İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Dilipak: Laiklik, Klise Kurumudur

“Bu devletin adına ‘laiklik’ diyorlar, hayır. Dinin otoriteyle devlet ilişkisi 3 türlü. Eğer, dini otorite devletin üstündeyse buna teokrasi diyoruz. Eğer devlet, dini otoritenin üstündeyse biz antinizm diyoruz. Dini otoriteyle devlet iş bölümü yapıyorsa buna laiklik diyoruz. Laiklik, meşruiyetini İncil’den alır. Tanrı’nın hakkı Tanrı’ya Sezar’ın hakkı Sezar’a verilecektir. Dolayısıyla laiklik denilen kurum, aslında kilise kurumudur. Hilafet donduruldu ve İslam’ın üzerinden silindir gibi geçtiler. Din adına ne varsa yasaklandı. Türk’ün dini artık Kemalizm’di.

***
Rabia Platformu Sözcüsü yazar Abdurrahman Dilipak, “Laiklik denilen kurum, aslında kilise kurumudur.” dedi.
Rabia Platformu Sözcüsü Abdurrahman Dilipak, “Laiklik denilen kurum, aslında kilise kurumudur. Hilafet donduruldu ve İslam’ın üzerinden silindir gibi geçtiler. Din adına ne varsa yasaklandı. Türk’ün dini artık Kemalizm’di” dedi.
Dilipak, Akyazı ilçesindeki Kuzuluk Termal Tesisleri’nde gerçekleştirilen “9. Anadolu Buluşmaları” sempozyumunda, ”İslami Hareketler ve Milli Görüş Geleneği” konulu sunum yaptı. Dilipak, “Türkleşmek, İslamlaşmak, çağdaşlaşmak” gibi konuların Osmanlı’dan bu yana tartışıldığını söyledi.
“İNGİLİZLERİN HALİFE OYUNU”
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren yeni kurulan devletin İslam üzerine örgütleneceğini belirten Dilipak, şöyle konuştu:
“İlk anayasada devletin dini kurallara bağlı kalacağının taahhüdü vardı. Zaten Osmanlı’dan devreden hilafet vardı. İngilizler halifeyi İstanbul’dan götürürken öldürebilirlerdi. Onların derdi, hilafetin İngilizler tarafından taahhüt edilen Mekke Emiri Hüseyin Bin Ali’yi halife yapmaktı. Ancak bu devir teslim gerçekleşmedi, çünkü Sultan Vahdettin bu karara canı pahasına direndi ve hilafeti devretmedi.”
İslam dünyasında direnişlerin devam etmesiyle İngilizlerin halife tayin etmesinin sorunu çözmeyeceğinin anlaşıldığını anlatan Dilipak, İslam dünyasının başlarına geçirilecek herhangi bir halifenin peşine düşmeye hazır olmadığı için İngilizlerin hilafet meselesinin buzdolabına kaldırılmasına karar verildiğini aktardı.
“TÜRK’ÜN DİNİ ARTIK KEMALİZİM’Dİ”
Hilafetin kaldırılmadığını, devletin kontrolüne verildiğini vurgulayan Dilipak, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu devletin adına ‘laiklik’ diyorlar, hayır. Dinin otoriteyle devlet ilişkisi 3 türlü. Eğer, dini otorite devletin üstündeyse buna teokrasi diyoruz. Eğer devlet, dini otoritenin üstündeyse biz antinizm diyoruz. Dini otoriteyle devlet iş bölümü yapıyorsa buna laiklik diyoruz. Laiklik, meşruiyetini İncil’den alır. Tanrı’nın hakkı Tanrı’ya Sezar’ın hakkı Sezar’a verilecektir. Dolayısıyla laiklik denilen kurum, aslında kilise kurumudur. Hilafet donduruldu ve İslam’ın üzerinden silindir gibi geçtiler. Din adına ne varsa yasaklandı. Türk’ün dini artık Kemalizm’di. Türk Dil Kurumu’nun o dönemde bastığı sözlükte din maddesinde böyle yazıyordu.”
Dilipak’tan sonra Metin Karabaşoğlu, “Nurculuk Serencamı ve Gelen Hareketi”, Prof. Dr. Bilal Sumur ise “Sivil Toplum, Çoğulculuk ve Tasavvufi Yapılar” konulu sunum yaptı.

Yorumlar kapatıldı.