1915 döneminde elde edilen kaynaklar doğrultusunda Ermenilerin Anadolu’nun tüm vilayetlerinde kırım ve tehcirden geçirme emrini Talat Paşa vermiştir. Çünkü dönem içinde tüm resmi evraklar yakılmış ve imha edilmiştir. Anadolu’yu çok seven Talat Paşa ve bu topraklar üzerinde Türk milliyetçiliği güden Talat Paşa daha sonra bu topraklardan kaçıp, Anadolu’yu düşman işgaline terk etmiştir.
***
6 Mart 2011 Radikal İki’de çıkan Karin Karakaşlı yazısının bir bölümünden alıntıdır.
“Bayburt’un düşman işgalinden kurtuluşunun 93. yıldönümünde, çocukların bir kısmı ellerinde silahlar şehit düşerken, bir kısmı da senaryo gereği Ermeni olarak çarmıha veriliyor. Valisinden, Belediye başkanına, milletvekillerinden garnizon komutanına devlet erkânı bu gösteriyi huşi içinde seyrediyor.
Tören sonrası Bayburt belediye başkanının konuşması da en az gösterinin kendisi kadar ibretlik;
“Unutmamak adına, tarihe kayıt düşmek adına, bu teatral gösterileri sürekli gösterimde tutmaya gayret etmemiz gerekiyor. Çünkü milli hafızalarımızın kaybolmaması gerekiyor. 93.yıl önce bu topraklarda yaşananların yeni nesil tarafından asla unutulmaması gerekmektedir. (Çarmığa germek unutulmamalıdır.) Büyük Ermenistan hayaliyle, nesillerini büyüten Ermenilerin nasıl idealleri varsa, bizim de büyük ideallerimiz olmalı. (Ermenileri yok edene denk çarmığa germek gibi.).”
Bir nesil yaratın içinde kin ve nefret olmasın. Yaptığınız hataların farkındaysanız, çocuklarınıza, yeni nesile bu yanlışları yapmak adına katil olmayı öğütlemeyin. Yoksa düşmanınız çok olur. Ya hep öldürürsünüz ya da bir gün durduk yere ölürsünüz. Kin büyüdükçe, nefret geçmedikçe, katliam da bitmez, hüzün de…”
1915 katliamlarını en iyi Dersim’liler bilir. Dini anlamda birçok kırım ve tehcire maruz kalmış bu iki halk uzun yıllar bir arada yaşamış ve birbirlerinin katliamlarına şahit olmuşlardır. Yalnız Alevilerin isyanına destek vermeyen Ermeniler zaman içinde iki halk ve din arasında kırgınlıkların oluşmasında büyük bir neden oluşturmuştur. Bu bölgede özellikle yapılan kırımlar barbarca gerçekleştirilmiştir. Toplu ölümler ve toplu mezarları bir yana bırakın yaralılar bile diri diri toprağa gömülmüş, birçok Ermeni kendi evinde yakılarak öldürülmüştür.
Dönem içinde Konya Valisi Celal Bey “Türkler ve Müslümanlar bu cinayetlerden dolayı kan ağlıyordur.” demiş ama tabi ki Türk yazarların bazıları bunun Ermenilerin aleyhine söylendiğini ve yaşamını yitiren Türk ve Müslümanlar için olduğunu savunmuşlardır. Ama dönem içinde samimi ahbapları olan Celal Bey dostlarını da bu katliamlarda yitirdiği için, bu sözü söylediği bir gerçektir. Aynı zamanda Türk Yazar Halide Edip Adıvar bu olayları mektuplarında kaleme almış ve “ot yiyen çocuklar olarak” Ermeni çocuklarının ne kadar sahipsiz ve kimsesiz kaldığını dile getirmiştir. Bu vesikalıklar da dönemin en çıplak gerçekleridir.
“Hrant diyor ki, ‘Kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz…’ Gerçekten dokunmaz mıyız güvercinlere?
1915 döneminde elde edilen kaynaklar doğrultusunda Ermenilerin Anadolu’nun tüm vilayetlerinde kırım ve tehcirden geçirme emrini Talat Paşa vermiştir. Çünkü dönem içinde tüm resmi evraklar yakılmış ve imha edilmiştir. Anadolu’yu çok seven Talat Paşa ve bu topraklar üzerinde Türk milliyetçiliği güden Talat Paşa daha sonra bu topraklardan kaçıp, Anadolu’yu düşman işgaline terk etmiştir.
(Atılan e-postalar ve bu konuyla ilgili bilgi veren tüm herkese teşekkür ederim. Yarın son bölümle yazımı bitireceğimi belirtmek isterim…)
fatihtunc49@hotmail.com
http://blog.radikal.com.tr/turkiye_gundemi/turkiye-ermeniler-ve-1915-katliamlari-13-70781
Yorumlar kapatıldı.