Halil Berktay
* Olayın kendisi: Bir bütün olarak düşünüldüğünde Ermeni soykırımı, sırf “Ermenilerin yaptıkları”nın, yani erken dönem Türk milliyetçiliği ve İttihatçı yönetiminin özel olarak Ermeni milliyetçiliğinin gelişimine duyduğu tepkinin değil, “uzun 19. yüzyıl”ın biriken bütün öfke ve nefretlerinin tetiklediği bir vahşettir. Önce, genel olarak Ermenileri, başka herhangi bir neden veya gerekçeyle değil, sırf Ermeni oldukları için hedef alan tehcir kanunu çıkarıldı. Ardından alabildiğine katı ve haşin uygulamasına geçildi. Pek az istisnayla hemen bütün Osmanlı Ermenilerine 48 saatlik bir ültimatom verildi ve ne toplayabildilerse o kadarıyla, topraklarından koparılıp atılmacasına ve yeryüzündeki bütün varlıklarını arkada bırakmacasına, konvoylar halinde orta, doğu ve güneydoğu Anadolu üzerinden daha güneye, Suriye çöllerine, Deyr-i Zor bölgesine sevk edilmelerine girişildi. Terkettikleri bütün servetleri, mal ve mülkleri ise öncelikle savaşın finansmanına akıtılmak üzere devlet tarafından müsadere edildi. İllâ soykırım konuşacaksak, geçmişte de vurguladığım gibi, tek bir Ermeni öl(dürül)meseydi sırf bu kadarı bile 1948 BM Konvansiyonu’nun soykırım tanımına rahatlıkla girerdi ve girer, çünkü bütün bir halkın, bir etno-sosyal grubun salt kendi kimliği nedeniyle hedef alınması ve toplumsal varlığını sürdürme (yeniden üretme) koşullarından kısmen veya tamamen mahrum kılınması demekti(r).
Yazının Tamamı: http://serbestiyet.com/meaningful-world-soykirim-panelinde-1-soyleyemediklerim-1915te-ne-oldu/
Yorumlar kapatıldı.