İlk Ermenistan gezim 1994 yılında, Deprem sonrası Ermenistan’a tıbbi yardım götürmekle başladı. O tarihten Eylül 2014 tarihine kadar birçok kez Ermenistan’a gittim, ortalama 4 senede bir giderim, her gidişimde yeni bir küçük veya büyük gelişme gördüm. Son olarak 15.9.2014-25.9.2014 tarihleri arasında 22 Alman dostlarımla Ermenistan’da idim.
Bu gezi Almanya Ermenileri Ruhani Liderlik tarafından ananevi olarak düzenlenen ”Ermenistan’a İnanç Gezisi” adı altında düzenlenmişti. Bu geziye ben ve eşim beraberce özel olarak katıldık.
İnanç gezisi Ermenistan’ın hareketli günlerine tesadüf etti, şöyle ki bir taraftan Ecdmiazin Yüksek Ruhani Kurul toplantıları, Episkoposlar meclisi, Ermenistan-Diaspora İlişkileri Toplantıları, Ruhani Liderlik Temsilciler Toplantıları ve Ermenistan Cumhuriyetinin Bağımsızlığın 23. Yıl Dönümü Kutlama Etkinlikleri, kültürel ve sosyal içerikli yoğun toplantılar nedeniyle Ermenistan sokaklarında kalabalık bir turistler akımı gözleniyordu. Bunlara ek olarak Bağımsızlığın 23. yıl dönüm kutlamalarına sahne almaları için dünyanın çeşitli ülkelerinden davet edilen ünlü ermeni sanatçıların arasında Türkiye Ermeni Toplumundan Sibil’i sahnede görmek ve Ecdmiazin- Vagarşabat Folklar, Gösteri ve Müzik Gurubunun kuruluşunun 10 yıl kutlama etkinliğine davet edilen sanatçılar arasında sınıf arkadaşım, dostum ses sanatçısı Marten Yorgantz’ın da sahne aldığını görmek bana ve eşime ayrı bir haz, ayrı bir gurur veridi.
Ermenistan yalnız başşehir Erivan değildir. Ermenistan, 1988’de yaşadığı elim depremle resmi olmayan kaynaklara göre 50.000 insanını kaybetti (resmi rakam 25 bin). 1991 başlayan daha sonra ateşkesle devam eden Karabağ savaşı yaşayan, ambargo altında bulunan, denize çıkışı olmayan, çevresindeki 4 komşusundan 2 zengin ülke ile siyasi ve diplomatik ilişkileri olmayan, ticari ilişkileri ise yok denecek kadar zayıf olan, dış dünyaya hava yolu dışında, kara yolu ile yalnız Kuzey ve Güney komşusu üzerinden bağlanabilen, sanayisi zayıf, mevcut ekonomik sorunlarını aşmaya çalışan, çözüm arayan, güçlü bir diasporaya sahip olan, asırlardır var olan çok zengin bir kültür varlıklarına sahip, ulusal bütçesinin büyük bir bölümü ordusuna ve askeri harcamalarına kullanmak zorunda olan bir Ülke: Ülkede sanayi ve üretim çok yetersiz, son yıllarda turizm ve inşaat sektöründe hareketlenme ve gelişme görülmekte, fakat bu gelişme, ülke kalkınmasına yeterli katkıyı sağlayamadığı söylenmektedir. Ülkenin sosyal güvence, ihtiyarlık, sağlık sigorta sistemi gelişmemiş ve toplumda sınıflar arasında fark uçurum boyutunda. Yaşlıların çoğu sokaklarda, pazarlarda kurutulmuş meyve, el işi, dantel gibi ürünleri satarak geçimini sağlamaya çalışmakta. Halkın büyük çoğunluğunun eğitim ve kültür seviyesi oldukça yüksek fakat bunu değerlendiremiyor, kendine iş bulamıyor. Genç nesil yarınlara umutla bakıyor. Ben şahsen, yarınlara yönelik bugün yetişen Üniversite gençliğinden umutluyum.
Ermenistan’ın iç siyaseti ve halkın günlük yaşamı, Sovyetlerin yıkılmasından sonra fırsatları değerlendirip zengin olan, rüşvet yolu ile büyük servetler edinen Oligarkların elinde, oligarklar halkın yaşamı üstünde çok etkili kişiler, sokaktaki halk, işsizlikten şikâyetçi, hatta aralarında komünizm dönemini arayanlar bile var. Halkın çoğunluğu varını yoğunu satıp kurtuluşu Ermenistan dışına çıkmanın yollarını aramakta. Hemen hemen her Ermenistanlı ailenin, Ermenistan dışında bir akrabası veya yakını var. Ermenistan halkı, yurt dışındaki yakınlarının gönderdiği yardımlarla yaşamını sürdürmektedir. Halk kurtuluşu dış göçte görmekte, kanımca yönetim de bu teşvik etmekte, yönetim siyasi istikrarsızlık nedeniyle yeterli yatırım yapmakta zorlanmakta, umudu dış yardımlara bağlamaktadır.
Ermenistan 3. Cumhuriyeti bağımsızlığının 23. yılını coşku ve gururla 21 Eylül 2014 tarihinde büyük bir ihtişamla ve şölenlerle kutladı, kanımca fakir bir ülke için daha mütevazı bir kutlama olabilirdi:
Ermenistan’ı daha iyi tanımak ve daha doğru bilgi almak için köylere gitmenin doğru olacağını sanıyorum.
Ermenistan hakkında, Taksi şoförlerinden, köy halkından, devlet memurlarından akademisyenlerden, meslektaşlarımdan aldığım direkt bilgiler genellikle olumlu ve ileriye dönük ümit verici, ancak ben halkın dayanma direncinin gittikçe zayıfladığını izledim. Şahsen,ben bu gidişimde Ermenistan’da geçen senelere kıyasla olumlu büyük bir gelişme izlemedim, Ülkede turizm, inşaat sektörü, Bayındırlık ve yol yapımı işleri eksikleri olmasına rağmen hızla gelişmekte. Ancak bunlar Ülke kalkınmasında katkısı yetersiz. Ülkenin kuzeyinde Gürcistan sınırı yakınlarındaki Allahverdi kentindeki Bakır Üretim fabrikasının yakın zamanda içinde üretime başlayacağı söylenmekte. Bence, Ülkenin ticari ve sanayi hayatı, Ülkenin siyasi hayatına ve siyasi istikrarıyla çok yakından ilgili. Ermenistan pazarlarında sıklıkla Türk mallarına rastlanmasına rağmen, genellikle Ermenistan halkı, Ermenistan-Türkiye sınırının açılmasına sıcak bakmıyor, bu konuda çoğu kaygılı ve endişeli:
Her şeye rağmen, Ermenistan bu haliyle bile, Diaspora Ermenisi için, kendi etnik yapısını daha iyi tanıyabilmesi, kültür değerlerini yakından görebilmesi, Ruhani dünyasının mistik havasını, dini İnancının ulviyetini bizzat merkezinde, Ana Taht Ecdiamzin’de yaşabilmesi açısından tatilini geçirebileceği çok uygun bir ülke. Bu nedenle tüm dosyalarımızı tatillerini Ermenistan’da geçirmeye davet ediyorum.
Ermenistan halkı, başkenti Erivan ile gurur duymaktadır, bilindiği gibi Erivan kenti, Atina ve Roma’dan daha eski bir kent. Anlatımlara göre, Nuh’un gemisi, tufanda Ararat dağının zirvesine oturmuş, tufan geçince karşı tarafta bir kara parçası görülünce Nuh ”YEREVATZ”(Görüldü) diye haykırmış ve böylece Yerevan (Yerebuni-Erivan) adı doğmuş. Ararat dağı (Ağrı) Erivan’ın 50 km batısında, Türkiye sınırları içinde 5000 m yükseklikte sönmüş bir volkandır. Ermeniler için bu dağ özel bir anlam ifade etmektedir. Ararat dağı Ermeniler tarafından geçmişin, acıların, yaşanan dramının ve çilelerin, umudunun simgesi olarak algılanır.
(devam edecek)
Dr.med. Sarkis Adam / sarkis_adam@yahoo.de
Yorumlar kapatıldı.