İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni taziyesi iyi de..

Aslı Aydıntaşbaş / asli.aydintasbas@milliyet.com.tr
Adına ne koyarsanız koyun, 1915 olayları ile ilgili tüm dünyada oluşan akademik bilgi birikimi, varlığı reddedilemez bir insanlık suçuna işaret ediyor. Haliyle milyonlarca dolarlık lobi faaliyeti ve kuşe kağıda basılan sayfalarca broşür sonrasında, dünyada kimseyi ikna edemediğimiz ”Hayır biz onları değil, asıl onlar bizi kesti!” tezini bir kenara bırakıyor olmak da, Türkiye için dış politikada ekstra bir rahatlamadır. Başbakanlık’ın yayınladığı metni kim kaleme aldı bilemiyorum; ama ben kendi adıma Ahmet Davutoğlu ve İbrahim Kalın gibi akademisyen kökenli kurmayların tarih çözümlemelerini, Hüseyin Besli ve ekibinin metin yazım tekniklerini gördüm.

****
Bunlar bize okulda hiç oku-tulmadı.
Ama artık biliyoruz ki, eskiden buralar böyle değilmiş. Ermeniler, Rumlar, Yahudiler ve Müslümanlar, yan yana, dip dibe yaşarmış. Arkadaşmışlar. Anadolu çok renkli, çok sesli bir yermiş. Çeşmelerinden, hayat akarmış.
Sonra her şey tepetaklak olmuş. ‘Fast Forward’, 24 Nisan’da 1915 gecesi, İçişleri Bakanı Talat Paşa’nın talimatıyla 220 Ermeni yazar ve aydın İstanbul’da gözaltına alınmış. Önce Sultanahmet’te merkez cezaevine konmuş, orada 10 saat bekletildikten sonra trenle Ankara’ya yollanmışlar. Ardından Çankırı ve Ayaş olmak üzere iki gruba ayrılmışlar. 
O yıl, çok fena işler olmuş bu topraklarda. 24 Nisan’da trene konulanlardan, sadece 81 tanesi geri dönebilmiş. Anadolu’daki Ermeni nüfusunun ise kökü kazınmış. Ben diyeyim 1, siz deyin 1,5 milyon…
Bu yüzden Başbakan Tayyip Erdoğan’ın dün 1915 olaylarıyla ilgili yayınladığı ”taziye” mesajı, önemlidir. Net.
”Osmanlı İmparatorluğu vatandaşı herkes gibi Ermenilerin de o dönemde yaşadıkları acıların hatıralarını anmalarını anlamak ve paylaşmak bir insanlık vazifesidir” ifadesi, 99 yıl sonra bile anlamlı.
”Ne bir acılar hiyerarşisi kurulması ne de acıların birbiriyle mukayese edilmesi ve yarıştırılması, acının öznesi için bir anlam ifade eder” cümlesi ise, son 40 yılın nafile inkarcı söyleminden vazgeçildiğinin itirafı.
Adına ne koyarsanız koyun, 1915 olayları ile ilgili tüm dünyada oluşan akademik bilgi birikimi, varlığı reddedilemez bir insanlık suçuna işaret ediyor. Haliyle milyonlarca dolarlık lobi faaliyeti ve kuşe kağıda basılan sayfalarca broşür sonrasında, dünyada kimseyi ikna edemediğimiz ”Hayır biz onları değil, asıl onlar bizi kesti!” tezini bir kenara bırakıyor olmak da, Türkiye için dış politikada ekstra bir rahatlamadır.
Başbakanlık’ın yayınladığı metni kim kaleme aldı bilemiyorum; ama ben kendi adıma Ahmet Davutoğlu ve İbrahim Kalın gibi akademisyen kökenli kurmayların tarih çözümlemelerini, Hüseyin Besli ve ekibinin metin yazım tekniklerini gördüm. Kimin eli değdiyse dengeli olmuş.
Gel gör ki, bu açılımı yapan Başbakan, daha bir gün önce 1 Mayıs’ı kutlamak isteyenlere ”şımarık” demiş, 1 ay önce Berkin Elvan’ın annesini meydanlarda yuhalatmıştı. Uzağa gitmeyelim; seçim gecesi yaptığı balkon konuşmasında bile hepimize ”Bir ineyim buradan, görürsünüz siz!” mesajı vermemiş miydi?
Daha dün sabah Berkin’in ismini haykıran 2 cesur çocuk, İstanbul’daki törende karga tulumba gözaltına alındı.
Haliyle, şimdi ben hangi Erdoğan’a inanayım? Bu metni yayınlayan mı, salı günleri kürsüye çıkıp herkese bağıran mı?
http://siyaset.milliyet.com.tr/ermeni-taziyesi-iyi-de-/siyaset/ydetay/1871693/default.htm

Yorumlar kapatıldı.