Hülya Sancak
21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, birtakım konferanslar ve görüşmeler için hafta sonu Almanya’daydı. Konferanslar sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Özdağ, BOP ve Ermeni sorunuyla ilgili soruları yanıtladı… Ben bu konuyla bir bakanlık yetkilisiyle konuştum hiçbir çalışmamız yok dedi. Ben hükümetin böyle kapsamlı bir karşı koyma stratejisinden çok, “Biz yapmadık İttihatçılar yaptı” noktasına doğu kaydığını görüyorum. Zaten başbakan ve cumhurbaşkanı Ermenilerden özür dilediler. Şimdi bu özrün bir üst aşamaya taşınacağını düşünüyoruz. PKK’ ya silah bırakmasınlar çağrısında bulunan, biz bu hatayı yaptık soykırıma maruz kaldık diyen şahsın şimdi başbakanın başdanışmanı olduğunu görüyoruz… Kısa bir süre önce önemli bir Ermeni milliyetçisi “Türkiye’nin parçalanma süreci başlamıştır, buna çok dikkat etmeliyiz şeklinde bir açıklama yaptı. Ermenistan , Türkiye’nin jeopolitik bir parçalanmaya maruz kalması durumunda kendisine bir pay düşeceğini düşünüyor.
***
21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, birtakım konferanslar ve görüşmeler için hafta sonu Almanya’daydı. Konferanslar sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Özdağ, BOP ve Ermeni sorunuyla ilgili soruları yanıtladı.
Türk ÜNİD organizasyonunda gerçekleşen konferanslardan ilkini, Köln Üniversitesi’nde veren Ümit Özdağ burada ağırlıklı olarak değişen dünya düzeni ve bu düzende Türkiye’nin konumu ve siyaseti üzerine konuştu.
Köln konferansında ilk bölümde, gelişen ve değişen siyasal ve ekonomik güç dengelerini anlatan Ümit Özdağ ikinci bölümde, Türkiye’nin bu düzendeki yeri ve gelecekte olabileceği yeri anlattı. Bu bölümde daha çok bölgedeki savaşa ve iç siyasete değinen Özdağ, konferans sonunda dinleyenlerin sorularını yanıtladı.
Başbakanla Cumhrubaşkanının seçim hedefi farklı
Köln’den sonra Duisburg’ta Merkez Ülkü Ocağı’nda vatandaşlarla biraraya gelen Prof. Dr. Ümit Özdağ burada Ak Parti, seçim ve açılım süreci ağırlıklı konuştu. Özdağ “Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Başbakan Davutoğlu’nun seçim hedefi bir birinden farklı. Başbakan yüzde 45’i hedeflerken Erdoğan seçimde yüzde 50’nin üzerine çıkmak istiyor. Çünkü yüzde 50’nin üzerine çıkarsa Davutoğlu’nun başbakanlığı gidecek, başkanlık rejimine geçilecek.Oy oranı yüzde 45’te kalırsa, Davutoğlu’nun başbakanlığı devam edecek, Türkiye parlamenter sistemde devam edecek” diyerek önümüzdeki seçimlerin önemine vurgu yaptı.
CHP oy kabedebilir
Seçimlerde CHP’nin ciddi oy kaybına uyrağayabileceğini ifade eden Özdağ, partiden ayrılan ulusalcılara da dikkat çekerek, CHP’den MHP’ye oy kayması olabileceğini belirtti ancak önemli olan CHP’den gelen oylar değil, MHP’den Ak Parti’ye kayan vatanseverlerin oylarının geri dönmesi ve yeni oyların gelmesidir, sözleriyle MHP’nin seçim sürecindeki önemine dikkat çekti.
Yeni Türkiye’de siyaset anti-demokratik
CHP’deki bölünmelerle ve Kılıçdaroğlu’nun MİT müdahalesinden söz etmesiyle ilgili bir soruya da Özdağ, “CHP genel başkanının iddia ettiği gibi dışardan dan müdahaleler olabilir. Çünkü Yeni Türkiye’de siyaset her türlü anti-demokratik yöntemin kullanıldığı bir siyaset tarzına dönüştü. Ama öte yandn CHP içide de Türkiye’nin gelecegi ile ilgili farklı projeksiyonların da olduğunu görüyoruz” sözleriyle yanıt verdi.
Sığınmacı politikası yok
Türkiye’deki sığınmacı sorununa da değinen Ümit Özdağ, “Uluslararası standartlar sığınmacıların sınıra 70 km’de kilometre mesafede tutulması gerektiğini öngörüyor. Ancak onlar Türkiye’de her yere dağıldı. Bu yetmiyormuş gibi, kim olduğuna bakılmadan sığınmacılara vatandaşlık/ kimlik veriliyor. Mülteci alırken doğru dürüst bir planlama yapılmadığı için, sokaklarda dilenenler oluyor, kadınlar kızlar parayla satılıyor” sözleriyle Türkiye’nin plansız ve ne olduğu anlaşılamayan sığınmacı politikasına değindi.
Toplantı sonunda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Özdağ’ın yanıtlarından satıraraları şöyle:
BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) eşbaşkanlığı hayali suya mı düştü?
Başbakan aslında, ben BOP eşbaşkanıyım derken de doğruyu söylemedi çünkü o, BOP içinde bir altkurumsal yapının eşbaşkanıydı. Ancak bugün ABD içinde BOP’tan çok fazla bahseden kimse kalmadı. Bu bir psikolojik operasyon, bölgeyi dönüştürme aracı olarak büyük ölçüde işlevini gördü. Artık Amerikan devleti içinde yeni bir aşamaya geçilmesinin kavgası yapılıyor. Kısa bir süre önce, ABD savuma bakanı istifa etti. Bunun nedeni, liberallerin bir an önce ABD’yi 3 trilyon dolar harcadıkları Ortadoğu “bataklığında” daha fazla takılmadan ağırlığı Çin etrafinda Pasifik dünyasına verme görüşleri. Ama hala etkili olan cumhuriyetci şahin gruplar, İsrail’in güvenliği üzerinden ABD’nin Ortadoğu’da bir süre daha kalması gerektiği görüşünü savunuyor. O yüzden bu iki fikir arasındaki çatışma bitmeden ABD’nin ne yapacağını bilemiyoruz. Ancak önümüzdeki secimlere yani 2016’ya kadar ABD’nin
Ortadoğu’ya yoğun bir şekilde angaje olmasını küçük bir ihtimal diye düşünüyorum .
Parçalanma süreci devam ediyor…
Prof. Özdağ, “Aslında BOP’n başlama sürecinde tetiklenen belirli ülkelerin bölünmesi süreci gelecek 30 yıla yayılmış olarak devam ediyor” dedikten sonra, BOP’un başlama tarihinin aslında 70’li yılların ortaları olduğunu ve o yıllardan itaberen geliştirilerek ,Ortadoğu’nun özellikle etnik mezhep savaşları körüklenerek parçalanacağını anlattı ve projede Irak’ın 3’e Suriye’nin 4’e bölüneceğinin ögörüldüğünü ifade etti.
Türkiye’nin aslında bu çatışmaları kendi sınırları içine sıçramasını önleyen bir strateji geliştirmesi gerekli ama bugünkü strateji bu çatışmaları sınırlarımız dışında tutucu değil, aksine sınırlarımız içine taşıyan bir strateji.
2015 için Ermeni meselesiyle ilgili bir çalışma var mı?
Ben bu konuyla bir bakanlık yetkilisiyle konuştum hiçbir çalışmamız yok dedi. Ben hükümetin böyle kapsamlı bir karşı koyma stratejisinden çok, “Biz yapmadık ittahatçılar yaptı” noktasına doğu kaydığını görüyorum. Zaten başbakan ve cumhurbaşkanı Ermenilerden özür dilediler. Şimdi bu özrün bir üst aşamaya taşınacağını düşünüyoruz. PKK’ ya silah bırakmasınlar çağrısında bilumum , biz bu hatayı yaptık soykırıma maruz kaldık diyen şahsın şimdi başbakanın başdanışmanı olduğunu görüyoruz.
Ermenistan toprakları üzerine mi Kürdistan hayalı kuruluyor?
Kısa bir süre önce önemli bir Ermeni milliyetçisi “Türkiye’nin parçalanma süreci başlamıştır, buna çok dikkat etmeliyiz şeklinde bir açıklama yaptı. Ermenistan , Türkiye’nin jeopolitik bir parçalanmaya maruz kalması durumunda kendisine bir pay düşeceğini düşünüyor.
Hülya Sancak/ Köln-Duisburg
Yorumlar kapatıldı.