İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yeni Türkiye ve ‘Occupy CHP’ Fuat Keymen

‘Yeni Türkiye gerçekliği’yle karşı karşıyayız. Yeni Türkiye’nin güçlü ve etkin partileri, AK Parti ve BDP. Ve biraz da belki dönemsel, MHP. Yeni Türkiye’de, CHP’nin artık sırtını dayanacağı bir (asker, yargı, bürokrasi) devlet aktörü yok.  Yeni Türkiye, CHP’nin devletten dışlandığı ve kendini ilk defa toplumda bulduğu bir Türkiye. CHP, artık devlet değil, toplum içinde bir (orta) sınıf partisi. CHP’nin, bundan sonra kendinden başka kaybedeceği zincirleri yok. Ama CHP’nin, yeni Türkiye’de, bölünme ve zayıflama riski var. Demokrat Parti ve ANAP örneklerini unutmayalım. İkincisi, yeni Türkiye, dinsel, etnik, laik kimlikler temelinde kutuplaşmış ve birlikte yaşama kültürü zayıflamış bir Türkiye. 30 Mart, bize, kimliklere ve kutuplaşmaya CHP’nin etkin yanıt veremediğini gösterdi. CHP, Türkiye’ye yayılamıyor; kitle partisi olmaktan uzaklaşıyor; aksine, kıyılara daha da kapanıyor; zaten güçlü olduğu yerlerde oylarını yükseltiyor; dolayısıyla ‘getolaşma riski’ yaşıyor. Dahası, artık biliyoruz: Yeni cumhurbaşkanı, Erdoğan ya da Gül, AK Parti’den çıkacak; AK Parti, 2015 genel seçimlerini, güçlü çoğunluk hükümeti kuracak bir şekilde kazanacak. CHP, geleceği ile ilgili çok ciddi kararlar alması gereken bir kavşak noktasında.

***
Yeni Türkiye, dinsel, etnik, laik kimlikler temelinde kutuplaşmış ve birlikte yaşama kültürü zayıflamış bir Türkiye. 30 Mart yerel seçimleri sonuçları, CHP için ne anlam ifade diyor?
Türkiye genelinde oy oranları, ilçe düzeyinde oy oranları, çözüm süreci, 2009, 2011, 2014 seçim karşılaştırmaları ve yurtdışı yorumlar temelinde CHP analizi yapabiliriz.
Tüm bu veriler içinde, CHP için ilginç ama çok ciddi ve riskli bir durumla karşılaşıyoruz.
Bu durumu maddeler halinde ortaya koyalım.
Birincisi: CHP, oylarını biraz yükseltiyor ve Türkiye genelinde %27-8 bandına yerleşiyor. Bu oran civarında pekişme riski var.
İkincisi: CHP, kalelerinde oylarını yükseltirken -ki bu alan, coğrafi olarak, Batı kıyı hattı, sosyolojik olarak da kentli, yüksek eğitimli orta sınıflar-, Türkiye’nin geri kalan yerlerinde oy ve mevzi kaybı yaşıyor.
üçüncüsü: çözüm Süreci’nden, başta BDP, AK Parti, hatta, sürece şüpheyle yaklaşan MHP kazanıyor. CHP çözüm Süreci’nin dışında kalmış gözüküyor.Ü
Dördüncüsü: CHP’nin, 30 Mart yerel seçimlerine, ağırlıklı olarak, 17 Aralık yolsuzluk iddiaları ve tapeler temelinde bir stratejiyle hazırlanmasının ‘stratejik hata’ olduğu ortaya çıkıyor. Bu strateji, CHP’ye hiçbir katkı sağlamıyor. Üstelik, CHP-Cemaat ilişkisi algısının ortaya çıkmasına ve Başbakan tarafından sıklıkla kullanılmasına neden oluyor.
Beşincisi: CHP’nin seçimlere, vizyon, inandırıcı aday ve program değil fakat, kendi dışından popüler isimleri kullanarak yaklaşması bir sonuç yaratmıyor.
Yeni Türkiye
Analizi detaylandırıp, CHP’yi, 2011 ve 2014 seçimlerinin Türkiye siyasi alanında yarattığı değişiklikler temelinde değerlendirelim.
Birincisi: AK Parti’nin ‘egemen parti’, Başbakan Erdoğan’ın da ‘güçlü lider’ olduğu, askeri vesayetin bittiği, Gülen cemaatinin kaybettiği, yargının yeniden yapılanma sürecine girdiği; yeni devleti, yeni orta sınıfları ve yeni muhafazakar modernliği olan bir ‘Yeni Türkiye gerçekliği’yle karşı karşıyayız.
Yeni Türkiye’nin güçlü ve etkin partileri, AK Parti ve BDP. Ve biraz da belki dönemsel, MHP.
Yeni Türkiye’de, CHP’nin artık sırtını dayanacağı bir (asker, yargı, bürokrasi) devlet aktörü yok.
Yeni Türkiye, CHP’nin devletten dışlandığı ve kendini ilk defa toplumda bulduğu bir Türkiye. CHP, artık devlet değil, toplum içinde bir (orta) sınıf partisi.
CHP’nin, bundan sonra kendinden başka kaybedeceği zincirleri yok. Ama CHP’nin, yeni Türkiye’de, bölünme ve zayıflama riski var. Demokrat Parti ve ANAP örneklerini unutmayalım.
İkincisi, yeni Türkiye, dinsel, etnik, laik kimlikler temelinde kutuplaşmış ve birlikte yaşama kültürü zayıflamış bir Türkiye.
30 Mart, bize, kimliklere ve kutuplaşmaya CHP’nin etkin yanıt veremediğini gösterdi. CHP, Türkiye’ye yayılamıyor; kitle partisi olmaktan uzaklaşıyor; aksine, kıyılara daha da kapanıyor; zaten güçlü olduğu yerlerde oylarını yükseltiyor; dolayısıyla ‘getolaşma riski’ yaşıyor.
Dahası, artık biliyoruz: Yeni cumhurbaşkanı, Erdoğan ya da Gül, AK Parti’den çıkacak; AK Parti, 2015 genel seçimlerini, güçlü çoğunluk hükümeti kuracak bir şekilde kazanacak.
CHP, geleceği ile ilgili çok ciddi kararlar alması gereken bir kavşak noktasında.
Artık, CHP’yi, dıştan içe, yukarıdan aşağıya tasarlama dönemi bitmeli.
Yeni Türkiye’de, ağırlıklı olarak kentli ve eğitimli bir orta sınıf partisi olarak yer alan CHP, ancak aşağıdan yukarı toplumsal hareketlenmeyle tekrardan güçlenip kitle partisine dönüşebilir.
Gezi Direnişi; Oy ve ötesi; şimdi de ‘Occupy CHP’; gücü ve etkisi romantize edilmemesi gereken, fakat ilginç ve olumlu ilk adımlar.
CHP’ye oy verenler, bugün, bir parti olarak CHP’den daha etkinler.
AK Parti, Gezi’den beri, CHP’den değil, CHP’ye oy verenlerden rahatsız oluyor, onları dikkate alıyor.
Yeni Türkiye’de CHP’nin yeri ve gücü ne olacak? Bu soru, bir siyasi mühendislik girişimi olacak cumhurbaşkanlığı için kolektif aday aramadan çok daha önemli ve kritik.
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/fuat_keyman/yeni_turkiye_ve_occupy_chp-1186880

Yorumlar kapatıldı.