İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Mêrdîn rekora Koşuyor

Oğuz Ender Birinci – Veysi Sarısözen
Bir yandan deneyimli bir Kürt siyasetçi; bir yandan da genç Süryani bir kadın… Mêrdin Süryani Eşbaşkan Adayı Akyol, Öcalan’ın önerisiyle kendisi lehine çekilen Aymelek ve deneyimli siyasetçi Ahmet Türk’le, sokak sokak çalışma yürütüyor.Ahmet Türk: “Sayın Başkan’ın ‘Mardin’den rekor bekliyorum’ biçiminde ifadeleri oldu. Biz de Mardin olarak başkanımızın bize duyduğu güveni boşa çıkarmayacağız. 


Kürt Halk Önderi’nin elini güçlendireceğiz; Mardin, Rojava’ya dönüşecek.”
MÊRDÎN UÇACAK
Februniye Akyol: “60’lı yaşlarındaki Kürt siyasetçi ile 20’li yaşlarındaki Süryani siyasetçi bir arada. Ahmet Türk gibi deneyimli ve 50 yıllık tecrübesi olan bir siyasetçi. Düşünün artık. O tecrübeyle bu dinamizm birleşince neler olabilir. Mardin’i uçururuz!”
Biz Mardin’i uçururuz!
Mardin’e geldiğimiz günün akşamı BDP’nin Mardin Belediyesi Süryani Eşbaşkan Adayı Februniye Akyol’la buluştuk. Yanında onun lehine adaylıktan çekilen Hafize Aymelek de vardı. Belki de Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir Süryani Belediye Başkanı olacak. Resmiyetteki soyadım Akyol ama gerçekte Bınno diye söze başlıyor Februniye Akyol, 1988 Midyat-İyvardo köyü doğumlu. Artuklu Üniversitesi’nde Süryani Dili ve Kültürü üzerine yüksek lisans yapıyor. Dört-beş dil biliyor.
BDP ile yakın teması olan Süryani çevresinden, “Mardin Belediyesi’ne bizim adımıza Eşbaşkan Adayı olur musun” diye teklif geldiğinde, “Başta olmayacak bir şeymiş gibi geldi
. Çok uzak bir ulaşılmayacak bir hayal gibi geldi. Gerçekten ‘şaka’ gibi geldi” sözleriyle karşılayan Februniye Akyol, bize o günleri şöyle anlattı: “Bizim Midyat’tan BDP ile yakın Süryani çevremiz böyle bir şey söz konusu. Bizi çok iyi temsil edebileceğine inanıyoruz, biz senin adını önereceğiz dediler. “Olmayacak ama verin” dedim. İlk Mardin’deki kadın hareketinden arkadaşlarla bir sohbet havasında bir araya geldik. Ablamla birlikte gittim. O da BDP’de çalışıyor. Sohbettik ettik. Daha sonra Diyarbakır’dan parti mülakata çağırdı. Mülakatta kendimi anlattım. Neler yapmak istediğimi ve Kürt Özgürlük Hareketi’ne olan yaklaşımımı paylaştım. Daha sonra kısa bir bekleme sürecinin ardından tekrar Diyarbakır’a davet edildim. Ben hala görüşme için davet edildiğimi düşünürken, BDP’nin eşbaşkan adayı olduğumu öğrendim. Hafize arkadaşla da orada karşılaştım. Adaylıktan çekilenin kendisinin olduğunu bilmiyordum. Tanıştık ve o an öğrendim. Onun da bana eşlik edeceğini öğrenince bana cesaret geldi. Tabii ki bir desteğe ihtiyacım olacaktı parti içinden. Bunun Hafize arkadaş olması benim için ayrıca bir mana taşıyor.”
Hem kadın hem Süryani olmak…
“Süryani çevremde, gençliğim ve deneyimsizliğim eleştiri konusu oldu. Bunların haklı yanları var” diyerek tüm içtenliğiyle sözlerini sürdüren Februniye Akyol, “Ama şöyle bir durum var. Ben bu topraklarda doğdum. Bu topraklarda, büyüdüm. Ben her zaman için söylüyorum. Burada yaş kavram
ı yoktur. Yaştan dolayı bir olgunluk söz konusu değildir. Zaten sen kadın olarak doğuyorsan olgun olmak zorundasın bu topraklarda. Hele bir de hem kadın hem Süryaniysen zaten daha bir güçlü olman gerekiyor. Biz burada tabiri caizse kamçılana kamçılana büyüyoruz. Acıların içinde büyüyoruz.”
Rojava’da olan Mardin’de de olabilir
“Kürt Özgürlük Hareketi’yle iç içe büyüdüm. Ben eğer bir siyasi oluşumda yer alacaksam bu zaten Kürt hareketi dışında bir şey olamazdı.” diyerek siyasi konumunu özlü olarak izah eden Akyol devamla şunları söyledi: “Demokratik Ulus kavramında öncelikle biz olaya sadece belediyecilik olarak bakmıyoruz. Alt yapı üst yapı. Hizmet vs. Biz bunu aşmış bulunmaktayız. Zaten sloganımızda öz yönetimle özgür kimliğe. Mardin stratejik bir yer. Çok kültürlü ve çok çeşitli halklarıyla ön planda olan bir şehir. BDP diğerlerinden farklı olarak her kimliğin kendi içinden insanların temsil etmesini sağlıyor. Bu anlamda eğer Süryani varsa Mardin’de, Süryanileri bir Süryani temsil etmeli. Buyrun diyor. Buna baktığınız zaman bugüne kadar politikalarda görülmemiş bir durum. Bu anlamda Kürt Özgürlük Hareketi’nin çok farklı bir boyutu var. Bunun en iyi örneğini Rojava’da görüyoruz. Mardin için de neden olmasın. Bunun için çalışacağız.”
Diğer yarımız Rojava’da
Rojava’nın da Süryani toplumu tarafından yakından izlendiğini söyleyen Akyol, “Çünkü bizim parçamızın diğer yarısı orada. Kamışlo-Haseki etrafında. Sayıları bu
radan daha kalabalıktı. Şu anda savaşın da etkisiyle azaldı. Ciddi bir göç söz konusu. Bizim toplumumuz savaşçı bir toplum değil. Bu bilinen bir gerçek. Biz de daha bir barışçıl, hoşgörüye dayalı dini inançtan kaynaklanan bir durum söz konusu. Orada kalıp da mücadele veren arkadaşlarımız da var halkımız da var. Bu insanlar kendilerine Kürtlerin içerisinde yer buldu. Kürt hareketinin bilinen demokrasi deneylerinden farkı da bu.”
Bizim temelimiz sevgi
“Süryanilik, hristiyanlıktan bağımsız düşünülemez.” sözleriyle Süryani toplumunun düşünme biçimlerinden de söz eden Akyol,  “Bizim toplumumuzda İncil’de yazılanlar etkilidir. ‘Tanrı sevgidir. Sevgide yaşayan tanrıda yaşar.’ Bunun yanı sıra ‘Komşunu kendin gibi sev’ şeklinde sevgi temeli üzerine kurulan bir dini inanç söz konusu. Bunu da bırakın bir kenara İsa tutuklanacağı zaman ‘Eli kılıç tutan herkes kılıçla yok olur’ diyor. Biz bu temeller üzerinde yaşıyoruz.”
Kürt halkı beni çok sevdi
Adaylığı açıklandıktan sonra kendisine karşı ilginin nasıl olduğunu sorduğumuzda, “Benim adaylığım diğer halkları da cesaretlendirdi. Kürt halkı beni çok sevdi. Onlardan çok olumlu tepkiler alıyorum. Bunlar beni ayrıca onere ediyor. Güzel başladık. Motivasyonum iyi. Kendime güvenim tam. Güzel gidiyor” yanıtını alıyoruz.
‘Umarım erkeklere örnek olur’
Ahmet Türk’le birlikte adaylığı açıklandığı ve üzerinden 1 ay geçtiği halde Februniye Aykol lehine Eşbaşkan Adaylığı’ndan çekilen Hafize Aymelek’e biz “Büyük bir örnek meydana getirdiniz. Sizin bu örneğiniz erkekler için de eğitici olacak.” deyince, “Bu insanların pek alışık olduğu durum değil. Erkek cephesinde küçük basit şeyler bir iktidar savaşlarına dönebiliyor. Bunun bir model olmasını umuyorum” yanıtını alıyoruz.
Aymelek, “Süryani birinin adaylığı stratejik bir yaklaşımın ürünü ve Önderliğin böyle bir önerisi olunca benim için zaten sözün bittiği yerdir. Demokratik ulusun alt yapısını yerelden örgütlemek bizim için en öncelikli adım. Ben 20 yıldır bu işin içindeyim.” sözleriyle özlü olarak neden çekildiğini izah ediyor. Partiden ona “başka yerden aday gösterelim” teklifi gelince bozulmuş Aymelek, “Hayır ben Februniye ile birlikte Mardin’de çalışmak istiyorum” demiş.
‘Başkanımızın güvenini boşa çıkarmayacağız’
Biz Mardin gezimizi, 21 şubat gününe göre planlamıştık. Çünkü o gün her iki eşbaşkanın Mardin’deki ilk kitlesel mitinge katılacakları bize bildirilmişti. Ne yazık ki, mitinge Ahmet Türk katılamadı. Ankara’da işi varmış. Biz de “iki eşbaşkanla” ortak bir söyleşi yapma imkanımız kalmayınca “tek” eşbaşkanla söyleşi yapma kararı aldık.
Kararımızı uygulayacağımız sırada, ANF’den bir arkadaş, Ahmet Türk’le yapılan aktüel bir söyleşiyi bize iletti. Ahmet Türk ANF’ye yaptığı açıklamada, Kürt özgürlük mücadelesi siyasi ahlakı açısından şu önemli düşünceyi dile getirdi: “Biraz şunu da anlatmak istiyorum, her seçime katıldığımızda bazı eksikliklerimiz olabilir. Bu nedenle bazı tartışmalar küskünlükler de yaşanmış olabilir. Bu tür kırgınlıklar en az bizim partimizde yaşanıyor. Çünkü bizim partimiz bir inanç partisidir. Mücadelemiz bir arkadaşımızın bir yerlere gelmesi değildir. Belki arkadaşlarımız olması gereken yerde değildir. Ancak bu yüzden partinin, otuz yıllık mücadelesini ve Sayın Öcalan’ın gücünü kırmaya kimsenin hakkı yok.”
Bir de şu düşünce: “Sayın Başkan’ın ‘Mardin’den rekor bekliyorum” biçiminde ifadeleri oluyor. Biz de Mardin olarak başkanımızın bize duyduğu güveni boşa çıkarmayacağız. Bu seçim sadece belediye kazanacağımız seçim değil. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın elini güçlendireceğimiz referandum olacaktır. Bu temelde tüm halkımızın başkan Öcalan’ın elini güçlendirmek için gerekeni yapacağını düşünüyorum.”
Mardin dünya şehri
“Bizim vaadimiz tüm kararlarımızı halkla birlikte alacağımız sözüdür. Önceliğimiz elbette kadınlar olacak. Kadınlara her alanda pozitif ayrımcılık uygulayacağız. Biz halkların talepleri doğrultusunda faaliyet yürüteceğiz. Mardin, gerçekten bir dünya şehri. Mardin bir de kadın şehri. Mardin’in estetiğinde yapılarında bir kadın ruhu var. Mardin içinde barındırdığı halklardan bağımsız düşünülemez. Mardin’in taşlarına baktığınız zaman bile bir Süryani izi Êzidî izi Ermeni izi görebilirsiniz. Biz taş yapıları düzeltmenin dışında o yapıların ruhunu ortaya çıkartmayı düşüyoruz. Böylece Mardin’i dünya şehrine yaraşır bir hale getireceğiz. Bunun için tüm dünyayı yardıma çağıracağız.”
Tecrübe ve dinamizm …
Söz diğer Eşbaşkan Adayı Ahmet Türk’e gelince daha da bir heyecanla sürdürüyor sözlerini. “Aslında çok tarihsel bir kare oluştu. 60’lı yaşlarındaki Kürt siyasetçi ile 20’li yaşlarındaki Süryani siyasetçi bir arada. Ben bu durumdan çok mutluyum. Ben enerjiğim, gencim, dinamiğim. Yapmak istediğim çok şey var. Ve bunu yapmaya cesaretim ve kendime güvenim de var. Ahmet Türk gibi bir deneyimli siyasetçi, 50 yıllık siyasetçi. 50 yıllık bir tecrübe. Düşünün artık siz. O tecrübeyle bu dinamizm bir araya gelince neler olabilir. Mardin’i uçururuz! Böyle bir iddia sahibiyiz.”
Ya uygarlık ya barbarlık
Mardin yolundayız. BDP’nin il merkezinde muhalefette olduğu bir kent Mardin. Ama tüm il sınırları içinde BDP çoğunluk partisi. O nedenle şimdi Mardin’in büyük şehir statüsü kazanmasıyla birlikte Mardin de Kuzey Kürdistan’ın renklerine bürünecek. Kırmızı, sarı, yeşil ve elbette mor renklerle bezenecek. Çok dilli, çok etnisiteli ve çok dilli bir kent yönetimi ortaya çıkacak. Mardin Mezopotamya tarihinin özeti. Fırat ve Dicle arasında MÖ 4500 yılından bugüne gelmiş. Arami Süryani, Sümer, Akad, Babil, Mittani, Asur, Pers, Bizans, Arap, Artuklu, Osmanlı ve Türk hakimiyetini yaşamış. Şehrin tüm tahribata rağmen hala yaşayan mimari yapısı bize tarihi anlatıyor.
Böyle tarihe sahip şehre ne yakışır?
Kim yakışacak? Ömrü Mezopotamya kadar kahırlarla dolu Kürt halkının evladı Ahmet Türk’le, bu topraklara hasret kalmış Süryani halkının evladı Februniye Akyol Mardin’e yakışır. Birisi “aksakal”, diğeri “genç” bu iki insanın eşbaşkanlığı Mardin’deki Ermeni, Keldani, Süryani, Êzidî, Arap ve Kürt halklarının birlikte yaşadığı tarihi simgeliyor.
Bu, Başbakan’ın “tekçi” devlet anlayışının alternatifidir. Tüm Kürdistan’da şimdi bu alternatif, pek çok eksik ve zayıflığa karşın adım adım oluşuyor. Başta Mardin bu seçimlerle birlikte “demokratik ulusun” oluşma sürecinde ileri bir adım atacak. Demokratik ulus sürecinin öncü sübjektif etkeni Öcalan’dır. Mardin’de Süryani bir eşbaşkanın adaylığında onun görüşü belirleyici olmuştur.
Mardin’in güneyinde, Rojava’nın hemen sonrasında milletler, dinler, mezhepler birbirini boğazlarken, Mardin’de büyük bir “medeniyet buluşması”nın çok anlamlı bir adımı atılıyor.
Tarihin kanlı yollarında acılar çeken bölge insanlığı, bugünkü kapitalist modernite tufanından kendisini “Hz. Nuh’un, Kürdistan adlı gemisiyle” kurtaracağa benziyor. 21 Şubat günü Mardin Mitingi’nin sahnesindeki Süryanileri, Kürtleri, Arapları ve Êzidîleri birlikte izlerken aklımıza bu ihtimal geldi.
Söyleşinin sonunda bize de tebrik etmek ve başarılar dilemek düştü.
Yarın: Evliya Çelebi ve Mardin Kalesi, Savur’da bir korucu köyü, Midyat ve Artuklu
http://www.ozgur-gundem.com/?haberID=99995&haberBaslik=M%C3%AArd%C3%AEn%20rekora%20KO%C5%9EUYOR&action=haber_detay&module=nuce

Yorumlar kapatıldı.