Erdoğan, Nişanyan’ın Hz. Muhammed’le ilgili sözlerini rencide edici bulurken, yine de ona yapılanların doğru olmadığını söylüyor. Nişanyan’a karşı, “Şirince’deki evleri dahil olmak üzere birçok konuda kendisini destekleyen Müslümanların duyarlılıklarını ciddiye alma hassasiyeti göstermemesi” nedeniyle kırgınlık hissettiğini söyleyen Erdoğan, “Ancak her şeye rağmen hem SİT alanı meselesinden hapiste olmasını, hem de açılan davalarla yeni mahkûmiyetler yaşaması durumunu haklı ve doğru bulmuyorum. Eğer bu davalar bir örgütlülük haliyle açılıyorsa Adalet Bakanlığı’nın bu konuda soruşturma açması gerekir diye düşünüyorum” diyor.
paylaşmasa da, dine eleştiri getirdiği için cezalandırılmasını büyük bir haksızlık olarak değerlendiriyor. Önce, Nişanyan’a karşı gösterilen muameleyi kabul etmiyor: “Sevan ile teoloji konusunda çok farklı düşünüyorum. Ancak, ateist olduğu, dinlere ve özellikle Sünnilik ve Şiilik mezheplerine eleştiri getirdiği için cezalandırılmasını büyük bir haksızlık olarak değerlendiriyorum. Hatta Malezyalı yazar arkadaşım Kassim Ahmed’in ve Sevan’ın serbest bırakılması için bir kampanya başlatmayı düşünüyor, bu konuyla ilgili bazı akademisyen ve yazarlar ile de görüşüyorum.”
belirtiyor. Önce, Nişanyan’a karşı yürütülen kampanya nedeniyle Müslüman kesimi de eleştiriyor: “Yıllarca benim inancımı, inancımın nişanelerini yasaklamış ve hatta kuruluş yıllarında kanaat önderlerimizi ‘idam sehpalarında sarıkla sallandırmış’, insanları inancından ötürü haksızca cezalandırmış, kamudan dışlamış ve yine çeşitli davaların gerekçeli kararlarında alânen aşağılamış bir yargı sisteminin, şimdi çıkıp da bu konuda hislerimi ya da inancımı koruma iddiasıyla vereceği kararın benim açımdan herhangi bir kıymeti harbiyesi olamaz. Keşke Nişanyan’ın yazdıkları için ‘adalet sarayı’na koşanlar, önce kimin sarayında, kim için, hangi adaleti aradıkları üzerine durup bir düşünselermiş!”
Yorumlar kapatıldı.