun. Bütün din adamlarımız da yanlış yapıp eş patrik seçimine karşı çıkmamış olsun. Hiçbir din adamımızı rahatsız etmeyen bu karar sizleri neden rahatsız ediyor.
Amaç halk tarafından seçilmiş bir patriğe sahip olmak ise, adı eş patrik ya da yeni patrik olmuş, bundan din adamları rahatsız değilse biz sivilleri neden ilgilendirsin. Eş patrik seçimine karşı çıkarak kraldan çok kralcı olmanın, din adamlarımıza rağmen eş patrik seçimini engellemenin amacı nedir?
Kanımızca burada temel iki amaçtan söz edilebilir.
Türkiye Ermenileri patriği Mesrob II’yi sevmeyen bazı cemaat ve basın mensuplarının varlığı sır değil. Patriğin hastalığından yararlanıp intikam almak isteyenlerin bulunması bizi hiç şaşırtmaz. Ne var ki bu girişimin başarılı olması en çok Patriği seven binlerce insanı ve elbette başta annesi (Diramayr) olmak üzere yakınlarını üzecektir.
İkinci amaç, basının bir kesimini arkasına alarak meşhur ve kahraman olmak olabilir. Nitekim bu girişim yüzünden bu heyet günlerce basında yer almış, bazı basın mensuplarınca desteklenmiş ve bazı heyet üyeleri öne çıkarılmıştır. Patriği görevden almakla övünmek nedense önemli görülüyor galiba. Özellikle patriklik ve kilise karşıtlarının ve de konuyu tam bilmeyen bazı liberal ve solcu yazarların gözünde değerli olmak da bu amaçlardan biri olabilir.
Ne diyelim Allah hepimizin gönlüne göre versin.
Sevgiler.
HYETERT Aralık 2014
      



Ruhani Meclis üyeleri, Patrik Mesrob II Hazretleri’nin, Türkiye Ermenileri Patrikliği yetki sınırları içinde bulunan Ermeni cemaatinin, hayat boyu Ruhani Önderi olduğunu ilan etme kararını oy birliğiyle aldılar.
geleneklerimize göre Patrikler ölene kadar görev yapmak üzere seçildiğinden, Patrik Hazretleri (Badriark Hayrın) Mesrob II’nin ölene kadar Patrik (Badriark) kalacağını ve (Atoragizs Badriark) eş patrik seçimine karar verildiğini açıklamıştı.
[iii]http://hyetert.com/yazi3.asp?s=0&Id=548&DilId=1“Ruhani meclis de Mesrob II’nin son nefesine kadar patrik kalacağını ilan etti. Birkaç ay içinde yapılacak seçimle bir eş patrik seçilecek. Seçilen kişi eş patrik olarak patriğin tüm yetkilerine sahip olacak.  Eş patrik, Mesrob II’nin vefatı durumunda Türkiye Ermenilerinin 85. patriği olacak. Gerçi kimin önce öleceğini de Tanrı bilir. Tıpta şifa yok ama Tanrı’nın mucizeleri de çok. Şifa bulması için hepimiz dua ediyoruz.”
Sayın Başbakan’a Patrik Mesrob II. Hazretleri’nin sağlık durumu hakkında da bilgi verilerek kendisi hakkında iyi bir haber veremeyeceklerini ifade etti. Ruhani Meclis Başkanı, başkanlığını yaptığı Ruhani Meclis’in aldığı karara da değinerek Ruhani Reisimiz’in ömür boyu Patrik ünvanını taşıyacağını belirtti. Ayrıca, Patrik Hazretleri’nin mevcudiyetinin yanında, cemaatin bir Ruhani Reis’in varlığını arzu ettiğini de vurguladı. Bu durumda bir Eş Patrik seçimi için başvuru yapılmasının uygun olacağı düşünülmüş olduğundan bu konuda resmi müracaatın yapılacağını da belirtti.
“Patrikliğimiz Ruhani Meclisi, Patrik Hazretleri’nin seçilmiş olmasını göz önünde bulundurarak, 24 Aralık 2008’de Patrik Hazretleri’ni hayatının sonuna kadar Türkiye Ermenileri Patrikliği’nin ruhani yetki sınırlarında yaşayan cemaatimizin ruhani önderi olarak tanıma kararı almıştı. 2 Mart 2009’da ise gerekli görüldüğü takdirde eş-patrik seçimine gidilmesine karar vermişti.
Ruhani Meclis’in 13 Kasım 2009 tarihli oturumunda Eş-Patrik seçimi için başvuruda bulunulması kararlaştırıldığı cemaatimize duyurulur.” Aynı duyuruda eş patrik seçimi başvurusu yapıldığı da açıklanıyordu: “Patrik Vekili Başepiskopos Şahan Sıvacıyan, Ruhani Meclis Başkanı Başepiskopos Aram Ateşyan, Ruhani Meclis Sekreteri Kıdemli Peder Krikor Damatyan 3 Aralık 2009, Perşembe, saat 15.15’de Vilayet’e giderek Vali Muammer Güler tarafından kabul edildiler ve resmi başvuru yazısını sundular.”

Yorumlar kapatıldı.