Mustafa Elveren*
1300 yıldır yerinde sayan, değiş(e)meyen, hala “en hakiki Müslüman biziz” diyen bazı Alevilerin aklına şaşarım. Bu akılsızlar “İslam; barış, bilim, birlik… Dinidir” diyorlar. Hâlbuki esas barış, bilim ve birlik dini Alevilik olduğunu bilmiyorlar mı? IŞİD dinci katiller sürüsü hepsini boğazlamıyor mu? “İslam ordularının kendilerine saldırı olmadığı halde Irak, Suriye, Mısır, Mağrip, Orta Asya’ya seferler yapmaları tipik fetih hareketleridir “Yağma İslam geleneğidir” yazmam hatalı. “Fethedilerek alınan yerleri üç gün yağmalama İslam ordularının geleneğidir” demem gerekiyordu.
****
İslamcılar, “Kuran’ın tek bir harfi bile değiştirilmemiştir” diye iddia ediyorlar.
Çocukluğumda; Muhammed’in son karısı Ayşe ile Halife Osman tarafından Kuran’ın değiştirildiğini, sohbet eden büyüklerimden çok dinledim.
Madem öyle, Aleviler ölülerinin üstünde ve mezar ziyaretlerinde neden değiştirilmiş bu Kuran’ı okuyorlar?
Yakın çevremdeki insanlarla ara-sıra sohbet etmeye çalışıyorum. Bu sohbetlerde insanların tepkisini ölçmek için bilerek aykırı konular ortaya koyarım. Örneğin; “Aleviler Müslüman değildirler. Alevilik bağımsız ayrı bir dindir…” dediğim zaman daha çok yaşlı kişilerin çok sert tepkileriyle karşılaşıyorum. Bu sohbetlerin birinde yaşadığım bir olayı burada paylaşmak istiyorum.
-Biz Alevilerin Müslümanlıkla hiçbir ilgisi yoktur. Zaten İslam’ın hiç bir şartını da yerine getirmiyoruz. Kelime-i Şahadet’i bile farklı söylüyoruz. Bizim okuduğumuz Kelime-i Şahadet’in içinde Ali ismi geçiyor. Hâlbuki Müslümanlar Kelime-i Şahadet’in içinde Ali ismini kullanmazlar. Ölülerimizin defnedilmesi için hep suni Müslüman hocalar hatta Osmanlı ve Türk zulmünden kendini gizlemek için Müslümanlaşmış Ermeni ve Rum olan kişiler tarafından Kuran okutulduğu bilinmektedir.
Bu sözlerim üzerine hemen ileriye atılan yaşlı bir yakınım beni kınadıktan sonra şu yanıtı verdi, bana;
-En hakiki Müslüman biziz. Muhammed bizim peygamberimiz, Kuran da kitabımızdır. Ali de Allah’ın aslanıdır. Bende dedemden kalan hakiki Kuran var.
Ben kışkırtıcı sorular sormaya inatla devam ediyorum.
-Peki, mademki Kuran bizimdir, o zaman neden namaz kılmıyorsun?
-O Kuran değiştirilmiş. Hakiki Kuran’da bizim CEM’de kıldığımız halka namazı vardır.
Ben burada can alıcı soruyu soruyorum.
-Madem Kuran değiştirilmiştir, o halde niye ölülerinizin üzerine ve mezarların ziyaretinde bu Kuran’ı okuyorsun?
Bir an durakladı ve birazda kızarıp-bozarmış bir halde bana hakaret niteliğinde şu sözleri söyledi;
-Sen daha dünkü çocuksun! Zaten Allah’a da inanmıyorsun! Sen kim oluyorsun bize akıl veriyorsun? S..tir ol git karşımda!
Türkçeyi sonradan çat-pat öğrenmiş, doğru-dürüst okuma-yazması olmayan ve en önemlisi de Kürtlüğünü dahi tam olarak kavrayamamış birisinin bu şekilde davranması normal değil mi? Bunların görüşüne saygı duyarım. Çünkü düşüncelerini iyi niyetle ve açık olarak ifade ediyorlar.
Ancak, isimlerinin önünde prof. ve benzeri unvanları taşıyan bazı sözde “Alevi önderi” kişiliklerin çıkar uğruna “Esas Müslüman biziz” söylemlerine ne demeli?
1300 yıl önce Kerbela’da Hüseyin’in başını kesip, tepsi üzerinde gezdiren Emevi anlayışı ile insanları Alevidir diye kuyulara dolduran Osmanlı zihniyeti ve bu gün insanların kafasını kesen IŞİD mantığı aynı değil mi?
AKP’nin mantığı da bunlardan geri kalmaz. İşte Fikret Başkaya Hoca’nın bazı tespitleri; “…toplumu ve devleti dinî temelli bir rotaya sokmak, Osmanlı İmparatorluğunu ve hilafeti ihya etme hezeyanlarına kapılmak, yağma ve talanın önündeki sınırlı engelleri de tasfiye etmek, İslam dünyasının lideri olma hayaliyle, İŞİD türü fanatik dinci katiller sürüsünü her türlü imkânı seferber ederek desteklemek, mezhepçi dış politikadan medet ummak, tek adam rejimi kurmak, resmi ideolojinin din soslu yeni bir versiyonunu üretmek, uluslararası hukuk ve temayülleri yok saymak ve bütün bunları, demokratikleşme-kalkınma adına sunmak ve hızını alamayıp bir de “yeni Türkiye” şarkıları söylemek…” (F.Başkaya / 14.09.2014-Gomanweb)
1300 yıldır yerinde sayan, değiş(e)meyen, hala “en hakiki Müslüman biziz” diyen bazı Alevilerin aklına şaşarım. Bu akılsızlar “İslam; barış, bilim, birlik… Dinidir” diyorlar. Hâlbuki esas barış, bilim ve birlik dini Alevilik olduğunu bilmiyorlar mı? IŞİD dinci katiller sürüsü hepsini boğazlamıyor mu?
“İslam ordularının kendilerine saldırı olmadığı halde Irak, Suriye, Mısır, Mağrip, Orta Asya’ya seferler yapmaları tipik fetih hareketleridir “Yağma İslam geleneğidir” yazmam hatalı. “Fethedilerek alınan yerleri üç gün yağmalama İslam ordularının geleneğidir” demem gerekiyordu “İslam barış dinidir” iddiasıyla çelişmiyor mu bu “fetih ve toprak alma” hakkı” (Ayşe Hür / Twitter mesajlarından)
Resmi ideolojinin güncellenen din soslu versiyonu; “Alevilik Ali’yi sevmek ise, Aleviler hakiki Müslüman’dırlar.” Fetvasını çoktan verdiler.
Takunyacılar ile postalcılar tepişiyor, çimenler eziliyor.
Kurtuluş; tüm ezilen halkların ortak paydalarda buluşup, bunları kendi sahalarına sokmamaktır. Kürd Özgürlük Hareketi ve bileşenleri böyle bir durumu yaratabilir(mi?).
Aksi halde ezilmekten kurtulmak olası değildir.
22.09.2014
elverenmustafa@hotmail.com
*Em. Öğrt.
Yorumlar kapatıldı.