İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Osmanlı Döneminde Bir Ermeni Hattat Krikor Köçeoğlu

Her yıl nisan ayı geldiğinde bir telaş bir huzursuzluk başlar. Huzursuzluğun nedeni Ermeni meselesidir. Haftalar öncesinden bu yıl kaç ülke soykırımı tanıdı, kaçı tanıyacak bunun tartışması yapılır. En önemlisi de Amerikan Meclisinde soykırımın tanınıp tanınmaması sorunudur. Kamuoyu bu yönde güzelce ajite edilip aba altından sopalar gösterilir. Tehdit, şantaj, taviz üçgeninde 25 Nisan sabahı konu rafa kaldırılır. Ta ki bir dahaki yılın 24 Nisanına kadar… Unutturulan sadece bu meselenin kendisi değil bizatihi aktörleri olan Ermenilerin bu topraklarda bıraktıkları izlerdir. İşte o izlerden biri de Ressam Hattat Krikor Köçeoğlu ve onun eserleridir. Bir gayrımüslimden, bir Ermeniden hat sanatçısı olur mu? Evet olmuş.


Hatta bu hattatın yazdığı ayetlerin altında namaz kılanlar var! Kimdir Krikor Köçeoğlu? 1845 yılında doğan Köçeoğlu Kadıköy’ün varlıklı ailelerinden Hovşep Köçeyan’ın ikinci oğludur. Kardeşi Hovhannes Köçeyan ile beraber Pangaltı Mikhıtaristler Okulunun ilk mezunlarındandır. 
1865 de gittiği Paris’ te Murat Rafeeliyan okulunda eğitim gördü. 1875 de Darülfunun binasında, 1880 de Tarabya Rum Kız Mektebi’nde 1881’de Tepebaşı Elifba Kulübünde sergiler açtı. Henüz 38 yaşındayken Paris’te hayatını kaybetti. Ancak onu diğer Ermeni sanatkarlardan ayıran ilginç yanı hattatlığıdır. Halil Ethem Eldem (1861-1938) in ifadesine göre Ziverbey’deki Zühtü Paşa Camii’nin içindeki kitabeler Köçeoğluna aittir. Camii’nin iç kısmında üç cepheyi dolaşan bitkisel motiflerle zenginleştirilmiş Küfi hatlı ayet kuşağı onun eseridir. Kufi en eski ve en geleneksel hat ekolüdür ve kökeni Abbasilere dek götürülür. 16. yy dan sonra giderek unutulan ve yerini daha barok ve modernist akımlara terkeden Küfi’yi 19. yy sonlarında Ebuzziya Tevfik yeniden canladırır. Yanında ismi zikredilmeyen Krikor Köçeoğlu’da vardır kuşkusuz. Halil Ethem Eldem’e göre Köçeoğlu Kufi hattın canlandırılmasında çok emeği geçmiştir. 20. yy da İsmayıl Hakkı Uzunçarşılı, Emin Barın gibi ustalar Küfi’ye yeniden hayat vermişlerdir. Sonuç olarak yüzyıllarca beraberce yaşadığımız çeşitli milletlerden insanların bu topraklarda bıraktıkları izler, geleceğimizi şekillendirirken bize ışık olmalıdır.

https://www.facebook.com/groups/170535126441937/permalink/263636447131804/
Gönderen : Nurhan Becidyan [nurhanbecidyan@gmail.com]


Yorumlar kapatıldı.