İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Tarih tekerrür mü edecek?

Mehmet Sögüt
Tarihteki en büyük ihanetçilerimizden İdris-i Bitlisi, on altıncı yüzyılda bizi Osmanlı’ya bağlayarak, Kürt tarihinde kanlı ve zorlu bir dönemi başlatmış oldu. Çünkü o günden sonra, Kürtler kan ve zulüm içinde yaşayacaklardı. Bu büyük sorunun İdris –i Bitlisi ihanetiyle başladığını, Mir Celadet Bedirxan’da teyit etmektedir. 1915 ise, Kürt halkının felce uğrama yılının başlangıcıdır. Çünkü yanı başlarında Ermeni kardeşleri katledilirken seyircilerdi. Hatta Kürtlerden oluşan Hamidiye Alayları ve bazı Kürt derebeyleri katliamda etkin rol alacaklardı.Orada bin bir şekilde öldürülen Ermenilerle birlikte, Kürtlerin ölüm fermanı yazılmaktaydı.

İttihat Terakkicilerin kışkırtmalarıyla tarihi fırsatlar birer birer elden kaçıyordu. Malum, biz Ortadoğu halklarının bir özelliği körü körüne dine bağlanmaktır. O toprağın yeni konukları, bu durumu çok iyi kullanıyorlardı.

Kürtler ve Ermeniler gözlerini açtıkları zaman çoktan tren kaçmıştı. Artık yetişmeleri neredeyse imkânsız gibi görünüyordu.
Halkların tarihini belirleyen tarihi dönemeçler vardır. Biz Kürtlerin kurtuluşu için böylesi tarihi fırsatlar, Birinci Dünya Savaş’ı dönemlerinde ve hemen sonrasında yakalanmıştı. O dönemde Kürt ve Ermeni öncüleri güçlü ve uyanık bir siyaset izleselerdi, bugüne kadar yüz binlerce Kürt ve Ermeni ölmeyecekti.
Güney Kürdistan’a bir hükümet düşünülürken, Osmanlı Türklerinin kışkırtmasıyla Şeyh Mahmut Berzenci İngilizlere savaş ilan edecekti.
Balkan halkları tek tek Osmanlı ile yollarını ayırırken, biz Kürtler özerk olmak şartıyla onlarla yaşamak istiyorduk. Kardeş deniliyordu günümüzde olduğu gibi. Hâlbuki yanı başımızda aynı ırka mensup olduğumuz Ermeniler gözlerimizin önünde katledilmişlerdi.
Ve karşı taraf deneyimliydi. Yeni ayak oyunlarına ihtiyaçları vardı. Sevr Antlaşması’nı engelleme derdindeydiler. Hemen Kürt Teali Cemiyeti çağrılır ve özerklik için bir antlaşma yapılır. Yeni antlaşmaya göre, Kürtlerin çoğunlukta yaşadığı bölgeler, Osmanlı’ya bağlı Kürt bir Mir tarafında yönetilecekti. Antlaşmayı imzalayanlardan biri olan Kürt Seyit Abdulkadir Bey, daha sonraları idam edilecekti.
Yukarıda belirttiğim hususlar konusunda Mehmet Bayrak’ın, ‘’KÜRT VE ALEVİ TARİHİNDE TABULAR YIKILIRKEN’’ adlı kitabını okuyabilirsiniz. Söz konusu kitapta antlaşma metni mevcut.
10 Ağustos 1920’deki Sevr Antlaşması bize bir şey kazandırmadı. Çünkü bilinçsizdik. Dünyaya sadece din gözlüğüyle bakıyor ve Türk egemenlerinin her türlü sözlerine itikadımız vardı. Böylece Lozan Antlaşması’yla son noktayı koydular. Hâlbuki yeni cumhuriyet Türk ve Kürtlerin olacaktı. Ve bu vaatlerle halk kurtuluş mücadelesine çağrılmıştı.
Gerisi hepimizin malumu, peş peşe gelen katliamlar, yasaklar, aşağılamalar vs.
Demek istediğim şu; yine tarihi bir dönemece geldik. Ortadoğu kaynıyor. Yeni devletlerin oluşacağı kesindir. Ve Türk devleti bunu engellemek için elinden ne geliyorsa onu yapıyor. Önce DAİŞ’in eliyle Kobane’de Kürtleri boğdurmak istedi. Açıkça destekledi DAİŞ’i. Ki hala da destekliyor. Olmadı YPG – YPJ kahramanca bir direniş geliştirdi. Devşirme Türk Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ın ve şürekâsının sevinçleri gırtlaklarında kaldı.
KDP ile PKK’nin arasını açmaya çalıştılar. Olmadı. Tüm planları birer birer suya düştü.
Daha öncesinden PKK’yi oyalamaya başlamışlardı zaten. Ve ne hikmetse, ‘’Barış olacak’’ dedikleri zaman hep umutlandık. Demek ki daha akıllanmamışız. Kobane’de Türk devletinin düşmanlığına bir kez daha tanık olacaktık. Ve asla onlara güvenmemek gerektiğini bilince çıkaracaktık. Bu durumu Sayın Murat Karayılan şöyle dile getirecekti, ‘’Yine bizi sırtımızdan bıçakladınız.’’
Bugünlerde yine dört beş ay içinde Kürt sorunun çözüleceğini söylüyorlar. Hayır, kesinlikle Kürt sorunu dört beş ay içinde ve Türklerin denetiminde çözülmeyecektir. Sadece tuzak peşindeler. Hele silah bırakmak, o coğrafyada intihardır.
Türk devleti yine tarihi tekerrür ettirmek istiyor. Bence biz mücadelemizi yükseltmekle ve yedi milyon diaspora Ermenileriyle sağlam ilişkiler geliştirerek yolumuza devam etmeliyiz. İsrail ve diğer Ortadoğu demokratlarını da unutmayarak…
Tarih tekerrür etmeyecek kanımca.

Yorumlar kapatıldı.