İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni Kültür İzleri Söyleşi

İnsan Hakları Haftası çerçevesinde, Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyonumuzun Etkinliği:  15 Aralık 2014 Pazartesi Günü, saat 19.00’da Cezayir Toplantı Salonunda Zakarya Mildanoğlu bir sunum ve söyleşi gerçekleştirecek. Basını ve dostları bekliyoruz.

 Ermenilerin yaşadığı yerleşimlerin tümünde, “Gavur Mahallesi” olarak da adlandırılan, en az bir Hayots Tağ  (Ermeni Mahallesi) yer alıyordu. Bazı yerleşimlerde ise Verin, Varin, Miçin (Yukarı, Aşağı, Orta) olmak üzere üç farklı Ermeni mahallesi ve yakınlarında da Hayots Şuga (Ermeni çarşısı ya da pazarı)  olarak adlandırılan bir bölge de bulunuyordu.
Mahalleyi çamurdan da olsa sokaklar, sokakları ise yapılar şekillendirirdi. Bu yapılar okul, kilise, cami, sinagog gibi dini yapılar; evler ve bahçeler, bostanlar, çeşmeler, üretim ve ticaret yaptıkları dükkanlar, hanlar, hamamlar, atölyeler, devlet dairelerinden oluşurdu.
   Her yerleşimde olmasa da, mahalleleri birbirinden ayıran ve üzerinde köprülerin yer aldığı dereler akardı.
   Mahallenin biraz uzağında da olsa, içinde basit bir mezar taşı yanında khaçkar (mezar taşı) olarak adlandırılan ve taş işleme ve ustalığının eşsiz örneklerinin yer aldığı mezarlıklar yer alırdı.
   Bu mahallelerden ve dünya nimetlerinden oldukça uzakta, kuş uçmaz kervan geçmez bir dağ tepesinde ise, her biri yapı sanatı açısından anıtsal niteliğe sahip, araştırmacıların ilgi merkezinde olan Ermeni manastırları ve adak merkezleri yer alırdı. Bu merkezler derdine derman arayanlar yanında  yolculuğa çıkmış ve birkaç gece barınmak isteyen her milletten insana da ev sahipliği yapardı.
   Yine mahallelerden biraz uzakta bir dağın tepesinde Ermenilere de ev sahipliği yapan kaleler vardı.
   1915 öncesinde Ermenilerin bu topraklarda iki bini aşkın okul ve üç bini aşkın kiliseye sahip olduklarını düşünürsek, bu mahallelerin kültürel zenginliğini anlamamız biraz daha kolaylaşır ve aklımıza ‘ne oldu bunlara?’ sorusu gelir.
   Mahalle; yaşlısı, genci, bebesi, kadın ve erkeği ile insan demektir.
   Anadolu’nun bu mahallelerinde artık Ermeni kalmadı. Geriye az da olsa üç beş taş parçası, iki üç satır yazı, bir işaret, direnen boynu bükük duvarlar,  tabak, kilim, halı, çini, bir gerdanlık, bir sayfa yazının, bir yazmanın kenarına işlenmiş “bizi de unutmayın” diyen imzalar kaldı.

Zakarya Mildanoğlu

Yorumlar kapatıldı.