Kemal Çiçek / kcicek@bugun.com.tr
Lozan’da 6 Ağustos 1923’te ABD ile ülkemizde çok az bilinen ve meşhur Lozan Antlaşması’yla karıştırılan ‘Dostluk ve Ticaret Antlaşması’ imzalandı. Diplomatik ilişkiler, antlaşmayı onaylamayan ABD Senatosu’nun by-pass edilmesiyle 1927’de kuruldu. Türkiye ile Amerika arasında imzalanan bir antlaşma olmasına rağmen “Öteki” Lozan Antlaşması unutulmuştur. Her ne kadar yürürlüğe girmemiş olsa da antlaşmanın imzalanmasından sonra yaşanan onay süreci ve Ermeniler’in yürüttüğü “Lozan’a Hayır Kampanyası” 2015 yılında kopacak fırtınaya ve Türk-Ermeni lobi savaşlarına ışık tutacak niteliktedir.
Osmanlı devleti ile Amerika birbirlerine karşı savaş ilan etmedi
Geçen haftaki yazımızda Lozan Antlaşması’nın perde arkası ve az bilinen yanlarını yazmıştık. Bu hafta, bu yazımızın devamı olarak ülkemizde çok az bilinen hatta meşhur Lozan Antlaşması’yla karıştırılan bir başka “Lozan Antlaş- ması”nı yazacağız. Bu antlaşma yine Lozan’da, fakat Amerika Birleşik Devletleri ile Türkiye arasında imza- lanmıştır. Antlaşmanın tam ismi “Dostluk ve Ticaret Anlaşması”dır. 6 Ağustos 1923 tarihinde imzalanmıştır. Antlaşmaya imza koyanlar Türkiye adına İsmet Paşa ve ABD adına Joseph Crew’dir.
Türkiye ile Amerika arasındaki ilişkiler 1830 yılından itibaren çok önemli bir gelişme kaydetmişti. Ancak I. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru Amerika’nın müttefikler safında savaşa girmesi diplomatik ilişkilerin kesilmesine yol açtı. Bununla birlikte Osmanlı devleti, Almanya’nın baskılarına rağmen Amerika’ya karşı savaş ilan etmedi. Ancak özellikle Ermeni sorunu nedeniyle iki ülke arasındaki ilişkiler çok bozuldu. ABD Başkanı Thomas W. Wilson’un Ermeni davasına destek vermesi ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde bir “Ermeni yurdu” kurulması için yaptığı girişimler diplomatik ilişkilerin iyice bozulmasına sebep oldu. Wilson’un 1919 yılından itibaren İngiltere ve müttefiklerinin tuzağına düşerek Ermenistan mandaterliğine soyunmasını ise ABD Senatosu veto etti.
“Öteki Lozan Antlaşması” nedir?
6 Ağustos 1923 yılında imzalan 32 maddelik antlaşmaya göre:
*Türkiye ile ABD arasında diplomatik ilişkiler kurulacak.
*Kapitülasyonların kaldırılacak.
*İki ülke vatandaşları mütekabiliyet koşulları çerçevesinde ikamet ve yerleşim hakkı kazanacak.
*Ticaret ve denizciliğin serbestliği garanti altına alınacak.
*ABD ile Osmanlı devleti arasında imzalanan antlaşmalar geçersiz olacaktı.
“Öteki” Lozan’a hayır komitesi
Antlaşmanın imzalanması ve tarafların birbirini “en çok gözetilen millet” ilan etmesi Ermeniler’i isyan ettirdi. Amerika’daki Ermeniler, kiliseler ve çoğu demokrat politikacılar ticari menfaatler karşılığında Türkiye Hıristiyanlarının (Ermeniler kastediliyordu) satıldığını iddia ettiler. Diplomatik ilişkilerin kurulmasını engellemek için “Antlaşmaya Muhalif Olanlar Komitesini” kurdular. Antlaşmanın senato tarafından reddedilmesi için inanılmaz bir kampanya başlattılar.
20 bin din görevlisi
Komite adına 321 farklı broşür hazırlandı ve 246.500 adet bastırıldı. Etkili kişi ve kuruluşlara gönderilmek üzere 17.000 özel mektup yazıldı. 173.000 adet telgraf ve toplu mektup gönderildi. 116.000 kiliseye başkana ve senato üyelerine gönderilmek üzere mektup örnekleri bırakıldı. 20.000 din görevlisi ve rahip, 106 piskopos ve 250 üniversite rektör veya başkanından imza toplandı.
Lozan’a evet komitesi
Bu kampanya Amerikan kamuoyunu adeta ikiye bölündü. Cumhuriyetçilerin ve Türkiye’de görev yapan misyonerlerin başını çektiği 14 kuruluş ve dernek bir araya gelip “Antlaşmaya Destek Komitesi”ni kurdular. Bu komite “Türkiye İle Yapılan Antlaşma Neden Onaylanmalıdır?” isimli 2000 adet basılan ve 889 gazete ve dergi editörüne dağıtılan bir kitapçık hazırladı. Kısa zamanda destekçi derneklerin sayısı 148’e ulaştı. Bizce, lobi savaşlarında yaşanan en ilginç gelişme, savaş yıllarında Türkler aleyhinde raporlar yazan ve Türkler’i Ermeniler’e katliam yapmakla
suçlayan birçok misyonerin Türkiye tarafında yer almasıydı. Amerika’nın İstanbul’daki Yüksek Komiseri Amiral M. L. Bristol’ün telkin ve raporları bu saf değişikliğinin en önemli sebeplerinden birisidir.
Amerika’nın Lozan’daki hayal kırıklığı
Türkiye’nin milli mücadeleden başarıyla çıkması ve Lozan Antlaşması’nı imzalamak üzere olması, Amerika’yı da harekete geçirdi. Lozan’daki ABD gözlemcileri İngiltere başta olmak üzere tüm Avrupa’nın Türkiye ile ilişkilerini düzelttiğini Amerikan Dışişleri Bakanı Charles E. Hughes’a rapor etti. Hughes ise hâlâ, Ermeni lobilerinin baskısıyla Ermeni sorunun tarafları memnun edecek şekilde çözülmesini tavsiye ediyordu. Bunun üzerine Lozan’daki heyet, Beyaz Saray’a şu anlamda bir rapor gönderdi: Lozan’da Ermeniler müttefikler tarafından sadece taviz kopartılmak için bir koz olarak kullanılıyor, kimsenin Ermeniler’i düşündüğü yok. Bunun üzerine Beyaz Saray’ın cevabı ibretlikti: “Dindar Amerika Hıristiyan Ermeniler’in gördüğü bu muamele karşısında hayal kırıklığı yaşayacaktır.”
Türkiye-Amerika ilişkilerini normalleştirme niyeti
ABD Dışişleri Bakanlığı zorda olsa gerçeklerle yüzleşince Türkiye ile diplomatik görüşmelerin kurulmasına karar verildi. Zaten Lozan’daki Amerikan delegasyonu da bir an önce Türkler’le müzakerelere başlanması gerektiğini rapor ediyordu.
Delegasyona göre bir an önce Türkler’le antlaşma yapılmazsa Amerika barış sonrası ticari ve diğer konularda Avrupa ülkelerine göre daha dezavantajlı olacaktı. İsmet Paşa da Amerikalılar’a bu yönde telkinlerde bulunmuş, hükümetin iyi ilişkiler kurulmasını arzuladığını ifade etmişti. Hatta bu amaçla Türkiye, görüşmeler esnasında Amerikalılar’ı Müttefiklerle karşı karşıya getirmek amacıyla Chester İmtiyazı denilen bir dizi ayrıcalığı Osmanlı-Amerikan Kalkınma Şirketi’ne tanımıştı. Çok geçmeden iki taraf masaya oturdu ve bili nen Lozan Antlaşması’nın benzeri ABD ile imzalandı.
Ermeniler’in bu dehşet verici kampanyası ne yazık ki başarılı oldu. 1923 yılının Ağustos ayından 1927 yılının Ocak ayına kadar antlaşma onay için Senato’ya sunulamadı. Üç buçuk yıl süren erteleme süreci 18 Ocak 1927 tarihinde aşıldı.
Antlaşmanın onaylanması için gereken üçte iki çoğunluk sağlanamadığı için öteki Lozan Antlaşması onaylanamadı. Böylece Türkiye ile Amerika arasında diplomatik ilişkiler kurulamadı. Ancak Amerikan iş çevreleri, basın ve hükümet antlaşmanın onaylanması taraftarı idi. Bu yüzden taraflar sorunu senatoyu by-pass ederek çözdüler. 1927 yılı Şubat ayında diplomatik ilişkiler kuruldu.
Amerikan Başkanı Wilson’un hakemlik macerası
ABD Başkanı Wilson, Ermenistan hayalinden kolay kolay vazgeçmedi. Sevr Antlaşması’nda Türkiye’nin doğu vilayetlerinde bir Ermenistan kurulması gündeme gelince Wilson’a sınırın çizilmesinde hakemlik teklif edildi. Senato’nun muhalefetine rağmen diaspora Ermeniler’in yoğun kamuoyu baskısı üzerine Wilson teklifi kabul etti.
Ancak Kazım Karabekir Paşa’nın Ermeniler’i Doğu Anadolu’da yenilgiye uğratması planı bozdu. Trabzon şehrini de Ermeni bölgesine dahil eden Wilson haritası tarihin tozlu raflarına mahkum oldu. İngiltere de planlarını askıya aldı. Wilson’un seçimleri Kasım 1921 seçimlerini kaybetmesi Wilson’un doğu Anadolu’da Ermenistan macerasının da sonu oldu.
Unutulan Öteki Lozan!
6 Ağustos 1923 yılında Türkiye ile Amerika arasında imzalanan Lozan Antlaşması isim karışıklığı sebebiyle adeta unutulmuştur. Amerikan arşiv belgelerine dayalı araştırmalarımız, bu antlaşmanın tozlu raflarda unutulmayacak kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.
Ermeni-Türk lobi savaşlarının yüzyıllık geçmişi
Hepimiz sözde “Ermeni Soykırımı” tasarılarının hemen hemen her yıl Amerikan Kongresi’ne sunulduğunu biliyoruz. Ancak çok azımız kongre koridorlarında yapılan lobi savaşlarının yüzyıllık bir geçmişi olduğunu tahmin edebiliriz.
http://www.bugun.com.tr/oteki-lozan-antlasmasi-ve-turk-amerikan-iliskilerinin-kurulma-macerasi-yazisi-1209788
Yorumlar kapatıldı.