Haber: Okan Konuralp
Koşullar daha kötü. Kendimi steril bir ortamda paketlenmiş gibi hissediyorum. Ben Amerika’da Siyaset bilimi ve felsefe eğitimi aldım. Bu kadar birikimle bu durumumu izah edemiyorum.. (Neden buradasınız, sorusu üzerine) Dilimi tutamıyorum. Bürokrasi ile aram hiç iyi olmadı. Şirince’yi bugünkü noktaya getirdikten sonra yıllık 800 bin yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor. Neden içerdeyim? Özetleyecek olursam; Solcu, Ermeni ve sivri olmamdan kaynaklanıyor. Bu özelliklerimden dolayı sayısız dava açılmış durumda. Başkası yaptığında görmezden gelinirken ben yapınca suç oluyor.
***
“Cezaevinde kendimi paketlenmiş gibi hissediyorum” diyen Nişanyan, dilini tutamadığı için ‘hedef’ olduğunu söylüyor.
CHP Cezaevleri İzleme Komisyonu üyesi Muğla Milletvekili Nurettin Demir, hafta başında Sevan Nişanyan’ı, İzmir Aliağa Şakran Cezaevi’nde ziyaret etti. Türkiye ’nin önde gelen dilbilimcileri arasında ismi sayılan Nişanyan, ‘mühür bozma’ gerekçesiyle 2 yıllık cezasını çektiği Şakran Cezaevi koşullarını “Kendimi paketlenmiş gibi hissediyorum” sözleriyle tanımladı. Nişanyan’ın, Demir aracılığıyla “Ayrı aday çıkarmak, Cumhurbaşkanlığı’nı Erdoğan’a hibe etmektir” mesajı da yolladığı öğrenildi.
CHP’li Demir, üyesi olduğu komisyonun diğer üyeleri Veli Ağbaba ve Özgür Özel’in de selamını ilettiği Nişanyan’la yaptığı görüşmeye ilişkin, “Cumhurbaşkanlığı konusunda Nişanyan ‘Muhalefetin, şapkalarını önüne koymaları ve ülkenin geleceğini düşünmeleri gerektiğini anımsatmak istiyorum’ dedi. Erdoğan’ın karşına çıkacak adayın siyaset üstü bir isim olması gerektiği vurgusu yaptı” bilgisini paylaştı.
Nişanyan da görüşmenin içeriği hakkında kaleme aldığı ‘Kodeste Cumhurbaşkanı Toto’ başlıklı yazısında, “Geçen gün bir CHP milletvekili ziyaretime geldi. ‘Cumhurbaşkanı adayınız kim?’ diye sordum. Henüz konuşmamışlar. ‘Haşim Bey?’ diye yokladım. Hiç düşünmeden ‘Yok canım, olmaz’ dedi. Metin Feyzioğlu adı geçiyormuş ama ona da sıcak bakılmıyormuş” dedi.
Demir, cezaevi koşullarını Nişanyan’ın ağzından şu satırlarla aktardı:
“Avukatım, tekrar açık cezaevine geçmem için itiraz dilekçesi verdi. Ancak Selçuk Savcılığı ekim sonuna kadar burada kalmam konusunda ısrarcı. Daha önce de hapiste yattım. Ama şimdi yalnız olarak günler geçmiyor. Koşullar daha kötü. Kendimi steril bir ortamda paketlenmiş gibi hissediyorum. Ben Amerika’da Siyaset bilimi ve felsefe eğitimi aldım. Bu kadar birikimle bu durumumu izah edemiyorum..
(Neden buradasınız, sorusu üzerine) Dilimi tutamıyorum. Bürokrasi ile aram hiç iyi olmadı. Şirince’yi bugünkü noktaya getirdikten sonra yıllık 800 bin yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor. Neden içerdeyim? Özetleyecek olursam; Solcu, Ermeni ve sivri olmamdan kaynaklanıyor. Bu özelliklerimden dolayı sayısız dava açılmış durumda. Başkası yaptığında görmezden gelinirken ben yapınca suç oluyor.
Son 1- 2 yıldır Erdoğan ile aramız bozuldu. Taraf’taki iktidar ve Erdoğan aleyhine yazdığım bazı yazılar, İslam dinini aşağıladığım şeklinde bahane edilerek üstüme gidildi. ‘Peygambere dil uzattı’ türden yazılarla ceza beklentisi yarattı. Aleyhimde oluşturulan iklim nedeniyle cezalandırılmama karar verildi. Gerçekte böyle bir şey yok. Ben demokratik haklarımı kullanıyordum. Ne yapıp ettiler, Yargıtay’da bekleyen mühür bozma davası bir anda onaylandı. Akıllıca bir hamleydi. ‘Mühür bozma’ nedeniyle cezalandırıldım. Saçma sapan nedenlerle disiplin cezaları verildi, kapalı cezaevine gönderildim. Sanki birileri yukardan işaret veriyor ve beni ezmek için büyük çaba gösteriliyor.”
http://www.radikal.com.tr/turkiye/sevan_nisanyana_chp_ziyareti_solcu_ermeni_ve_sivriyim-1188531
Yorumlar kapatıldı.