Abbas Tan
Merhaba, Babaannemin akrabalarını arıyorum. Aslen Tunceli Hozat Ağzunik köyündenim. Babaannem Elazığ Harput Gulveng veya Kulveng (Şahinkaya) köyündendi. 1915 olaylarından sonra Dedem Cafer Tan ile evlenerek Kayseri Sarız ilçesi İncemağara köyüne yerleşmişler. Dedem (dolayısıyla biz) Aleviyiz. Babaannem Ermeni.
Ailesine Elazığ’da ÇORBACILAR deniyormuş.
Adı : VARTER
Babasının adı : Ohanis.
Annesi : Margeret,
Kardeşi : Tumacan Tumacanyan. 1915 de 2 kardeş trene bindirilerek gönderilmişler. Bir süre sonra Amerika’dan haber alınmış. Diğer kardeşin ismini bilemiyorum. Uzun süredir arıyorum ama bir iz bulamadım. Sizlerden bu konuda yardım bekliyorum.
Geçen yıllar gazeteci Cevat aracılığıyla birçok ermeni gazetelere ilan verdik ama sonuç alamadım.
İlginizi çekeceğine ve katkı sunacağınıza inanarak bir yazı ve belgeler gönderiyorum.
Geçen yıllar gazeteci Cevat aracılığıyla birçok ermeni gazetelere ilan verdik ama sonuç alamadım.
Ben Kayseri’de ikamet ediyorum. Emekliyim. araştırmacı yazar olarak hizmet vermekteyim.
Telefonum : 0 532 242 94 54
e mail : abbastan@hotmail.com
Web : http://l.facebook.com/l/8AQGS5LxZAQE6IDXza3-vCi8TvXuT8fFkaXQJdq6IBZBFdw/www.abbastan.com
KARA KEFENLİ VEYVE EBE diye bir makalem var zahmet eder okursanız sevinirim. Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler.
Abbas TAN
KARA KEFENLİ VEYVE.doc
KARA KEFENLİ VEYVE EBE (VARTER)
16 MAR 2014 BY ABBAS TAN, NO COMMENTS »
KARA KEFENLİ VEYVE (Varter)
O bir anne idi,babaanne ve anneanne idi ama hiç hala yada teyze olamadan gitti. Babaannemdi yanında büyüdüm. Ara sıra yaramazlık yaptığımızda kızardı hatta söverdi ama beni dövdüğünü hiç hatırlamıyorum. Onun Ermeni olduğunu da bilmiyordum.
Köyde tek Acur yetiştiren birisiydi babaannem. Biz ona hiç babaanne demezdik ebe derdik. Çok kızdığında “oğmuyasıcalar” derdi. Onu en çok kızdıran olay bahçede salatalık yada acur (kıta) ları çalmamız, bahçeyi tepelememizdi. Ben ebemin Ermeni olduğunu babamın Nüfus Cüzdanında ana adı kısmında Varter olarak görünce babamdan sorarak öğrendim. Evde ebemin Ermeni olduğu hiç söylenmezdi,konuşulmazı. Babamdan Varter ne demek diye sorduğumda yeterli bilgiyi alamamıştım. Gerçi o dönemler anlatsa da belki anlamazdım ama biraz büyüyüp arkadaşlarla oyun oynarken mahalle komşumuz,arkadaşımız Abdullah oyun sırasında kavga ettiğimizde “Ermeni kunnadığı (doğurduğu)” dediğini hatırlıyorum ama yine de anlamamıştım.
Bende ona “sensin ermeni kunnadığı” dediğimi hatırlıyorum. Sonraları anlıyorum ki bizde konuşulmasa da komşularda ebemin Ermeni olduğu konuşuluyormuş.
Asıl adı Varter olmasına rağmen güya adı değiştirildi resmiyette Zeynep oldu ama halk arasında ona hep Veyve diye hitap edildi. İlk evlendikten sonra aldığı Nüfus Hüviyet cüzdanında Dini,Ermeni yazıyor. Aslında resmiyette adı değişmemiş ama halk arasında adı değişti denilmiş.
Varter,Ermenice Gül demekmiş ama o hiç gülemedi, hep aah ah çekerdi. Derdini kimseyle paylaşamazdı.
Veyve,Dersim dilinde Gelin demekti,Dersimli olduğumuz için ailede Gelin yada Veyve Veyvik gibi ifadeler kullanılırken ebeme Veyve derlerdi. Ebemin yaşlılığı döneminde akrabalar ve komşular Veyve ebe diye hitap ederlerdi .
1915 Ermeni olaylarında dedem Elazığ’da askerlik yaparken olayların yaşandığı günlerde ebemin bütün ailesi ya öldürülmüş yada sürgüne gönderilmiş.
Sonradan öğrendiğine göre iki kardeşi kaçmış ve Amerika yada Kanada’da oldukları öğrenilmiş.
Ebem Varter genç,güzel bir kız. Komşuları da dedemin akrabaları. Yaşanan acı vahşet anında Varter’e dedemin halası komşu olarak sahiplenmiş. Yakinen tanıdığı için dedemle evlenmesini teklif etmiş. Dedemle evlenirse diğer akrabalarını bulma imkanı olacağı,kendisine kesinlikle kimsenin dokunamayacağı söylenerek ikna edilir ve dedemle evlenir. Dedemin ağabeyi yani benim diğer dedem (annemin babası Elazığ Jandarma Komutanı o tarihte)
Dedem ebemi alıp memleketine, Kayseri Sarız İlçesi İncemağara köyündeki ailesinin yanına getirir bırakır ve tekrar askerliğe döner. Köyde komşular tepki gösterirler “bu ermeni kızının aramızda ne işi var diye. Köye dede gelir,cem yapılacak fakat Veyve gelin ceme alınmaz. Cafer dede asker dönüşü dedeler onu düşkün sayıyorlar ve ceme karı koca ikisini de almıyorlar. Cafer dede zorunlu olarak Veyve (Varter) i alarak Elazığ’a gidiyorlar. Cafer dedenin halası Elazığ’da ikamet ediyor ve Halasına bırakıp tekrar Sarız’a dönüyor,kesin olarak bilinmemesine rağmen aile ve çevre baskısına dayanamadığından bırakmak zorunda kalmış olabilir.
Uzun süre dayanamayıp tekrar Elazığ’a gider ve eşini alarak köye dönerler. Veyve ebe Ermenice konuştuğu kadar da Türkçe konuşabilir ama aile evde Dersimce (zazaca) yada Kürtçe konuşurlar. Zorunlu olarak her iki dili de öğrenmek zorunda kalır. Ermenice,Türkçe,Kürtçe,Zazaca (Dersimce). Sadece dili değil dini de öğrenmek zorunda kalır. Hem Aleviliği hem İslamiyeti kendi dini kadar iyice öğrenir. Bu konuda eşinin büyük desteğini alır.
İkrar verdikten sonra artık cemlere katılmaya başlar.
Evlilik fena gitmez ama dedem de ebeme verdiği sözü tutup akrabalarını bulma gibi bir çalışma içerisine de gitmez.
Veyve ebeye köyde kimse Varter demezler. Halk ona Veyve (gelin) demekle yetinirler. Aradan geçen onca yıldan sonra dört kız,dört erkek toplam sekiz çocuğu olur. Çocuklarını okutma konusunda eşini zorlar ve o günün şartlarına göre erkek çocuklarını ancak okutur.
Aradan geçen uzun zamandan sonra kardeşlerinden birisinden bir vesileye haber alır. O kardeşi Tumacan Tumacanyan Kanada’da yaşamaktadır. Kardeşi ebeme Davetiye ve uçak bileti dahi gönderir ama dedem buna imkan vermez. Gidince tekrar dönmeyeceğinden korkar.
Varter (Veyve) ebem Elazığ Harput Kulveng (Şahinkaya) köyünde doğmuş. Babası Ohanis,annesi Margert . bildikleri bu kadardı yada anlattığı sadece bunlardı.
Ebem hiç kimse ile ailesinden bahsedip konuşmazdı. Yörede ebemin durumunda olan onlarca ermeni kadın vardı ama hiç birisi ile görüştüğünü hatırlamıyorum. Sadece Halam sonraları anlatıyor,Ördekli köyünde bir ermeni kızı zaman zaman bize geldiğinde ebemle gizli gizli konuşurlarmış ama ne konuştuklarını bilemiyoruz.
O kaderine küsmüş,yaşamın bu olmadığını ama böyle yaşaması gerektiğini kabullenmiş birisi idi. Öğrencilik dönemimde bir ara ebemi zorlamıştık ağabeyimle. Bize Ermeniceyi öğret diye. Duymazdan geliyordu,onu zorladık ve Ermenice yazmasını söyledik. Defterime elindeki kalemi kağıttan hiç kaldırmadan bitişik harflerle bir cümle yazdı. Uzun süre o defteri saklıyordum ama sonraları defteri kaybettim. Ne yazdığını bilemiyorum.
Nuri amcam,annem bahçede çalışırken yalnız kaldığında bir şarkı yada türkü söylerdi ama ben ne dediğini anlamazdım,Ermenice söylediğini de bilmiyordum. Çok üzüldüğü zamanlar bir şeyler mırıldanırdı biz anlamazdık diyor.
Yaşlandığında sürekli söylediği bir şey vardı.
Hiç yüzüm gülmedi,hiç gün görmedim. Ölürsem bana kara kefen giydirin ve mezarımı yapmayın yerim belirsiz oldun dedi.
Babam vefat ettiğinde bir yakınımız ebemin yanına yaklaşmış ve oğlunun öldüğünü söyleyince ;
“ya öylemi” demiş ve kafasını arkadaki duvara yaslamış ve ruhunu teslim etmişti.
Babamla ebemi birlikte toprağa verdik. Onun dileğini amcam yerine getirdi ve kara kefen giydirildi ebeme.
Beyaz gelinlik giyememişti ama kara kefen giyerek belki huzur bulmuştu.
Babamın mezarını yaptırırken ebemin mezarını da yaptırdım ama aileden çok büyük tepki aldım. Ben görevimi yapıyordum,hiç olmazsa torunu olarak ona bir hizmet yapmış olmanın huzurunu yaşayacaktım.
Birkaç yıl sonra yaptırdığım mezarlarda bozulma oldu. Dedemin,babamın ve annemin mezarlarını yeniden yaptırdım ama Varter (Veyve) ebemin mezarını yaptırmadım dediği yerine gelsin diye basit bir yaşam ve basit bir mezar onun sonu olmuştu. Mezar taşına Varter dahi yazdıramamıştım o tarihte. Üstelik mezar ustası Mezar taşına R.Fatiha yazısını da eklemişti. 18.04.2012 Abbas Tan
http://abbastan.com/blog/kara-kefenli-veyve-ebe-varter/
Yorumlar kapatıldı.