İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Aya Sofya Müzesi, Aya Sofya Cami, Aya Sofya Kilisesi

Aleksey Senkopopovsky
Geçtiğimiz günlerde, İstanbul’un Fethi’nin yıldönümü vesilesiyle Aya Sofya önünde toplanarak namaz kılan cemaat tarafından, Aya Sofya’nın yeniden camiye dönüştürülmesi istendi ve bu son zamanlarda oldukça da gündemi meşgul etti. Bunun üzerine Ekümenik Patrik Bartholomeos’tan çok (yerinde) güzel bir açıklama ve eleştiri geldi. Kendisi ayrıca Türkiye Cumhuriyeti tarafından, siyasi bir oyun olduğunu düşünüldüğü için, Ekümenik Patrik olarak kabul edilmemektedir.  Ancak kelime anlamına bakıldığı zaman Ekümeniklik, bütün dünya Ortodoks kiliselerinin merkezinin İstanbul olduğu ve Fener Rum patriğinin bütün Ortodoks kiliselerinin dini lideri olduğu anlamına gelir.

Ekümenikliğin hiçbir şekilde siyasetle kıyaslanmaması gerektiğini Türkiye Cumhuriyetinin algılayamamasına anlam veremiyorum. Netice itibariyle bunu kabul etmeyen sadece Türkiye Cumhuriyetidir ki zaten tanıyıp tanımaması Ortodoks camiasını pekte ilgilendirmiyor. Bu konu hakkında fazla ayrıntıya şimdilik girmemin pek bir anlamı yok. Ayrıca Sayın Ekümenik Patrik Bartholomeos’u, yapmış olduğu açıklama için bizzat gönülden kutluyorum.

Açıklaması aynen şöyle:
“Kanaatimizce Aya Sofya Müze olarak kalmalıdır, zira bu şekilde dünya medeniyetinde müstesna bir yeri olan  bu muhteşem mimari eser, herkese açık olup ziyaret edilebilir. Müzeye çevrilmesinin Mustafa Kemal Atatürk’ün arzusu ve her taraftan kabul edilmiş olan kararı ile gerçekleştiği de unutulmamalıdır. Lakin müze statüsünün  değiştirilmesi ve ibadet yeri olarak yeniden açılması düşünülüyorsa kilise olarak inşa edildiği unutulmamalı ve gene kilise olarak açılması icap eder. Aya Sofya’nın tarihi lakabı Mesihin Büyük Kilisesi manasını taşıyan ‘Meğali tou Hristou Ekklisia’dır ve bütün Hıristiyanlık dünyasında böyle tanınmaktadır.”
Bu açıklama kesinlikle bir dini lidere yakışan çok yerinde bir açıklamadır.
İstanbul’un fethine kadar, 916 sene kilise olarak kullanılan bu muhteşem tarihi mimari yapıt, fetihten itibaren Cumhuriyetin ilanına kadar cami olarak kullanıldı ve devamında Mustafa Kemal Atatürk tarafından müzeye çevrilmesine karar verildi. Her şeyden önce şunu anlamamız gerekiyor. Cumhuriyetin kuruluşuyla beraber Aya Sofya için alınan bu karar, o dönem için çok doğru bir karardı. Bu kararın günümüzde bazı altyapısının belli olmadığı talepler doğrultusunda, yeniden ibadethaneye çevrilmek istenmesi, hele ki bu talep cami olarak kullanılmasına dayatılıyorsa, bu isteğin tartışmaya bile açık olmaması gerekir. Netice itibariyle özünde kilise olan muhteşem bir mimari yapıttan bahsediyoruz. Altını çizerek belirtmek isterim ki bu sadece Aya Sofya için değil fetihten sonra camiye çevrilen bütün kiliseler için geçerlidir. Unutulmamalıdır ki Aya Sofya aynı zamanda bir katedraldir.
Anlayamadığım bir diğer konu ise Aya Sofya’nın camiye dönüştürülmesini isteyenler Fatih Sultan Mehmet’in bunu bir miras olarak bıraktığını ifade etmeleridir. Bu yapıt Fatih Sultan Mehmet’e herhangi biri tarafından teslim edilmiş bir yapıt değildir. Zorla ele geçirilen bir şehrin en büyük kilisesidir. Dolayısıyla kendisine teslim edilmeyen yani onun olmayan bir şeyi nasıl gelecek nesillere teslim edebilir?
Şahsım adına öncelikli tercihim, herkes tarafından ziyarete açık olan bir müze olarak kalmasıdır. Ancak özünde kilise olan bir ibadethaneden çan sesi yerine ezan sesinin yükselmesini pekte doğru bulmuyorum açıkçası. Aya Sofya İstanbul fetih edilmiş olsa dahi asıl amacına uygun şekilde kullanılması icap eder.
http://blog.radikal.com.tr/din/aya-sofya-muzesi-aya-sofya-cami-aya-sofya-kilisesi-62141

Yorumlar kapatıldı.