İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İlk kez bir Türk başbakanı 1915 için Ermenilere taziye sundu

Murat Yetkin
Erdoğan’ın açıklaması ilk kez 1915 tehcirinin ‘gayri-insani sonuçları’ bakımından eleştirip ‘ortak gelecek’ öneriyor.Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bu çıkışına dair hazırlıklar Dışişleri bünyesinde uzun süredir devam ediyordu ama üç hafta önce bina dışıyla da paylaşılır hale geldi.Bazı seçilmiş emekli büyükelçiler, bu konuda çalışan ağzı sıkı araştırmacılarla görüşmeler yapıldı. Ermeni diyasporasının hemen hemen on yıldır 24 Nisan 1915’in 100’üncü yıldönümü için büyük bir hazırlık içinde olduğu biliniyordu. Son yıllarda, özellikle de Arap Baharı ve Suriye iç savaşı nedeniyle Türk dış politikası dışarıda yara almış, bu konu üzerinde belki istendiği ölçüde durulamamıştı.Bir dahaki 24 Nisan belli ki Türkiye’nin başı çok ağrıyacaktı. Belki ABD Kongresi’nden 24 Nisan’ı ‘Ermeni soykırımı günü’ olarak ilan eden bir karar çıkacak, bunun hukuki sonuçları olabilecekti.

Ama bu 24 Nisan’da da ABD Başkanı’ndan Fransız Cumhurbaşkanı’na dek pek çok devlet başkanından ‘soykırım’ mesajları gelecek, Türkiye yine savunma pozisyonunda kalacaktı.
Aslında Ermeni meselesi 19’uncu yüzyılda Kırım’dan itibaren Türk-Rus savaşlarından miras olarak hep can yakmıştı ama yıkılmaya yüz tutmuş Osmanlı hanedanının İttihatçı İçişleri Bakanı Talat Paşa’nın 24 Nisan 1915 tarihli ‘tehcir’ telgrafı, bu meselenin simgesi haline gelmişti.
O nedenle tehcirin 99’uncu yılında, 24 Nisan’dan bir gün önce, Meclis’in 94’üncü yılının kutlandığı gün, dış dünyadan bir gün sonra gelecek dalgayı önleyici hamle olarak bu açıklamanın yapılmasına karar verildi.
Açıklamanın Doğu (Ermenistan) ve Batı (Türkiye) Ermeniceleri olarak iki ayrı lehçe olmak üzere Ermenilerin yoğun yaşadığı ülkelerdeki toplam sekiz dilde (İngilizce, Fransızca, Rusça, Almanca, Arapça ve İspanyolca) yayımlanması zaten o gün akla gelip yapılmamış kapsamlı bir çaba olduğunun işareti.
Ancak Erdoğan’ın bu açıklamasını yalnızca 24 Nisan’da ön almak için bir kamuoyu çalışması olarak görmek eksik ve yanlış olur.
öncelikle bu açıklamayla ilk kez bir Türk başbakanı 24 Nisan 1915’le başlayan tehciri ‘gayri insani sonuçlar doğuran hadiseler’ olarak anmış ve kayda geçirmiş oluyor. Böylelikle ilke defa bu düzeyde bir 1915 özeleştirisi yapılmış oluyor.
İkincisi, açıklamayla Birinci Dünya Savaşı ve tehcir hadiselerinde hayatlarını kaybetmiş Ermenilerin hayattaki torunlarına taziyede bulunuluyor. Bu da bir ilktir.
üçüncüsü, “Ateş düştüğü yeri yakar” atasözü ve acıları ‘hiyerarşi’ kurmadan, yani “Benim acım seninkinden fazla” demeden ‘paylaşma’ ifadesiyle aslında Ermenilerin ‘yası’ paylaşılmış oluyor. Bu da ilk defadır.
Dördüncüsü, açıklamanın iki yerinde geçmişe değil geleceğe atıfta bulunuluyor, ‘ortak gelecekten’ söz ediliyor. Bu da ilktir.
Aslında bu açıklama ile geçmişlerinde ortaklık bulunan Türk ve Ermeni halkları arasında geleceğe yönelik bir yakınlaşma çağrısı yapılmak isteniyor.
Tutar mı? Cevap vermek için çok erken.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 2008’de Türk ve Ermeni milli futbol takımlarının maçını Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sergisyan ile Erivan’da izlemeye gideceğini açıkladığında doğan olumlu havayı hatırlıyor musunuz?
O maçın öncesinde Erivan’da Radikal adına yaptığım mülakatta Sergisyan dünya üzerinde 1915 hadiselerinin ‘soykırım’ olmadığını söyleyecek tek bir Ermeni bulunamayacağını söylemiş ama bunun kendileri açısından diplomatik ilişki kurmaya mani olmadığını sözlerine eklemişti.
Gül gitti, Sergisyan geldi, maçlar izlenirken İsviçre üzerinden gizli diplomasi işledi, 2009’da normalleşme protokolü imzalandı ama olmadı.
çünkü Türkiye’nin 1993’te Azerbaycan topraklarının Ermeni ordusu tarafından işgal edilmesine tepki olarak sınırı kapatması ve diplomatik ilişki kurmamasındaki koşullar değişmemişti.
Türkiye, Ermenistan ile husumeti tamir ederken Azerbaycan ile dostluğunu bozmak istemiyor.
Belki de o nedenle Erdoğan’ın açıklamasında siyasi unsurdan çok tarihi ve insani unsurlara ağırlık verilmiş. Bu dünya çapında Ermeni toplulukların tam olarak duymak istediği açıklama olmayabilir. Ama olumlu yönde atılmış bir adımdır.
Tekrar soralım: Tutar mı? Tutsa fena mı olur? Barışmak savaşmaktan daha iyi değil mi
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/murat_yetkin/ilk_kez_bir_turk_basbakani_1915_icin_ermenilere_taziye_sundu-1188318

Yorumlar kapatıldı.